
Esas No: 2022/5263
Karar No: 2022/7435
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/5263 Esas 2022/7435 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/5263 E. , 2022/7435 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... İli Viranşehir İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında 766 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında, 207 parsel sayılı 199.750,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadimden beri ... Köy halkı tarafından mera olarak kullanıldığı belirtilerek, mera vasfıyla sınırlandırılmıştır.
İtirazı kadastro komisyonu tarafından red edilen davacı ... Genel Müdürlüğü, taşınmazın Ekim 1945 tarih ve 13, 14 ve 15 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamında kaldığını ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Yargılama sırasında, davacı tarafından, Hazine davaya dahil edilmiş ve dava dosyası 26.06.2002 tarihinde aralarında irtibat bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin 1975/165 esas sayılı dava dosyasıyla birleştirildikten sonra, 25.02.2004 tarihinde aralarında irtibat bulunmadığı kabul edilerek tefrik edilmek suretiyle yeni esas numarasına kaydedilmiş ve yargılamaya bu esas sırası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli 207 parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının ait olduğu taşınmazların kamulaştırıldığı, bu nedenle davacı tarafın tapuya dayanan hakkının kalmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli olmadığı gibi, davada yöntemince taraf teşkili de sağlanmamıştır.
Şöyle ki; davacı ... Genel Müdürlüğü, çekişmeli taşınmazın Ekim 1945 tarih ve 13, 14 ve 15 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamında kaldığını, bu tapu kayıtlarının kapsamındaki bir kısım taşınmazların Toprak ve İskan İşleri Genel Müdürlüğünün 10.11.1951 tarih ve 104 karar numaralı kamulaştırma kararıyla kamulaştırıldığını, ancak çekişmeli taşınmazın kamulaştırma kapsamı dışında kaldığını ileri sürerek, taşınmazın adına tescili isteminde bulunmuş olup, aşamalar da ise taşınmazın Ekim 1945 tarihli 14 ve 15 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını belirtmiştir.
Buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşınmazın davacı kurumun dayandığı Ekim 1945 tarihli 14 ve 15 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı, tapu kayıtlarının kapsamında kalıyorsa kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı ve davacı kurumun uhdesinde kalan kısım olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Ne var ki; Mahkemece, bu hususlarda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı, gibi, önceki geri çevirme ilamıyla istenilen belgelerin tamamı da dosya arasına getirtilmemiş ve ayrıca çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti sırasında mera vasfıyla sınırlandırılmış olması nedeniyle, Hazine yanında ilçe ve büyükşehir belediyelerinin de yasal hasım sıfatıyla davada taraf olarak yer almaları gerektiği gözden kaçırılmış ve anılan belediyelerin davaya katılımları sağlanmaksızın işin esası hakkında karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
Öte yandan, davacı kurumun iddiasında belirttiği kamulaştırmaya ilişkin haritalar ve belgelerin tamamı celp edilmemiş, yapılan keşiflerde dayanılan tapu kayıtları zemine yöntemine uygun bir şekilde uygulanmadığı gibi, fen bilirkişisi raporuda keşif yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen, fen bilirkişisine dosya üzerinden tapu kayıt uygulaması yaptırılmıştır.
Bununla birlikte, geri çevirme ilamıyla ekli krokisi istenilen ancak dosya içerisine getirtilmediği için denetimi yapılamayan 29.05.2017 tarihli fen bilirkişisi raporunda, taşınmazın Ekim 1945 tarih ve 14 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, 17.06.1996 tarihli fen bilirkişi raporunda ise taşınmaz ve geniş bir alanın Ekim 1945 tarihli 14 ve 15 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı belirtilmesine rağmen, taşınmazların kamulaştırma kapsamında kalıp kalmadığı üzerinde durulmamış ve yargılama sırasında taşınmazın ifraz edildiği belirtildiği halde, hangi sebeplerle ifraz edildiği araştırılıp açıklığa kavuşturulmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacı kuruma, hüküm tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca, davasını, meraya ilişkin davalarda yasal hasım konumunda bulunan ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı; bu yolla taraf teşkili sağlandıktan sonra yasal hasım konumunda bulunan ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan davaya karşı savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı; davacı kurumun dayandığı Ekim 1945 tarih ve 14 ile 15 sıra numaralı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtlar (eksiksiz ve tedavülleri birbiriyle bağlantılı olacak ve kütüklerden fotokopi çekilmiş olarak değil, bilgisayar çıktısı olarak ve köy, mahalle, mevki, cins, sınırlar, yüzölçümü, malik, hisse, ..., gitti ve revizyona ilişkin tüm bilgileri içerir şekilde) ile varsa tesis ve ifraz krokisi ile haritalarının onaylı örneklerinin mahalli Tapu Müdürlüğünden (eski yazı tapu kayıtlarının Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından) ayrı ayrı sorulup getirtilmeli; ayrıca bu tapu kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmediği sorularak, revizyon görmüşlerse revizyon gördükleri taşınmazların kadastro tutanakları ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ve tespitlerine dayanak belgelerin onaylı örnekleri getirtilerek dosyasına konulmalı; söz konusu kayıtların haritalarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve mevcut ise dosya arasına celp edilmeli; çekişmeli 207 parsel sayılı taşınmazı dıştan çevreleyen parselleri (ada ve parsel numaralarını da gösterir şekilde) bir arada gösterir geniş çaplı kroki getirtilerek komşu parsellerin tespit edilmesi suretiyle, komşu taşınmazların (dava konusu parsellerin hudutlarında dere, yol vs bulunması halinde bunlardan sonra gelen parsellerde dahil olmak üzere) kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ile varsa dayanaklarını oluşturan kayıt ve belgelerin tesisinden itibaren tüm tedavülleri (ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtlar eksiksiz ve tedavülleri birbiriyle bağlantılı olacak ve bilgisayar ya da daktilo ile yazılı şekilde), kadasto tespitleri kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ve tapu kütük sayfaları, hükmen kesinleşenlere ait dava dosyaları ile halen dava konusu olanlara ilişkin derdest dava dosyaları getirtilmeli; davacı kuruma ait tapu kaydında yazılı taşınmazın mülkiyetinin, 1951 yılında kamulaştırma sonucu Hazineye geçtiği, Hazine tarafından da 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca üçüncü kişilere dağıtıldığı ve dağıtım sonucu tapu kayıtlarının oluştuğu dosya kapsamından anlaşıldığından, Hazine tarafından yapılan kamulaştırmadan sonra davacı ... Genel Müdürlüğü üzerinde kalan taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve bu konuya ilişkin tapu kayıtları, kamulaştırmaya ilişkin harita ile dağıtım haritaları getirtilerek dosya arasına konulmalı; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, davacı tarafın dayandığı tapu kayıtları, tesislerinden itibaren tedavülleriyle birlikte okunup sınırları mahalli bilirkişilere tek tek okunarak zeminde göstertilmek suretiyle uygulanmalı, yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kaydın çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisine, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar ile tapu kaydının kapsadığı beyan olunan bölüm haritasında farklı renklerle işaretlettirilerek, uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve böylelikle varsa revizyon gördüğü parseller de göz önüne alınarak tapu kayıtlarının dava konusu bölümleri kapsayıp kapsamadığı net olarak tespit edilmeli; komşu parseller hakkında davacı tarafından açılan dava dosyalarının bulunması halinde bu dosyalardan da yararlanılmalı; davacı kurum tarafından aynı kayıtlara dayanılarak açılmış davalar bulunması halinde birleştirme hususuda düşünülmeli ve bundan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan ve dahi eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu belirlendiğinden, 3402 sayılı Kanun'un 16/B maddesi uyarınca orta malı olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu tespit gibi tesciline şeklinde karar verilmesi ve dava konusu olmayan taşınmazların kadastro tutanak asıllarının dosya içerisine getirtilmesi de usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nin 28/12/2018 tarihli ve 2018/760 Esas, 2018/880 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.