Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2021/2331
Karar No: 2021/2135
Karar Tarihi: 07.04.2021

Danıştay 8. Daire 2021/2331 Esas 2021/2135 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2331
Karar No : 2021/2135

DAVACI : … Odası … Şubesi

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …

DAVANIN ÖZETİ : 30/01/2021 tarih ve 31380 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca Bolu ili, Mudurnu ilçesi, Güllüören ve Yaylabeli yaylalarının yayla alanı olarak ilan edilmelerine ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarında yer alan hükümlerin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 3461 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Dava konusu edilen Cumhurbaşkanlığı Kararı ile davacı Oda arasında meşru, somut ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı, Odanın menfaatinin ihlal edilmediği anlaşıldığından, davanın bu gerekçeyle ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dava dilekçesi ve ekleri 2577 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde iptal davaları, idarî işlemler hakkında menfaatleri ihlâl edilenler tarafından, tam yargı davaları da idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; 14. maddesinin 3/c bendinde, dava dilekçelerinin, diğer ilk inceleme konuları yanında ehliyet yönünden de inceleneceği belirtilmiş; aynı Kanunun 15. maddesinin 1/b bendinde ise, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığında davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller" başlıklı 31. maddesinde, "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır." hükmü yer almaktadır.

2577 sayılı Kanunun yukarıda anılan hükmüyle atıf yapılan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 50 vd. maddelerinde, "Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. Medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir. Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir." düzenlemeleri bulunmaktadır.
Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 8 vd. maddelerinde, "Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler. Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir." hükmüne 47 vd. maddelerinde ise, "Başlıbaşına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları, kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanırlar. Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler. Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır."
İdari yargıda dava açma ehliyetine sahip olmak için hem 2577 sayılı Kanunun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Kanun ve 4721 sayılı Kanunda aranılan şartları taşımak hem de 2577 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen "menfaati ihlal edilenlerden olma" şartını sağlamak gerekmektedir. Bahsedilen şartlardan ilki objektif ehliyet (taraf ehliyeti ve dava ehliyeti) olarak tanımlanmakta olup, ikincisine ise subjekif ehliyet (menfaat) denilmektedir. Dolayısıyla idari yargıda açılacak bir iptal davasında davacı sıfatıyla taraf olabilmek için objektif ve subjektif ehliyete birlikte sahip olunması gerektiğinden, bunlardan birinin yokluğu kişinin davacı sıfatını taşımasına engel oluşturur.
Objektif ehliyet, taraf ehliyeti ve dava ehliyeti olmak üzere iki unsurdan meydana gelmektedir. Taraf ehliyeti, bir davada davacı veya davalı olabilmeyi; dava ehliyeti ise, bir davayı davacı veya davalı sıfatıyla bizzat ya da vekil aracılığıyla açabilme, takip edebilme ve davayla ilgili usul işlemlerini yapabilmeyi ifade etmektedir. Bu bakımdan, medeni hukuktaki hak ehliyetinin medeni usul hukukundaki karşılığı taraf ehliyeti iken, medeni hakları kullanma ehliyetinin medeni usul hukukundaki karşılığı dava ehliyetidir.
Subjektif ehliyet, yani menfaat koşulu ise, 2577 sayılı Kanundan kaynaklanmakta olup, idari yargılama usulüne özgüdür ve davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatinin ihlal edilmesi anlamına gelmektedir.


Yukarıda ilgili kısımlarına yer verilen Medeni Kanun hükümleri uyarınca, tüzel kişiler gerekli organlara sahip olduklarında, yani fiil ehliyetini kazandıklarında dava ehliyetine sahip olurlar. Bu nedenle, tüzel kişiliğin, davanın açıldığı tarihte ve davanın devamı süresince bulunması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Bolu ili, Mudurnu ilçesi, Güllüören ve Yaylabeli yaylalarının yayla alanı olarak ilan edilmelerine ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarında yer alan hükümlerin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararının iptali istemiyle davacı Mimarlar Odası Ankara Şubesince bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, yukarıda belirtilen ilkelere göre davacının dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Ana Yönetmeliği'nin 45. maddesinin 2. fıkrasında "(...) Şubelerin ayrı tüzel kişilikleri yoktur." düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu durumda, yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda, tüzel kişiliği bulunmayan davacı Şubenin dava ehliyetine sahip olması mümkün olmadığından, dava açma ehliyetinden yoksun olan davacı tarafından açılan davanın, davacının objektif ehliyet koşulunu taşımadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3-c ve 15/1-b maddeleri uyarınca DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcı ile artan posta giderinin istemi halinde davacıya iadesine,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 07/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi