Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9012
Karar No: 2020/20

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/9012 Esas 2020/20 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dolandırıcılık suçundan sanıkların cezalarının belirlenmesine yönelik mahkeme kararı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından incelenmiş ve sanıklar hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kanun yararına bozma talebine konu olabileceği belirtilmiştir. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bir hüküm değil, sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayan bir karar olduğu ve kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Mahkeme kararında, sanıkların cezaları için Türk Ceza Kanunu'nun 157/1, 158/3, 168/1, 62 ve 52. maddeleri kullanılmıştır. Ayrıca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yer almadığı 5271 sayılı CMK'nun 223. maddesi de dikkate alınarak, sanıklar lehine olan kanun uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
15. Ceza Dairesi         2019/9012 E.  ,  2020/20 K.

    "İçtihat Metni"




    Dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 158/3, 168/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis ve 8.320,00 Türk lirası adlî para cezası, sanık ..."nın, aynı Kanun’un 157/1, 158/3, 168/1 ve 52. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay hapis ve 10.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına; sanıklar ... ve ... haklarında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ...13. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/02/2019 tarihli ve 2018/223 esas, 2019/69 sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12/09/2019 gün ve 94660652-105-34-11628-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/10/2019 gün ve 2019/9012 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında, "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağı hüküm altına alınmış ise de; sanığın belirli sürelerle denetime tabi tutulmasını öngörmesi, adli sicile işlenmese dahi kendisine mahsus bir sisteme kaydedilmesi, 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmesi, yine müsadere, yargılama giderleri ve bu kapsamda vekâlet ücretinin sanığa yüklenmesi bakımından hukuki etkilerinin bulunması nedenleriyle bu karar, esasında kesin bir hükmün bir kısım hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Bu bağlamda temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği kabul edilmelidir." şeklinde belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların kanun yararına bozmaya konu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında dolandırıcılık suçunu üç kişi olarak iştirak halinde işlediği gerekçesiyle cezasının, yürürlükteki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 158/3. maddesinde yer alan, “Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.” şeklindeki hüküm uyarınca 3 yıl olarak belirlenen temel cezanın yarı oranında arttırılmak suretiyle mahkûmiyetine karar verilmiş ise de, suç tarihi itibariyle anılan Kanun’un 158/3. maddesinin yürürlükte olmayıp suç tarihinden sonra 24/11/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile ceza miktarını ağırlaştırıcı neden olarak

    öngörüldüğü, ancak suç tarihinin 07/03/2016 olması karşısında aleyhe kanun değişikliğinin sanıklar hakkında uygulanamayacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesinde yer alan, “ Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanıklar lehine olarak değişiklik öncesi ceza miktarları göz önüne alınarak hüküm kurulması gerekirken, aleyhe düzenleme uyarınca fazla cezaya hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden ...13. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/02/2019 tarihli ve 2018/223 esas, 2019/69 sayılı kararının BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 13/01/2020 tarihinde, sanık ... bakımından oybirliği ile, sanıklar ... ve ... bakımından ise oy çokluğuyla karar verildi.
    Yerel mahkemenin sanıklar ... ve ... hakkında verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, daha sonra davanın düşmesine hükmedildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde varlık kazanacağından ve ancak bu halde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 305 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223. maddeleri uyarınca temyiz edilebilme olanağına kavuşabileceğinden, bu aşamadan önce henüz hukuken varlık kazanmamış bulunan bu kararların temyiz merciince denetlenebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Kanun yararına bozma yasa yolu ise temyiz ve istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı başvurulabilen olağanüstü bir kanun yolu olup, amacının hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi olup bu kanun yoluna başvurulabilmesi için ilk ve temel koşulun, verilen hüküm veya kararın istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olmasıdır.
    Yine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesinde belirtilen hükümlerden olmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5-14. fıkralarındaki şartlar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun inkılap kanununda belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı ve denetim süresi ile denetim süresi içerisinde uygulanacak denetimli serbestlik tedbirinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle bozulabilecek, belirlenen hukuka aykırılıkların yeni bir yargılamayı gerektirdiği ahvalde yeniden yargılama yapılarak karardaki hukuka aykırılığın giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilecek, yargılama gerekmeyen ahvalde ise hukuka aykırılık Yargıtay ilgili ceza dairesince veya Ceza Genel Kurulunca giderilecektir.
    Özetlemek gerekirse; kurulan hükmün sanık
    hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir.
    Tüm bu hususlar ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 29/06/2010 gün ve 11/70-159 sayılı ve ayrıca 11/03/2014 gün ve 2013/14-102 esas, 2014/128 karar sayılı kararları da dikkate alındığında; belirtilen hukuka aykırılığın kanun yararına bozma konusu yapılması olanaklı bulunmadığından ve kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden sanıklar ... ve ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ...13. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/02/2019 tarihli ve 2018/223 esas, 2019/69 sayılı kararlarının bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi