
Esas No: 2016/1971
Karar No: 2021/1729
Karar Tarihi: 12.04.2021
Danıştay 10. Daire 2016/1971 Esas 2021/1729 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/1971
Karar No : 2021/1729
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1) …
2) …
3) …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Samsun ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı müşterek malik oldukları taşınmazda, Samsun ili içerisinde ve çevresinde trafik akışının sağlıklı, düzenli ve verimli bir şekilde sağlanması kapsamında Samsun-Ordu Devlet Yolunun Canik Belediyesi sınırları içerisinde Asarcık Köprülü Kavşağı ile Belediye Evleri arasında kalan kesimde katlı yol inşa edildiği, inşa edilen katlı yolun taşınmazlarının önünde yer aldığı ve katlı yol yapım işinin konum, görünüm, manzara, estetik prestij, ulaşım gibi unsurlar yönünden taşınmazlarında değer kaybına neden olduğu ileri sürülerek değer kaybı karşılığı 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesi ile 40.144,41 TL) maddi tazminatın anayasal hükümler ve hukukun temel ilkeleri çerçevesinde davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olayda Devlet yolunun şehir merkezinde katlı yol çalışması yapılarak farklı seviyede yapılması sonrasında davacılara ait taşınmazın değer yitirdiği ve oluşan maddi zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması gerektiği, taşınmaz önünden geçen şehirlerarası karayolu viyadük çalışması nedeniyle taşınmazın değerinde meydana gelen eksilmeden kaynaklı zararın tüm unsurlar değerlendirilmek suretiyle tespiti amacıyla uyuşmazlığın niteliği de gözetilerek seçilen bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; dava konusu arsada meydana gelen değer kaybının; ulaşım yönünden %2, etkin görünüm ve prestij, estetik ve görünüm yönünden %11, çevre emniyeti, doğal afetler, gürültü kirliliği açısından %2 olmak üzere toplamda %15 oranında değer kaybına uğradığı, keşif tarihi olan 2015/Mayıs ayı itibarı ile arsa değerinin 195,66 m²x1.367,83 TL=267.629,42 TL olarak hesaplandığı, bu bedel üzerinden %15 oranındaki değer kaybının 40.144,41 TL olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporunun karara esas alınabilecek nitelikte olduğu değerlendirilerek davanın kabulü ile 40.144,41 TL değer kaybından oluşan tazminatın keşif tarihi olan 08/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın emlak vergisi değeri esas alınmadan yapılan hesaplamanın kabul edilebilir olmadığı, hükmedilen tazminat tutarının zenginleşmeye mahal verecek nitelikte olduğu, hükmedilecek tazminat tutarında miktar artırım dilekçesinin verildiği tarihin faiz başlangıç tarihi yönünden dikkate alınması gerektiği, davalı idare aleyhine harca hükmedilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan İdare Mahkemesi kararının yasal faizin başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından, Samsun ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı müşterek malik oldukları arsa vasfında, boş parsel durumundaki taşınmazda, Samsun ili içerisinde ve çevresinde trafik akışının sağlıklı, düzenli ve verimli bir şekilde sağlanması kapsamında Samsun-Ordu Devlet Yolunun Canik Belediyesi sınırları içerisinde Asarcık Köprülü Kavşağı ile Belediye Evleri arasında kalan kesimde katlı yol inşa edildiği, inşa edilen katlı yolun davacıların taşınmazının önünde yer aldığı ve katlı yol yapım işinin konum, görünüm, manzara, estetik prestij, ulaşım gibi unsurlar yönünden taşınmazlarında değer kaybına neden olduğu ileri sürülerek değer kaybı karşılığı 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesi ile 40.144,41 TL) maddi tazminatın anayasal hükümler ve hukukun temel ilkeleri çerçevesinde davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un görev ve yetkiler başlıklı 4. maddesinin (a) bendinde "Otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolları güzergâhları ile bunların değişikliklerine ilişkin planları hazırlamak veya hazırlatmak" Karayolları Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin kusursuz sorumluluğu, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür.
Kusursuz sorumluluk sebeplerinden olan “kamu külfetleri karşısında eşitlik” ya da diğer adıyla “fedakârlığın denkleştirilmesi” ilkesi, nimetlerinden tüm toplum tarafından yararlanılan idarenin eylem ve işlemlerinden doğan külfetlerin, sadece belli kişi veya kişilerin üstünde kalması durumunda, bu kişi veya kişilerin uğradığı zararların, kusuru olmasa dahi idarece tazminini öngörmektedir. Risk sorumluluğundan farklı olarak burada, kazalardan kaynaklanmayan, diğer bir deyişle arızi nitelikte olmayan, önceden öngörülebilen zararların tazmini söz konusudur. İdari faaliyetin doğal sonucu olan bu zarar, etki alanı bakımından sınırlı, özel ve olağan dışı nitelik arz etmektedir.
Kamu hizmetinin yürütülmesinin neden ve etkisinden kaynaklanan bir zararın doğmaması için idarece her türlü tedbir alınmasına rağmen, hizmetin doğal ve zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan, hizmetten yararlananlar yönünden genel ve olağan nitelikteki bir külfetten kaynaklanan zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır. Kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanan bir zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanabilmesi için, uğranıldığı ileri sürülen zararın kamu külfeti olmaktan çıkıp, hizmetten yararlananlar yönünden özel ve olağandışı bir niteliğe dönüşmüş olması gerekir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 6100 sayılı Kanun'un 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." kuralı yer almaktadır.
Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 282. maddesinde, " Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir." hükmü yer aldığından; sunulan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek yeterlikte olmaması veya taraflarca yapılan itirazları karşılamaması halinde bilirkişilerden ek rapor istenilebileceği veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği gibi verilen rapor dikkate alınmadan uyuşmazlığın çözümüne engel bir düzenlemenin bulunmadığı da açıktır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olayda, idarece yürütülen şehirlerarası karayolu viyadük çalışması neticesinde davacılara ait Samsun ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazın değer yitirdiğinin ortaya çıkması halinde oluşan maddi zararın, kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması gerektiği açıktır.
İdare Mahkemesince 08/05/2015 tarihinde dava konusu taşınmazın mahallinde gerçekleştirilen keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu, Canik Belediyesinden alınan bilgiye göre taşınmazın bulunduğu yapı adası, 1/1000 ölçekli Canik Belediyesi Canik Uygulama İmar Planı, bitişik nizam 4 kat nizamında yapılaşma şartlarına sahip "Konut+Ticaret" alanında yer aldığı, taşınmazın Belediye sınırları içerisinde bulunduğu, taşınmazın boş arsa olması nedeniyle satılık boş arsa fiyatları araştırılmak suretiyle dava konusu taşınmaza yakın konumda yer alan üç adet emsal taşınmaz tespit edilerek, bu taşınmazların 2015 yılı m² birim fiyatı olarak 1.367,83 TL emsal ortalaması bulunduğu, keşif tarihi olan 2015/Mayıs ayı itibarı ile arsa değerinin 195,66 m²x1.367,83 TL=267.629,42 TL olarak hesaplandığı, meydana gelen değer kaybının; ulaşım yönünden %2, etkin görünüm ve prestij, estetik ve görünüm yönünden %11, çevre emniyeti, doğal afetler, gürültü kirliliği açısından %2 olmak üzere toplamda %15 oranında değer kaybına uğradığı, belirlenen bedel üzerinden %15 oranındaki değer kaybının 40.144,41 TL olduğu, 267.629,42 TL olarak belirlenen arsa değerinin Yİ-ÜFE ile 2014 yılı Ağustos ayına taşınması halinde 254.288,39 TL olacağı ve %15 oranındaki değer kaybının 38.143,29 TL olduğunun hesaplandığı; davacıların 28/09/2015 havale tarihli miktar artırım dilekçesi ile 1.000,00 TL olan taleplerini 40.144,41 TL'ye yükselttiği ve İdare Mahkemesince davanın kabulü ile kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde 40.144,41 TL tazminatın keşif tarihi olan 08/05/2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine karar verildiği görülmekte ise de; İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın benzer ve farklı yönlerinin neler olduğu belirtilmeden, m² birim fiyatları tespit edilerek dava konusu taşınmazın değer kaybının hesaplandığı, viyadüğün yapılmasından önce ve sonrasında o bölgede ki yapılarda viyadük yapılmasıyla birlikte herhangi bir değer artış veya azalışı olup olmadığı hususu araştırılmaksızın zarar hesabı yapıldığı, ayrıca dava konusu taşınmaz ile viyadük arasında ne kadar mesafe bulunduğu ve aradaki mesafenin dava konusu taşınmazın değer kaybının hesaplamasında esas alınan kriterlere etkisinin ne düzeyde olduğunun belirlenmediği taşınmazın bulunduğu Samsun-Ordu Devlet Karayolu'nun Canik Belediyesi sınırları içinden geçen Asarcık Köprülü Kavşağı ile Belediye Evleri arasında kalan kesimde, köprülü kavşak düzenlemesine ilişkin imar planı değişikliği ve bu plana göre de köprülü kavşak çalışmalarının yapıldığı anlaşıldığından, davacıların, dava konusu taşınmazı edindikleri tarih itibarıyla köprülü kavşak düzenlemesi ile ilgili imar planı ve notlarındaki durumun ne olduğunun tespit edilmesi, şayet imar düzenlemesinde söz konusu yapı (köprülü kavşak) öngörülmüş ve davacılar tarafından buna rağmen taşınmaz edinilmiş ise, idarenin herhangi bir tazminat yükümlülüğünün doğmayacağı, aksi durumun geçerli olması halinde ise, taşınmazın meri imar planındaki kullanım fonksiyonu, arsa vasıflı taşınmazın hukuki durumu ve köprülü kavşağın taşınmaz üzerindeki etkisi, taşınmazın kullanımı ve ulaşım olanaklarına göre değer kaybı araştırılarak İdare Mahkemesince karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, dava konusu taşınmazın değer kaybının dava ve keşif tarihi itibarıyla hesaplandığı, ancak davacılar tarafından idarenin katlı yol yapım eylemi nedeniyle zararlarının tazmini istemli 09/07/2014 tarihli başvuruları dikkate alınarak dava konusu taşınmazın değer kaybı hesabının başvuru tarihi esas alınarak yapılması gerektiği de açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
