(Kapatılan)19. Ceza Dairesi 2021/2074 E. , 2021/16451 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5187 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Düşme
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, gerekçeli kararın şikayetçiye tebliğine dair mazbatanın, 27.01.2016 tarihinde kalemde oluşturulduğu ve postaya verildiği, 03.02.2016 tarihinde muhatabın aynı konutta birlikte oturan eşine tebliğ edildiği, hükmün şikayetçi tarafından 10.02.2016 günü temyiz edildiği anlaşılmakla, tebliğnamede temyiz talebinin süreden reddine dair düşünceye iştirak edilmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; şikayetçinin, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan doğrudan zarar görmesi karşısında, CMK"nin 260/1. maddesi kapsamında hükmü temyize hakkı bulunduğu kabul edilerek, yapılan incelemede;
Dosya kapsamından hangi aralıklarla yayımlandığı anlaşılamayan "Diyarbakır Haber Gazetesi"nin sorumlu yazı işleri müdürü olduğu iddia edilen sanık hakkında, 10.04.2015 tarihinde yayımlanan bir habere karşı, şikayetçi tarafından yapılan "düzeltme ve cevap metninin yayımlanmasına" dair başvurunun kabulüne ilişkin olarak; Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 15.05.2015 tarihli, 2015/679 D.İş. sayılı kararıyla düzeltme ve cevap metninin aynı süreli yayında aynı sayfa ve puntoda, aynı şekilde yayımlanmasına yönelik karar gereğinin, yasal koşul ve süresi içinde yerine getirmediği gerekçesiyle 19.06.2015 tarihli ihbar dilekçesine istinaden, sanığın 5187 sayılı Kanun"un 18. maddesine aykırılık suçundan cezalandırılması istemiyle 11.12.2015 tarihli iddianame ile açılan kamu davasında;
Mahkemece (tensiben) şikayet (ihbar) tarihinin 19.06.2015 olması karşısında, iddianamenin 11.12.2015 tarihinde düzenlendiği, dolayısıyla 5187 sayılı Kanun"un 26. maddesinde günlük süreli yayınlar için düzenlenen 4 aylık dava açma süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşmesine karar verildiği görülmektedir.
5187 sayılı Kanun"un "Düzeltme ve cevabın yayımlanmaması" başlıklı 18. maddesi;
"Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına ilişkin kesinleşmiş hâkim kararlarına uymayan sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili onmilyar liradan yüzellimilyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Ağır para cezası, bölgesel süreli yayınlarda yirmimilyar liradan, yaygın süreli yayınlarda ellimilyar liradan az olamaz.
Sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilen ağır para cezasının ödenmesinden yayın sahibi, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili ile birlikte müteselsilen sorumludur.
Düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması veya 14 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın yayımlanması hallerinde hâkim ayrıca, masraflar yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere, bu yazının tirajı yüzbinin üzerinde olan iki gazetede ilân şeklinde yayımlanmasına da karar verir."
5187 sayılı Kanun"un "Dava süreleri" başlıklı 26. maddesi ise;
"Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak, günlük süreli yayınlar yönünden dört ay, diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması zorunludur.
Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen süreleri aşamaz.
Sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımlatıldığı iddia edilen eserden dolayı yayımlatan aleyhine açılacak dava yönünden süre, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilecek beraat kararının kesinleşmesinden itibaren başlar.
Sorumlu müdürün yayımlanan eserin sahibini bildirmesi durumunda, eser sahibi aleyhine açılacak davada süre, bildirim tarihinden itibaren başlar.
Kovuşturulması şikâyete bağlı suçlarda dava açma süreleri, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar.
Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi durur. Durma süresi dört ayı geçemez."
Hükümlerini içermektedir.
Yukarıda yazılı mevzuat hükümlerine göre, somut uyuşmazlık kapsamında mahkemece;
Suça konu düzeltme ve cevap metninin yayımlanmasına dair karara rağmen, metnin Kanun"da öngörülen süre ve şartlarda yayımlanmaması eyleminin ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından, şikayet (ihbar) tarihi olan 19.06.2016 tarihinde öğrenilmiş olması karşısında;
Öncelikle, suça konu gazetenin yayım merkezinin bulunduğu Cumhuriyet Başsavcılığından gazetenin sorumlu müdürünün de gösterildiği zorunlu bilgilerin ve varsa suç tarihlerindeki nüshaların birer örneğinin gönderilmesi istenerek; sanığın sorumlu müdür sıfatının bulunup bulunmadığının ve üzerine atılı suçun faili olup olamayacağının araştırılması,
Devamla, düzeltme ve cevabın yayımlanması kararının verildiği Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/679 D.İş. dosyasının veya en azından düzeltme ve cevabın yayımlanmasına dair kararın sorumlu müdüre teslim edildiğini gösterir tebliğ evrakının incelenmesi ile itiraz yolu açık olan kararın usulüne uygun kesinleşip kesinleşmediğinin ve suça konu süreli yayının günlük mü yoksa diğer süreli yayınlar kapsamında mı olduğunun araştırılarak dava açma süresinin 4 aylık süreye mi yoksa 6 aylık süreye mi tabi bulunduğunun değerlendirilmesi gerekirken, tensiben verilen eksik incelemeye matuf hükümle denetime elverişli olmayan bir şekilde davanın 4 aylık sürede açılmadığından bahisle reddine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-) Suç tarihinin ancak kesinleşen kararın tebliği üzerine isabetli şekilde belirlenebileceği değerlendirilmekle, şikayet (ihbar) dilekçesinde Sulh Ceza Hakimliği kararının sorumlu müdüre 01.06.2015 tarihinde tebliğ edildiğinin yazılı olması karşısında, suçun işlendiği tarihin en erken 05.06.2015 tarihi olarak yazılabileceği gözetilmeksizin, gerekçeli kararda suç tarihi olarak düzeltme ve cevaba konu olan asıl haberin yayımlandığı 10.04.2016 tarihinin yazılması,
2-) 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK"nin 251/1. maddesi ile; sadece adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda "basit yargılama usulü"nün uygulanması mümkün hale getirilmiş, aynı Kanunla Ceza Muhakemeleri Kanunu"na eklenen Geçici 5/(1)-d maddesinde ise; 01/01/2020 tarihi itibarıyla "...kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş..." dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulünün uygulanmayacağı düzenlenmiş ise de,
Anayasa Mahkemesi"nin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4 Karar sayılı ve 25.06.2020 tarihli, 2020/16 E. 2020/33 K. sayılı kararları ile yukarıda anılan geçici 5/1-d maddesinde yer alan "...kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış..." ibarelerinin, aynı bentte yer alan "Basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi karşısında, mahkemece sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikteki "basit yargılama usulünün" uygulanma şartları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi mecburiyeti,
Bozmayı gerektirmiş ve şikayetçinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN, tebliğnameye aykırı olarak, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 29.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.