Hukuk Genel Kurulu 2015/788 E. , 2017/256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Çorlu İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.01.2013 gün ve 2011/232 E. 2013/53 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davalı ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin17.04.2014 gün ve 2013/8585 E., 2014/8502 K. sayılı kararı ile,
"...Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren işyerinde 10.05.2002-21.03.2006 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının davalı işyerinde 28.01.2004-15.03.2006 tarihlerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı işyerinde 10.05.2002-21.03.2006 tarihleri arasında çalıştığı ve davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacının hizmet süresi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı davalı işveren işyerinde 10.05.2002-21.03.2006 tarihleri arasında çalıştığını ileri sürerken, davalı davacının 28.01.2004-15.03.2006 tarihleri arasında çalışması bulunduğunu savunmuştur. Davacının sigortalı hizmet cetveli, sigorta giriş bildirgesi de hizmet süresi başlangıç tarihi yönünden davalı savunmasını doğrular niteliktedir. Mahkemece, davacı beyanındaki gibi 10.05.2001 tarihi hizmet süresi başlangıcı olarak kabul edilmişse de, kayıt dışı dönem için yeterince araştırma yapılmamıştır.
Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek ve bordro tanıklarını re"sen tespit edip dinlemek, gerek görüldüğü takdirde kurumdan sorulmak suretiyle veya ayrıntılı zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu iş yeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, davacının davalı işveren iş yerinde çalıştığı birimlerdeki belgelerde adının bulunup bulunmadığını gerekirse işyerinde keşif de yapmak suretiyle denetlemek, davalı iş yerinde şirketleşmenin hangi tarihte başladığını, işletmenin ne zaman tüzel kişilik kazandığını, önceki dönemde de aynı yerde işyeri bulunup bulunmadığını ve varsa kim tarafından işletildiğini belirlemek, davacıya yapılan ücret ödemeleriyle ilgili belgelerini istemek ve hizmet süresinin nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir..."
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin davalı Güler Alışveriş Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.’ne ait işyerinde kasiyer olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini, davalı işverenin işyerini fesih tarihlerinde diğer davalı ... Trakya Mağ. San. ve Tic. A.Ş.’ye devrettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının faizi ile birlikte davalılar Güler Alışveriş Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş. ve ... Trakya Mağ. San. ve Tic. A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Trakya Mağ. San. ve Tic. A.Ş. vekili davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı nedene dayalı olarak feshedildiğini, yıllık ücretli izinlerini kullandığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı Güler Alışveriş Hizmetleri San. ve Tic. AŞ. duruşmaya katılmamış davaya karşı herhangi bir cevap da vermemiştir.
Yerel Mahkemece davalı Güler Alışveriş Hizmetleri San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... Trakya Mağazacılık San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen ilk karar, ... Trakya Mağazacılık San ve Tic A.Ş."yi devralan ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce verilen 21.10.2010 tarihli ilk bozma kararı ile, “Dosya kapsamına göre davalı Güler Alışveriş Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.’nin unvan değişikliği sonucu ... Trakya Mağazacılık San. ve Tic. A.Ş. unvanını aldığı, ... Trakya ile ... Alışveriş A.Ş. arasında 11.12.2007 tarihinde birleşme sözleşmesinin imzalandığı, birleşme kararının 4 Ocak 2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, devir edilen ortaklığın tüzel kişiliği terkin edilmemiş olsa bile birleşme ile tüzel kişiliğin son bulduğu, mahkemece davanın açılmasından sonra gerçekleşen birleşme nedeniyle husumetin devir alan ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. ve Tic. A.Ş."ne yöneltilerek davaya devamla davalının delilleri toplanıp bu şirket hakkında hüküm kurulması gerekirken, devir edilen ... Trakya Mağazacılık San. ve Tic. A.Ş. hakkında tahsil kararı verilmesinin hatalı olduğu” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bozma kararı doğrultusunda davanın yöneltildiği davalı ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bozma kararına uyularak verilen ikinci kararda, “…davalılardan Güler Alışveriş Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.’nin unvan değişikliği sonucu ... Trakya Mağazacılık San. ve Tic. A.Ş. unvanını aldığı, ... Trakya A.Ş.’nin 18.12.2007 tarihli genel kurulunda birleşme kararı aldığı, ... Trakya A.Ş. ile ... Alışveriş A.Ş. arasında 11.12.2007 tarihinde birleşme sözleşmesinin imzalandığı, birleşme kararının 04.01.2008 tarihinde Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, davanın açılmasından sonra gerçekleşen birleşme nedeniyle devir alınan ortaklığın infisah ile tasfiyesiz sona ermesi ve tüzel kişiliğinin son bulmuş olduğu” gerekçesiyle davalılar Güler Alışveriş Hizmetleri San. Ve Tic. A.Ş. ve ... Trakya Mağazacılık San. ve Tic. A.Ş. hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına davalı ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. Tic. A.Ş. hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. Tic. A.Ş. vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki gerekçelerle ve “Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 21/10/2010 tarih 2008/41652 Esas 2010/29985 Karar sayılı kararında söz konusu hizmet süresine ilişkin uyuşmazlık belirtilmediği, davacı açısından söz konusu bozmaya konu edilmeyen hususlar açısından davacı açısından usulü kazanılmış hak teşkil ettiği, önceden karar verilen hususların bozma konusu edilemeyeceği” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, unvan değişikliği ve şirket birleşmesi sonucu davalı şirketlerin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle, taraf sıfatının devir alan şirkete yöneltilmesi yönündeki birinci bozma kararında, bozma nedeni yapılmayan hususların davacı açısından usuli kazanılmış hak teşkil edip etmeyeceği, buradan varılacak sonuca göre ikinci bozma kararında davacının hizmet süresine ilişkin uyuşmazlığın bozma nedeni yapılmasının davacı lehine usulü kazanılmış hakkı ihlal edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Uyuşmazlığın çözümü “usuli kazanılmış hak” kavramının açıklanmasını ve açıklanan olgular karşısında somut olay ve taraflar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesini gerekli kılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu kurum davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması durumunda, Yargıtay bozma kararına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi halinde usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK. 21.01.2004 gün ve 2004/10-44 E, 2004/19 K.).
Bu sayılanların dışında ayrıca görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Kuru B:, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, s. 4771 vd.)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı ilamı, YHGK.’nun 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ilamı, YHGK.’nun 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilamı).
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olaya bakıldığında: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce verilen 21.10.2010 tarihli ilk bozma kararında “davalı şirketlerin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle, husumetin devir alan şirkete yöneltilmesi gerektiği” belirtilmiş olmakla bozma nedeninin “taraf sıfatına” ilişkin olduğu, ilk bozma kararında davacı işçinin işçilik alacaklarının kapsamına veya hizmet süresine ilişkin olarak usul ya da esas yönünden yapılmış bir değerlendirme bulunmadığı, yine bu taleplerin incelenerek temyiz isteminin reddedildiğine ve bozma kapsamı dışında kaldığına dair bir hükmün de yer almadığı görülmektedir. Bu hususlar hükmüne uyulan bozma kararına konu olmadığından kesinleşmemiş olup bu istemleri etkileyecek bir taraf işlemi de bulunmamaktadır. Bu nedenle yerel Mahkemece Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce verilen 21.10.2010 tarihli birinci bozma kararına uyulmakla davacı yararına usuli kazanılmış hak doğduğundan söz etmek mümkün değildir.
Hal böyle olunca; davacı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı ... Alışveriş Hizmetleri Gıda San. Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere15.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.