(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/15689 E. , 2012/1492 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı,davalı şirket ile birlikte dava dışı... İnş.Tic.Ltd.Şti"nin T.Halk Bankası Adıyaman şubesinden kullandığı 0181LR000164 hesap nolu krediye kefil olduklarını, ancak asıl borçlunun kredi borcunu ödeyemediğini ve borcun kefillere tebliğ edildiğini, borcun tamamını ödediğini, ödediği bedelin yarısını rücu edebilmek için davalı aleyhinde icra takibine geçtiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazlarının iptaline, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, üzerine düşen kefillik borcunu fazlasıyla ödediğini, davalıdan daha fazla ödeme yaptığını bu nedenle kendisine rücu edilemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, Davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı şirket ile birlikte dava dışı ... Gıda İnş.Tic.Ltd.Şti"nin T.Halk Bankası Adıyaman şubesinden kullandığı 0181LR000164 hesap nolu krediye kefil olduklarını, ancak asıl borçlunun kredi borcunu ödeyemediğini ve borcun kefillere tebliğ edildiğini, borcun tamamını ödediğini, ödediği bedelin yarısını rücu edebilmek için davalı aleyhinde icra takibine geçtiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazlarının iptalin istemi ile eldeki davayı açmıştır.Davalı, kendisinin de kefil olarak davacıdan daha çok ödemede bulunduğunu, bu nedenle kendisine rücu edilemeyeceğini sevunmuş, mahkemece, alacaklı banka tarafından asıl borçlu ile kefillere yapılan.ihtardan önceki ödemelerin dikkate alınamayacağını, bu nedenle davalının yaptığı ödemelerin kefillik ödemesi sayılamayacağını belirterek ihtar tarihinden sonradavacı tarafından yapılan ödemelerden yarısından davalının sorumlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Borçlar Kanununun 488. maddesinin ikinci cümlesinde, asıl borçlu ile birlikte teselsül halinde, kefiller arasında da teselsül kabul edilmiştir. Maddede bu husus, "kefiller, gerek asıl borçlu ile beraber gerek kendi beyinlerinde (aralarında) müteselsil olmayı iltizam etmişlerse her biri borcun tamamından mesul olup ancak, diğerlerinin hissesi için onlara rücu hakkını haizdirler.” şeklinde ifade olunmuştur. Burada kanuni teselsülün varlığı söz konusu olup, bu hüküm de, aynı Kanunun 146. maddesinde düzenlenen, müteselsil borçlular arasındaki rücu ilişkisinin özel bir uygulama yerinden ibarettir. O halde Borçlar Kanununun 488. maddesi gereğince kendi payından fazla ödeme yapan kefilin, diğer birlikte kefile, halefiyet yolu ile rücu hakkı bulunmaktadır. Dava konusu olayda da iş bu davanın tarafları olan kefiller, Halk Bankasından alınan kredi nedeniyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil durumunda olduklarından, davacının , hissesinden fazla ödediği ve davalının hissesine isabet eden borç miktarı kadar davalıya rücu hakkı mevcuttur.Ancak davalı kefil olarak bankanın ihtarından önce ödemeler yaptığını savunmuştur.O halde davalının ihtardan önce de olsa kefil olarak ödediği bedelleri var ise tespit edilerek kefalet miktarlarına göre davacının herhangi bir alacağının doğup doğmayacağı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
2-Dosyaya sunulan sözleşmede davacı ve davalı yanında iki kefilin daha bulunduğu anlaşılmaktadır. Öyle olunca davacının davalıdan ancak hissesi oranında talepte bulunacağı halde mahkemece davacının ödediği bedelin yarısına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
SONUÇ:Yukarda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.