Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/11394
Karar No: 2021/5230
Karar Tarihi: 07.04.2021

Danıştay 6. Daire 2020/11394 Esas 2021/5230 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/11394
Karar No : 2021/5230

TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVALI) :…Valiliği
VEKİLİ : Av. …
2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): … İnşaat Madencilik Enerji Üretim San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Eskişehir İli, Alpu İlçesi, …Mahallesi mevkiinde davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "201802098 Ruhsat Nolu Altın-Gümüş Ocağı" projesi ile ilgili olarak Eskişehir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla çevre mühendisi, jeoloji mühendisi, maden mühendisi, ziraat mühendisi ve harita mühendisinden oluşan bilirkişi heyetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; Geomatik/Harita Mühendisliği Yönünden Yapılan Değerlendirmede; keşif sırasında kontrol amaçlı 201802098 nolu sahaya ait ruhsat alanı içinde 4 noktada (N1, N2, N3 ve N4) el GPS’i ile koordinat ölçümü yapıldığı, bu noktalardan N1 ve N2 nolu noktalar ÇED alanı içinden, N3 ve N4 nolu noktalar ise ÇED alanı dışından seçildiği, N2 nolu nokta, toprak numunesi alınan noktanın konumunu gösterdiği, ÇED alanının batı sınırından yaklaşık 195 m uzaklıktaki N3 nolu noktanın civarında bulunan sazlıklar ve söğüt ağaçlarının (ruhsat alanında) bu bölgede su varlığının bir göstergesi olabileceği, sahaya ait ÇED alanı, stok alanı, pasa alanı, şantiye alanı ve bitkisel toprak depolama alanı koordinatları ile arazide keşif sırasında ölçülen GPS noktaları (N1, N2, N3, N4) birlikte Google Earth uydu görüntüsü üzerine yerleştirildiği, ayrıca Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ekinde verilen Tescilli Darören Höyük'ünün de gösterildiği, höyüğün, ÇED alanına yaklaşık 1603 m, pasa alanına yaklaşık 1067 m ve şantiye alanına yaklaşık 1280 m uzaklıkta olduğu, geniş bir alanı (1979.67 hektar) kaplayan ruhsat alanının şekil 1.2’de gösterilmediği, ancak ÇED alanı, stok alanı, pasa alanı, şantiye alanı, bitkisel toprak depolama alanının, arazide keşif sırasında ölçülen GPS noktaları (N1, N2, N3, N4) ve Tescilli Darören Höyük’ün ruhsat alanı içinde kaldığı, Jeoloji Mühendisliği Yönünden Yapılan Değerlendirmede; proje tanıtım dosyasında (PTD) işletme süreci hakkında çok yüzeysel bilgiler verildiği, bu tip büyük işletmelerde detaylı arazi incelemeleri, arazi ve laboratuvar deneyleri gerekli olduğu, açık ocak işletmelerinde, üretime başlanmadan önce, muhakkak ruhsat sahasının, hem arazi incelenmeleri hem de laboratuvar deneyleri destekli, detaylı olarak hidrolojik ve hidrojeolojik açıdan ele alınması gerektiği, ocak ve pasa alanında, yağışlar sonucu yüzey suyuyla, alt kotlarda yer alan ekili arazilerin etkilenme ihtimalinin bulunduğu, özellikle patlatmayla açılacak olan ocak alanında tabanda yer alan konglomera biriminde kırık ve çatlakların genişlemesi sonucu yeraltı suyunun kirlenme olasılığının bulunduğu, ocak alanında yeraltı suyunun mevcut olduğu, ocak alanı yakınındaki tarlalarda sulama amaçlı su kuyularının bulunduğu, ocak tasarımı yapılırken, sondaj loglarının jeoteknik değerlendirmesi yapılması ve ocağın yer aldığı kaya kütlelerinin RMR değerleri ve süreksizlik yönelimlerinin belirlenmesi gerektiği, bu tespitlere göre basamak sayısına, basamak geometrisine, ocak genişleme geometrisine ve bunun gibi ocak tasarımıyla ilgili unsurlara karar verilmesi gerektiği, pasa alanı yüzölçümünün 12 sene işletilecek ocaktan çıkacak pasa miktarını karşılayacak kapasitede olmadığı, pasa alanının da, erozyon, su drenajı ve şev duraylılığı açısından detaylı bir tasarımı yapılması gerektiği, pasa