
Esas No: 2020/65
Karar No: 2020/3307
Karar Tarihi: 06.07.2020
Silahlı terör örgütüne üye olma - Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma - Kasten öldürme - Kasten öldürmeye teşebbüs - Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması - 6136 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/65 Esas 2020/3307 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/65 E. , 2020/3307 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Devletin birliğini ve
ülke bütünlüğünü bozma, Kasten öldürme, Kasten
öldürmeye teşebbüs, Tehlikeli maddelerin izinsiz
olarak bulundurulması, 6136 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 1)Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü
bozma (iki kez), kasten öldürme (üç kez), kasten
öldürmeye teşebbüs, tehlikeli maddelerin izinsiz
olarak bulundurulması ve 6136 sayılı Kanuna
muhalefet suçlarından; CMK"nın 223/2-e maddesi
uyarınca beraat,
2)TCK"nın 314/2, 31/3, 63. maddeleri uyarınca
mahkumiyet kararlarına yönelik istinaf
başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz talebinde bulunulmadığı anlaşılmakla anılan hükmün temyiz incelemesi dışında bırakılması suretiyle dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuğun savunmalarının SEGBİS vasıtasıyla alınması CMK"nın 290. maddesi gereğince bozma nedeni yapılmıştır.
Tanık ... kollukta müdafii olmadan yaptığı 14.09.2016 tarihli teşhisinde 10.11.2015 tarihli olayda zırhlı ekip aracının geçişi esnasında suça sürüklenen çocuğun gözetleme yaparak anons etmesi sonrasında diğer örgüt mensuplarının mayını patlattığını ve üç polis memurunun şehit olduğunu beyan etmiş ise de tanığın savcılıkta müdafi huzurundaki 16.09.2016 tarihli ifadesinde suça sürüklenen çocuğa yönelik yaptığı teşhisin duyuma dayalı olduğunu söylediği ve ayrıca kendi yargılandığı davadaki savunmasında söz konusu bu olaya ilişkin bilgisi olmayıp televizyondan duyduğunu belirttiği anlaşılmakla beyanlarının çelişkili nitelikte olduğu, gizli tanık Uyvar"ın beyanlarının ise başka delillerle doğrulanmadığı gibi söz konusu tanıkların anılan beyanlarındaki anlatımların birbiriyle de uyuşmadığı tartışılmak suretiyle suça sürüklenen çocuğun atılı suçları işlediğine dair yeterli delil bulunmadığı sonucuna ulaşan İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinin takdir ve değerlendirmesinde isabetsizlik görülmemekle tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
Suça sürüklenen çocuk hakkında atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasını gerektirecek her türlü kuşkudan arınmış, somut, kesin, inandırıcı ve kanaat verici mahiyette delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2)Silahlı terör örgütüne üye olma ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
Kabul ve uygulamaya göre;
a)Ordu E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan suça sürüklenen çocuğun, hükümden önce 25.08.2017 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı KHK’nın 147. maddesiyle değişik CMK’nın 196/4. maddesinde öngörülen zorunluluk halinin ne olduğu belirtilmeden yargılamanın hiçbir aşamasında mahkeme salonunda hazır bulundurulmaksızın SEGBİS yöntemiyle savunması alınıp son sözü sorulmak suretiyle yargılamanın tamamlanıp CMK’nın 289/1-h maddesi kapsamında aynı Kanunun 196/4. maddesine muhalefet edilerek savunma hakkının kısıtlanması,
b)PKK/KCK sözde yürütme konseyinin öz yönetimden başka seçenek kalmadığına yönelik çağrısı üzerine, terör örgütünün amaca ulaşmak için gerçekleştirdiği stratejik hamlelerin en önemlilerinden birisi olan, yoğun olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ve Ülkemizin değişik yörelerinde hakimiyet alanları oluşturmak için güvenlik güçlerine ve kamu binalarına topluca saldırı girişiminde bulunmak kararı kapsamında, PKK/KCK terör örgütünün şehirlerdeki milisleri ve kırsal alandaki örgüt mensuplarının silahları ile şehir merkezlerine gizlice girerek halkın arasına karıştıkları, zaman zaman bir kısım belediyelerin araç ve gereçlerini de kullanmak suretiyle insanların yoğun olarak yaşadıkları sokaklara, mahallelere hendekler kazarak el yapımı bomba ve düzenekleri yerleştirdikleri, umumun
kullandığı karayollarına mayın döşeyerek patlamaya hazır hale getirdikleri, tonlarca patlayıcı yüklü kamyonlar, iş makineleri ve diğer araçlarla canlı bomba saldırıları hedefledikleri, güvenlik güçlerinin kamu düzenini ve bu yörede yaşayan vatandaşların güvenliğini sağlamak için operasyon yapma zorunluluğu sonucunda, örgüt mensuplarıyla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalar sırasında daha önce yerleştirilen patlayıcıların infilak ettirilmesi ve bireysel ya da araçlarla gerçekleştirilen canlı bomba saldırılarıyla çok sayıda sivil vatandaş, kamu görevlisi ve güvenlik güçlerinin ölüm ve yaralanmasına sebebiyet verdikleri, bu süreçte yöre halkının oturduğu evleri terk etmelerini cebren engelleyerek canlı kalkan yaptıkları, yerleşim alanlarının teröristlerden ve patlayıcılardan temizlenmesi için sürdürülen operasyonların haftalarca sürdüğü, çok sayıda özel konut ve işyeri, okul, hastane gibi kamu konutları ve şehrin alt yapı tesislerinin ağır hasar görerek kullanılamaz duruma geldiği, bölge halkının büyük bir çoğunluğunun terör örgütünün yasalara ve devlet otoritesine itaatsizlik çağrısına itibar etmemesiyle, silahlı çatışmaya giren birçok örgüt mensubunun etkisiz hale getirilerek, yerleşim alanlarının, örgütün işgalinden ve patlayıcılardan temizlenerek kamu düzeninin sağlandığı bilinen bir gerçektir.
Bu kapsamda somut olay irdelendiğinde; PKK/KCK silahlı terör örgütünün YDGH ve YPS yapılanmaları içerisinde aktif olarak faaliyet yürüten, hendek sürecinde Silopi ilçesinde, hendek kazma, barikat kurma, sokaklara bomba yerleştirme ve güvenlik güçlerinin müdahalesini engellemek için hendek ve barikatlarda silahlı nöbet tutma ve mayın döşeme faaliyetlerinde bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemlerinin vahim eylem niteliğinde olup ayrıca öldürme ve yaralama suçlarına iştirak ettiği kanıtlanamasa da TCK"nın 302. maddesinde düzenlenen Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturacağı gözetilmeden delillerin hatalı değerlendirilmesi ile suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şeklide hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafii ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükümlerin CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, verilen ceza miktarı, tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak suça sürüklenen çocuk müdafiinin tahliye talebinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.