14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/13799 Karar No: 2013/15245 Karar Tarihi: 05.12.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/13799 Esas 2013/15245 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/13799 E. , 2013/15245 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.08.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, önalım hakkı nedeniyle ... iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının 9923 parsel sayılı taşınmazda paydaş bulunduğunu, taşınmazın diğer paydaşlarından ..."ın 50000/393989 payını 12.07.2011 tarihinde davalıya satarak devrettiğini, satışın noter vasıtası ile davacıya bildirilmediğini öne sürerek davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın, paydaşlarca protokol yapılmak suretiyle taksim edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, paydaşların, protokolde, 3. kişiye satıştan önce diğer paydaşlara teklifte bulunulması hususunda anlaştıkları, davacıya satışın bildirilmediği ve taşınmaz üzerinde fiili bir paylaşımın bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında paylaşılıp her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olayda, mahkemece, dosyada bulunan “9923 parsel ifraz çalışması” başlıklı tarihsiz belge de değerlendirilmek suretiyle, taksim savunmasının mahallinde keşif yapılarak araştırılması, değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 05.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.