alanının 50 m yakınındaki Uyuzhamam mahallesi su deposunun tehdit altında olduğu, pasa malzemede meydana gelebilecek toprak kayması veya kirli su sızıntısının su deposuna zarar verme ihtimalinin bulunduğu, Maden Mühendisliği Yönünden Yapılan Değerlendirmede; proje sahasında yapılan incelemede henüz herhangi bir cevher üretim faaliyetinin olmadığının görüldüğü, bu zamana kadar sahada sadece arama amaçlı sondajların yapıldığı bilgisinin alındığı ve saha incelemesinde tamamlanmış sondaj noktalarının uygun bir şekilde kapatıldığının (mühürlendiği) görüldüğü, PTD'de 22.743.000 ton görünür rezerv olduğu ve yıllık 2.000.000 ton üretim ile madenin 12 yıl ömrünün belirlendiğinin ifade edildiği, sahada tamamlanmış olan sondajlardan elde edilen ön jeolojik bilgiler ile bu miktarın belirlenmiş olduğunun anlaşıldığı, zira sondajlardan alınan örnekler üzerinde analizlerin sürdüğü, değerli mineralin ekonomik olup olmadığı konusunda tam bir fizibilite yapma aşamasına henüz gelinmediği bilgisinin alındığı, dolayısıyla PTD’de üretim ile ilgili verilen tüm rakamların sadece birer öngörüden oluştuğu, bu rakamların tam fizibilite aşamasında kesinleştirileceği, mevcut bilgiler doğrultusunda yapılacak olan ön fizibilite değerlendirilmesi sonucunda nicelik ve nitelik olarak umut vadeden bir cevher oluşumunun kesinleştirilmesi halinde cevherin üretimine yönelik daha ayrıntılı çalışmalara, dolayısıyla daha fazla sondajın yapılmasına ihtiyaç duyulacağı, sonuç olarak, sahada henüz bir üretim faaliyeti olmadığı, şu ana kadar yapılmakta olan arama çalışmalarının da madencilik bilimine uygun şekilde yapıldığının anlaşıldığı, Ziraat Mühendisliği Yönünden Yapılan Değerlendirmede; işletme bölgesi ile sondajlama çalışması yapılan arazi arasındaki mesafenin çok uzun ve aradaki alanın çok farklı özelliklerde tarım arazileri ile kaplı olduğu, sondajlama çalışmasının yapıldığı bölgenin, tarımsal faaliyetlerin yürütüldüğü, çanak görünümlü, DSİ kuyu işaretlerinin yer aldığı ve IV., VI. sınıf arazilerden oluşan kuru ve sulu koşullarda tarımın yapılan bir alan olduğu ve doğu tarafında taban arazi ile birleştiği, alanın büyük ova içerisinde olduğu, çalışma alanının mer’a ve orman alanı olduğunun keşif zamanında belirtildiği, en önemli ve üzerinde durulması gereken konunun, alanın içindeki DSİ'ye ait kuyuların varlığı ile arazi çalışmasında gözlemlenen sondaj ile çıkartılan su ile yapılan sulu tarım faaliyeti olduğu, arazide ayrıca doğal olarak suların depolandığı alanların da, çevresinde yetişen yoğun bitki örtüsü ile birlikte gözlemlendiği, büyük bir alanda yayılım gösteren çalışma alanında yer yer tabii ki daha iyi toprak ve arazi özelliklerine sahip daha küçük boyutlarda III. sınıf arazilerin de mevcut olduğu, alan içerisinde gözlenen mer’a arazileri, iyi cins merâ bitkilerinin çeşit ve oranı %25’den az olduğu için zayıf mer’a olarak değerlendirildiği, PTD'de toprak ve arazilerin özelliklerinin böyle bir çalışma için çok yetersiz bir şekilde yer aldığı, ÇED çalışmalarının en önemli iki bileşeninin toprak ve arazi olduğu, bunların özelliklerinin (eğim, derinlik, taşlılık, EC, PH, organic madde, tekstür, kireç, hidrolik iletkenlik, permeabilite, saturasyon, verimlilik analizleri ve daha birçok önemli fiziksel, kimyasal, biyolojik özellikler) detaylı olarak araştırılması gerektiği, Çevre Mühendisliği Yönünden Yapılan Değerlendirmede; PTD'de cevherin yeraltından çıkarılmasından sonra yapılması gereken işletme akışı ve akım şemasının bulunmadığı, maden işletmesi sırasında kullanılacak yol güzergahlarının ve bu yolların durumunun PTD'de verilmediği, 160 seferin yaklaşık 5 dakikada bir kamyon geçişi anlamına geldiği, bu nedenle, taşımanın önemli aşamalarından