4. Ceza Dairesi 2016/18665 E. , 2017/1910 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/137 esas, 2016/416 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 15.11.2016 gün ve 94660652-105-41-12557-2016-Kyb sayılı yazılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/12/2016 günlü ve 2016/392608 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede,
Anılan kararın sanığın hakaret suçu yönünden temyiz edilmesi nedeni ile dosya aslı Yargıtay’a gönderilmiş olduğundan, dosya sureti üzerinden yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın adli sicil kaydı bulunduğu ve bu nedenle bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığı gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmış ise de, dosya kapsamında sehven sanığa ait olduğu zannedilen sabıka kaydının eksik kimlik bilgileri ile sorgulanmış olduğu ve sanığa ait olmadığı, esasen suç tarihi itibari ile sanığın her hangi bir sabıka kaydı bulunmadığı cihetle, dosya kapsamı ile çelişen hukuka aykırı gerekçeye istinaden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-Olay
Sanık hakkında TCK"nın 106/1-2 cümle, 62/1 ve 52/2 maddelere göre sonuç olarak 1.000 TL adli para cezasıyla mahkumiyetine ve “sanığın adli sicil kaydı bulunduğu ve bu nedenle bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığı gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği”, gerçekte sanığa ait olduğu kabul edilen sabıka kaydının eksik kimlik bilgileriyle alınmış olup sanığa ait bulunmadığı, sanığın doğru kimlik bilgilerine göre sorgulandığında suç tarihi itibariyle sabıkasız olduğu halde, yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğundan kanun yararına bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
2-Hukuksal Değerlendirme
Dosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında kurulan hükmün sanığın adli sicil kaydı bulunduğu ve bu nedenle bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığı gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş" ise de, dosyada mevcut ve sanığa ait olduğu mahkemece kabul edilen sabıka kaydının eksik ve yanlış kimlik bilgisiyle alınmış sanıktan başkasına ait olduğu, sanığın gerçekte doğru kimlik bilgileriyle sorgulandığında suç tarihi itibariyle sanığın sabıkasız bulunduğu halde, mahkemece yanlış sabıka kaydının sanığa aidiyeti kabul edilerek yazılı şekilde hükmün açıklanmasına yer olmadığına dair karara gerekçe yapılmasının usul ve kanuna aykırı olduğundan, kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmakla,
3-Sonuç ve Karar
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesin"ce verilip kesinleşen 26/05/2016 gün ve 2016/137 esas, 2016/416 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, CMK"nın 231. maddesinin mahkemesince yeniden değerlendirilmesi gerekeceğinden sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde yerine getirilmesine, 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.