
Esas No: 2016/3455
Karar No: 2021/1732
Karar Tarihi: 12.04.2021
Danıştay 10. Daire 2016/3455 Esas 2021/1732 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/3455
Karar No : 2021/1732
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Batman İli, Sason İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı tarafından, Batman-Sason karayolunun yapımı sırasında Sason Çayının yön değiştirmesi nedeniyle uğranıldığı belirtilen 16.154,00 TL zararın; yol yapımı sırasında gerekli ve yeterli önlem alınmadığından taşınmazın hasar gördüğü, yol nedeniyle Sason Çayının ıslah edildiği ve bu ıslah nedeniyle Çayın taşması sonucu taşınmazın su altında kaldığı, suyla birlikte gelen taş, çakıl ve kumdan dolayı taşınmazda zarar meydana geldiği ileri sürülerek zararın el atma tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tazmini istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; Mahkemece mahallinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu dikkate alınarak, dava konusu taşınmazın toprak yapısında 5403 sayılı Kanun ile ilgili mevzuat hükümleri açısından herhangi bir değişiklik meydana gelmediği, yolun yapılması ile Sason Çayının güzergah değiştirmediği, Sason Çayının taşkın sahada kaldığından bahisle zaman zaman menderes özelliğinden dolayı güzergah değiştirdiği, yol yapımı esnasında oluşan hafriyatın temizlenmemesi sonucunda tarım alanı vasfındaki taşınmazın çakıl, taş ve kum ile dolarak tarım arazisi vasfını yitirdiği iddiasını destekleyecek herhangi bir veri bulunmadığı dikkate alındığında, idareye yol yapım çalışması nedeniyle atfı kabil bir hizmet kusuru bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava tarihine kadar taşınmazda tarımsal üretimde bulunulmadığı, tarım dışı alan olduğu düşüncesinin gerçek dışı olduğu, taşınmazın tapu kaydının tarla vasfında olduğu, taşınmazda dönüşümlü olarak buğday ve tütün üretimi yapıldığı, olay tarihinden 4 yıl sonra dahi çay suyuyla birlikte gelen taşların halen taşınmazda mevcut olduğu, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
A) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Reddine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Nispi Vekalet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise " (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, 16.154,00 TL maddi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan 1.938,48 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, davanın tümden ret veya kısmen kabul kısmen retle sonuçlandığı durumlarda kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücreti hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca belirlenen 1.938,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibaresinin "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu olarak belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının esasa ilişkin temyiz isteminin reddine,
2.Davacının aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz isteminin kabulüne,
3. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca belirlenen 1.938,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibaresinin "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu olarak belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12/04/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Reddedilen maddi tazminat miktarına ilişkin olarak, davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren, "hukuka aykırılık" teşkil ettiğiniden, İdare Mahkemesi kararının, bu hususta yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