birisi olduğu, kullanılacak olan yolun bölgedeki diğer paydaşlar ile paylaşılıp paylaşılmayacağının belirtilmediği, madenin çıkarılacağı alanda kaç adet tarla olduğu ve bu tarlalardan elde edilen ürünlerin ne olduğunun PTD'de yer almadığı, PTD'de ruhsat alanında keson, derin, artezyen vb. kuyu bulunmadığı belirtilse de, keşif sırasında DSİ’ye ait kuyuların olduğunun görüldüğü, yeraltı suyu proje bölgesi içindeki ve civarındaki tarlalarda tarımsal faaliyetlerde kullanıldığı, proje alanının hemen yanında yoğun tarımsal faaliyetin yürütüldüğü, ancak tarımsal faaliyetin boyutunun PTD’de yer almadığı, her türlü riskin yüksek olduğu, uzun süreli ve yüksek getirili bir yatırım süreci planlanırken “cevher satışının dikkate alınmadığını” düşünmenin doğru olmayacağı, bu nedenle, en azından maden ruhsat sahası içinde zenginleştirme yapılıp yapılmayacağının beyan edilmesinin de ticari bir kaygı oluşturmaması ve cevher zenginleştirme ruhsat sahası içinde yapılacak ise bu durumun beyan edilmesi gerektiği, her iki durumun da çevresel etki açısından bilinmesinin önemli olduğu, kaldı ki çıkarılan madenin hiçbir işlem yapılmasa bile depolanacağı korumalı bölgenin de projenin bir parçası olduğu, ayrıca proje alanının, Alpu Ovasının içinde olduğu, projenin her ne kadar küçük bir alanda yapılacağı beyan edilmiş olsa da, bu faaliyetten etkilenecek çevre/ekosistemin büyük olduğu ve çevresel hassasiyetlerinin olduğu, PTD'de Alpu Ovası ve tarımsal kullanımı ve önemi açısından bir incelemeye rastlanılmadığı, Resmi Gazete’de yakın geçmişte yayımlanmış olan Büyük ovaların korunması ile ilgili iki adet Bakanlar Kurulu kararının mevcut olduğu, 21/01/2017 tarih ve 29955 mükerrer sayılı Resmi Gazetede, Bazı Ovaların Büyük Ova Koruma Alanı olarak belirlenerek, 49 İlde 141 ovanın koruma kararının yayımlandığı, 02/06/2017 tarih ve 30084 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla 8 ilde 51 ovanın daha listeye ilave edildiği, bu ovaların “tarımsal sit” olarak ilan edildiği ve koruma altına alındığı, Eskişehir Alpu Ovasının bu kapsamda yer aldığı, Alpu Ovasının jeolojik ve tarımsal özellikleri nedeni ile zaman içinde buğday, arpa, nohut, yulaf, şekerpancarı üretimi ve hayvancılık yapılan bir bölgenin gelişmesinin sağlandığı, dava konusu projenin yeraltı suyu, toprak ve hava kirliliği potansiyeli nedeniyle Alpu Ovası için bir risk kaynağı olduğu, PTD’de bu konunun irdelenmiş olmamasının eksiklik olduğu, PTD'de arkeolojik alanın olmadığının beyan edildiği, proje alanı dışında, ruhsat sahası içinde kalan arkeolojik sit alanının olduğu, bu nedenle, PTD’de böyle bir alan olduğu ancak bölge kapsamında olmadığının belirtilmesi gerektiği, PTD'de çevresel etkilerin en aza indirilmesi bakımından içeriğin yetersiz olduğu, dava konusu proje kapsam olarak ÇED Yönetmeliği EK-2 listesine girse de, proje seçme ve eleme kriterleri dikkate alınarak değerlendirildiğinde, ÇED sürecine tabi olması gereken bir proje olduğu, Alpu Ovasının çevresel risk altına girdiği, sonuç olarak, dava konusu madencilik faaliyetiyle ilgili çevresel etkilerin ÇED sınırlarının dışında da görüleceği, PTD'nin çevresel etkilerin hissedileceği bu alanların (yeraltı suyu, tarla, mera ve yollar gibi) tanımlanmasında ve etkilerinin neler olacağı konusunda yetersiz kaldığı, PTD'de çevresel etkiler tam olarak belirlenmediği için önlemlere de tam olarak yer verilmediği ve projenin çevresel etkileri dikkate alındığında, ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesi kapsamında değerlendirilmesinin doğru olmadığı, dolayısıyla PTD'nin içeriği ve projenin etkileri itibarıyla ÇED Gerekli Değildir kararı verilmesinin uygun olmadığı, yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir.
