Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/40756 Esas 2018/3646 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/40756
Karar No: 2018/3646
Karar Tarihi: 28.03.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/40756 Esas 2018/3646 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/40756 E.  ,  2018/3646 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, mülkiyeti şahsına ait olan taşınmazını .... ’ya (... ) sattığını, .... ’ye diğer davalı ...’in kefil olduğunu, senedin 15.000,00 TL üzerinden düzenlendiğini, ne var ki, senede hem lehtar hem asıl borçlu davalı ... olarak yazıldığını, davalı .... ise kefil olarak gözüktüğünü, bu durumun bilgisizliklerinden kaynaklandığını ancak senedin yan tarafına "... alacaklıdır" diye ibare bulunduğunu, bu durumun kendisinin alacaklı olduğunun kanıtı olduğunu ileri sürerek, davalılardan olan 15.000,00 TL alacağının 18/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılardan ..., davacının tüm iddialarının doğru olduğunu savunarak açılan davayı kabul etmiş, diğer davalı ... ise davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığı, senedin düzenleniş biçimi itibariyle kanıt niteliğinin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 15.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kambiyo senedine dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, kambiyo senedinden kaynaklanan haklar yitirilmiş ise de senedin yazılı delil başlangıcı sayılabileceği kabul edilerek davalılardan .... ’in beyanına itibarla her iki davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar, mahkemece, az yukarıdaki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK’ nun 585. maddesine göre, poliçe bizzat keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi bir üçüncü şahıs hesabına da düzenlenebileceği ancak TTK’nun 690. maddesi, aynı yasanın 585.maddesine yollama yapmadığından anılan maddenin bonolarda uygulanamayacağı açıktır. Somut olayda, alacağın dayanağı olarak gösterilen senet bono olarak düzenlenmiş olup, keşidecisi ve lehtarı aynı kişidir. Bu durumda, senedi kambiyo senedi olarak kabul etmek mümkün değildir. Kambiyo senedi niteliğinde olmayan bir senet yazılı delil başlangıcı olarak sayılamaz. Kaldı ki senet metninde davacının alacaklı olduğu anlaşılamadığı gibi iddiaları ile senet metninde yer alan düzenlemelerin çeliştiği ve yalnızca senedin yan tarafında ‘tahsili alacaklı ...’ olarak bir yazının bulunduğu görülmektedir. Bu durumda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığına göre, davasının ancak miktar itibariyle yazılı delille ispatlaması gerekir. Hal böyle olunca mahkemece, dava konusu senedin kambiyo senedi olmadığı, dolayısıyla yazılı delil başlangıcı da sayılamayacağı gözetilerek ispat yükü kendisinde olan davacının davasını miktar itibariyle yazılı delille kanıtlaması gerektiği gözetilerek davacıya varsa yazılı delillerini sunması için süre verilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalılardan ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan 256,20 TL harcın istek halinde davalı ..."ya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.