25 hektar ve üzeri arazi yüzeyinde (Kazı ve döküm alanı dahil) planlanan açık madencilik işletmelerinin çevresel etki değerlendirmesi uygulanacak projeler kapsamında kaldığı, madencilik projeleri kapsamında madenlerin çıkarılmasının, söz konusu arazi büyüklüğü sınırını aşmadığı takdirde, çevresel etki değerlendirmesi uygulanması kriterlerine tabi olmayacağı, seçme eleme kriterlerine tabi olacağı ve bu kapsamda seçme ve eleme kriterleri ve çevresel faktörler bakımından yeterli önlemlere haiz olduğu tespit edilen projeler için "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilebileceği tabii olmakla birlikte, tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ve kurul veya kurulların görüşü alınarak, Cumhurbaşkanı kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenen alanların ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla, tarımsal amaçlı yapılar için veya Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler için izin verilmesi halinde tarım dışı amaçlarla kullanılabileceği de açıktır.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; alanın Alpu İlçesinde yer alan ve 12/12/2016 tarih ve 2016/9620 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Büyük ova olarak belirlenen Alpu ovası sınırları içerisinde yer aldığı, ancak proje ile ilgili olarak verilen ÇED Gerekli Değildir kararının dayanağı PTD'de, söz konusu alanda yürütülecek olan madencilik faaliyeti bakımından ilgili Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa alınmış kamu yararı kararının ve büyük ova sınırları içerisinde yer alan tarım arazileri bakımından alınmış tarım dışı kullanım izninin bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, Eskişehir İli, Alpu İlçesi, … Mahallesi mevkiinde müdahil şirket tarafından yapılması planlanan "201802098 ruhsat nolu Altın-Gümüş Ocağı" proje alanının bir kısmının Büyük Ova ilan edilen tarım arazilerinin bulunduğu alana isabet ettiği anlaşılmış olup, uyuşmazlık konusu alanda yürütülecek olan madencilik faaliyetlerinin, Büyükova niteliğinde bulunan tarım arazilerine ve çevresine olumsuz bir etkisinin olup olmayacağı hususunun, ÇED raporu hazırlanarak incelenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, yürütülmesi planlanan madencilik faaliyetine esas olmak üzere 5403 sayılı Kanun kapsamında ilgili Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa alınmış kamu yararı kararı ve Büyükova sınırları içerisinde yer alan tarım arazileri bakımından alınmış tarım dışı kullanım izni bulunmadığı hususu da dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu "Altın-Gümüş Ocağı" proje alanına yönelik hazırlanan PTD esas alınmak suretiyle tesis olunan dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idare tarafından, dava konusu projeyle ilgili kurumlardan alınan görüşler dikkate alınarak, projenin yapılmasında sakınca bulunmadığının belirlendiği, Mahkeme kararında, dava konusu projenin Büyük ova ilan edilen tarım arazilerine isabet ettiği anlaşıldığından, projenin bu alanlara etkisinin ÇED raporu hazırlanarak incelenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, Büyük Ova koruma alanı olarak belirlenen Alpu Ovasının, koruma alanı sınırlarının belli olduğu, oysaki proje alanı olan ÇED alanının, Büyük Ova koruma alanı olarak ilan edilen Alpu Ovasında kalmadığı, diğer taraftan mevzuatta ÇED Olumlu veya ÇED Gerekli Değildir kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatının verilmeyeceğinin düzenlendiği, dolayısıyla tarım arazileri bakımından tarım dışı kullanım izninin bulunmamasının, ÇED Gerekli Değildir kararının iptal sebebi olamayacağı, zira ÇED Gerekli Değildir kararının verilmesinin, alınması gerekli izinlerden muafiyet anlamına gelmeyeceği, PTD'de bu iznin alınacağının taahhüt edildiği, söz konusu proje kapsamında cevher çıkarılması planlanmış olup, cevher bakımından alternatif alanın söz konusu olmayacağı, kaldı ki dava konusu alanın koruma altına alınmış bir alan olmadığı, projenin çevresel etkilerinin ve önlemlerinin detaylı olarak PTD'de ele alındığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
2- Davalı yanında müdahil tarafından, projenin kazı ve döküm alanı olmak üzere kapsam itibarıyla ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesinde yer aldığı, ayrıca şantiye alanının dahil edilmesi halinde bile, kapasitenin artmayacağı, projeyle ilgili DSİ 3. Bölge Müdürlüğünün, Eskişehir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün olumlu görüşlerinin bulunduğu, ayrıca İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün görüşünde, alanın Büyük Ova koruma alanı kapsamında kaldığı konusunda bir hususun belirtilmediği, kaldı ki böyle dahi olsa faaliyete başlamadan önce tarım dışı kullanım amaçlı izin alınacağının belirtildiği, PTD'de sefer sayıları ile kullanılacak nakliye yolunun belirtildiği, su deposuyla ilgili de PTD'de gerekli önlemlerinin alınacağının belirtildiği, dolayısıyla projenin tüm yönleriyle çevresel etkilerinin ve önlemlerinin ele alındığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının aşağıda yer verilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Eskişehir İli, Alpu İlçesi, … ve … Mahalleleri civarında ve … paftasında yer alan 1979,67 hektarlık … no'lu ruhsat sahası içerisinde davalı yanında müdahil tarafından öncelikle maden tespitine ve yayılımına yönelik olarak karotlu sondaj arama projesi planlanmış, davalı idare tarafından söz konusu projeyle ilgili … tarih ve … sayı ile “ÇED Yönetmeliği Kapsam Dışı" işlemi tesis edilmiş, bu kapsamda arama faaliyetleri gerçekleştirilmiş ve tüvenan cevher tespiti yapılmıştır.
Sonrasında, cevher tespit edilmesi nedeniyle bu alanda ocak alanı, pasa depolama alanı ve şantiye alanı olmak üzere 24,82 hektarlık alanda davalı yanında müdahil tarafından, “Altın-Gümüş Ocağı” projesinin yapılmasının planlanması üzere PTD hazırlanarak, davalı idareye sunulmuştur.
Davalı idare tarafından, PTD ile ilgili kurumlardan alınan görüşler neticesinde “Altın-Gümüş Ocağı” projesi hakkında … tarih ve … sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projeler hakkında yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı, Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış, 6. maddesinde; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralına, 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına, 15. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-2 listesinde yer alan projeler, b) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-2 listesinde belirtilen projeler, seçme, eleme kriterlerine tabidir." kuralına, 17. maddesinde ise; "(1) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. Bakanlık inceleme değerlendirme sürecinde gerekli görülmesi halinde yetkili kurum/kuruluşlardan görüş isteyebilir. Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir. (Son cümleye yönelik, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/07/2018 tarih ve YD İtiraz No:2018/177 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.) (2) Bakanlık on beş (15) iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkında "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararını beş (5) iş günü içinde verir, kararı Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildirir. Valilik, bu kararı askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurur. (3) “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilen proje için beş (5) yıl içinde mücbir sebep bulunmaksızın yatırıma başlanmaması durumunda “ÇED Gerekli Değildir” kararı geçersiz sayılır. (4) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projeler için bir (1) yıl içerisinde Bakanlığa başvuru yapılmaması durumunda karar geçersiz sayılır." kuralına yer verilmiştir.
Diğer taraftan; 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 13. maddesinde; "Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla; a) Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, b) Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, c) Petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, ç) İlgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, d) Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar, e) (Ek: 31/1/2007-5578/3 md.) Kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar, f) (Ek: 26/3/2008-5751/1 md.) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili yatırımları, g) (Ek: 26/3/2008-5751/1 md.) Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir. (Ek cümle: 31/1/2007-5578/3 md.) Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir. Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir..." hükmü, 14. maddesinde; "Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar; kurul veya kurulların görüşü alınarak, Cumhurbaşkanı kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir. Büyük ovalardaki koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı projeleri ve arazi kullanım plânları, kurul veya kurulların görüşleri dikkate alınarak, Bakanlık ve valilikler tarafından öncelikle hazırlanır veya hazırlattırılır. Büyük ovalarda bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamaz. Ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla; a) Tarımsal amaçlı yapılar, b) Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler, için tarım dışı kullanımlara Bakanlıkça izin verilebilir..." hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve sulu tarım arazileri ile Büyük Ova koruma alanı ilan edilen alanlardaki tarım arazilerinin amacı dışında kullanılamayacağı, ancak belli şartlar dahilinde tarım dışı amaçla kullanılmasına izin verilebileceği düzenlenmiş olmakla birlikte, gerek 2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde, gerekse ÇED Yönetmeliğinin 6. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, ÇED Olumlu ve ÇED Gerekli Değildir kararı alınmadıkça projeyle ilgili gerekli olan izinlerin verilemeyeceğinin, ancak bu karar alınmaksızın izinle ilgili başvuruların yapılabileceğinin düzenlendiği dikkate alındığında, "ÇED Gerekli Değildir" veya "ÇED Olumlu" kararının verilmesi amacıyla idareye sunulan PTD'de veya ÇED raporunda bu kapsamda alınmış bir izne yer verilmemesinin iptal gerekçesi olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince; her ne kadar proje alanının bir kısmının Büyük Ova ilan edilen tarım arazilerinin bulunduğu alana isabet ettiği, dolayısıyla bu alanda yürütülecek olan madencilik faaliyetlerinin, Büyükova niteliğinde bulunan tarım arazilerine ve çevresine olumsuz bir etkisinin olup olmayacağı hususunun, ÇED raporu hazırlanarak incelenmesi gerektiği, yürütülmesi planlanan madencilik faaliyetine esas olmak üzere, 5403 sayılı Kanun kapsamında ilgili Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa alınmış kamu yararı kararı ve Büyük Ova sınırları içerisinde yer alan tarım arazileri bakımından alınmış tarım dışı kullanım izni bulunmadığı hususlarına yer verilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, davalı idarenin temyiz dilekçesinde, proje alanının Büyük Ova koruma alanı içerisinde bulunmadığı belirtilmiş olup, Dairemizin 20/01/2021 tarih ve E:2020/11394 sayılı ara kararı üzerine, Eskişehir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı cevabında, proje alanında bulunan ocak alanı, depo alanı ve şantiye alanının Alpu Büyük Ova koruma alanı sınırları içinde kalmadığının belirtildiği ve bu durumu gösteren haritanın sunulduğu dikkate alındığında, ocak alanı, pasa depolama alanı ve şantiye alanından oluşan proje alanının, Alpu Büyük Ovası koruma alanı sınırları içinde kalmadığı, ancak PTD'den, bu alanda diğer tarım arazilerinin bulunduğunun ve faaliyete geçilmeden önce tarım dışı kullanım izni alınacağının taahhüt edildiğinin anlaşıldığı, öte yandan proje alanı, Büyük Ova koruma alanında bulunsa dahi, faaliyetin bu alanda yapılabilmesi için gerekli olan tarım dışı kullanım izninin, yukarıda yer verilen mevzuat gereği, PTD'de yer almasının zorunlu olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte, Eskişehir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı cevabına ek olarak gönderilen haritanın incelenmesinden; proje alanının, Alpu Büyük Ovası sınırlarına yakın olduğunun görüldüğü ve Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da PTD'de, Alpu Büyük Ovası koruma alanıyla ilgili herhangi bir değerlendirmenin yer almadığının ve projenin çevresel etkilerinin, ÇED alanının dışında da görüleceğinin belirtildiği dikkate alındığında, bilirkişi raporunda vurgulanan çevresel etkileri ve önlemleri de kapsayan bir ÇED raporu hazırlanarak ÇED sürecinin işletilmesi ve neticede ortaya çıkan duruma göre iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına,
07/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi