
Esas No: 2020/9987
Karar No: 2021/5400
Karar Tarihi: 13.04.2021
Danıştay 6. Daire 2020/9987 Esas 2021/5400 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/9987
Karar No : 2021/5400
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
…
8- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : ... İdare Mahkemesince verilen .… tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İzmir İli, Buca İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılmasına rağmen, kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere taşınmazın değerine karşılık 1.050.151,00-TL'nin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; Danıştay Altıncı Dairesinin 28/11/2018 tarih ve E:2018/8514, K:2018/9851 sayılı bozma kararına uyularak imar planında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılmış bulunan yerlerde, taşınmaz malikleri tarafından belli koşullar altında inşaat yapılmasının önünde bir engel bulunmadığı gibi, ağaçlandırılacak alanlar aktif bir yeşil alan olmadığından, kamunun eline geçmesi zorunluluğu doğan bir sosyal donatı alanı özelliğinin de bulunmadığı, bu haliyle davacıların mülkiyet hakkının özüne dokunulduğundan ve bu hakkının ortadan kaldırıldığından söz etmenin mümkün olmadığı, öte yandan davacıların, 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı notlarında belirtilen koşullarda yapılaşma hakkının bulunmasının yanısıra, davacıların yine plan notları doğrultusunda günübirlik tesisler kurabilecekleri ve bu mahiyette değişik bir takım faaliyetleri yürütebilecekleri açık olduğu, bu durumda, taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının özüne dokunulduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada mevcut 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Plan Notlarının 7.11. maddesinde; Ağaçlandırılacak Alanlar: "Bu alanlar, orman niteliğini kaybetmiş açıklıkları, tarımsal amaçlı fidecilik alanlarını, jeolojik yapı ve benzeri nedenlerle planlarda ağaçlandırılması önerilen alanları ve yerleşmelerin çevresinde yeşil kuşak oluşturulması amacıyla düzenlenmiş pasif yeşil alanları kapsar. Bu alanların, mülkiyet durumuna bağlı olarak ilgilileri tarafından ağaçlandırılması zorunludur. " hükmü yer almış, 7.11.1. maddesinde de; "Bu alanlarda yer alan, özel mülkiyetteki parsellerde, başka bir sınırlama ve koruma kararı yoksa, plan notlarının 7.12.10. maddesi hükümleri geçerli olup, çiftçinin barınması amaçlı yapı için verilen yapılanma koşullarına uymak kaydıyla günübirlik tesis yapılabilir. Bu alanlarda 7.12.10.3'de belirtilen Hayvancılık Amaçlı Yapılar yapılamaz. Parselden terk sureti ile yol oluşturulamaz. 7.11.2 maddesinde ise; "Yapı kullanma izin belgesi alınmadan önce arazinin %50'sine, en az 10 m²'ye bir ağaç düşecek şekilde ağaç dikilmesi gerekmektedir. Hangi maçla olursa olsun ağaç kesimi yapılamaz." hükmü, 7.12.10.1. maddesinde ise "Çiftçinin barınması amaçlı yapı: Bu alanlarda parsel cephesi ve büyüklüğüne bakılmaksızın yollara 10 metre’den, komşu parsel sınırlarına 5 metre’den fazla yaklaşmamak koşuluyla, inşaat emsali:0,05’i, yüksekliği 2 katı, toplam inşaat alanı 150 m2’yi aşmayan çiftçinin barınması amaçlı tek yapı ve müştemilatları yapılabilir. Müştemilat binaları belirlenmiş olan inşaat alanına dahildir." hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen plan notlarına göre; ağaçlandırılacak alanların esasen "pasif yeşil alan" olarak tanımlandığı, tanınan yapılaşma hakkının ise mülkiyet hakkının özüne dokunacak ölçüde sınırlı olduğu, davacıların tasarruf haklarının kısıtlandığı, mülkiyet hakkından yararlanma olanağının kalmadığı görülmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, öncelikle sorumlu idare/idareler belirlenerek, aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 13/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
Dava, İzmir İli, Buca İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında ağaçlandırılacak alan olarak ayrılmasına rağmen, kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere taşınmazın değerine karşılık 1.050.151,00-TL'nin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca, İstinaf Mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihe kadar kanun yollarına dair uygulanacak olan 49. maddesinin 4. fıkrasında; "Mahkeme bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilir. Israr kararının ilgili tarafından temyizi halinde, dava, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca incelenir. Danıştayın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararı bozulur; aksi halde onanır. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur." kuralı yer almaktadır.
2575 sayılı Danıştay Kanununun 38. maddesinin 1. fıkrasına göre İdare mahkemeleri tarafından verilen ısrar kararlarının temyizen incelenme yeri, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu olduğundan, bozma kararına uyulmayarak verilen ısrar kararının temyizen İdari Dava Daireleri Kurulunca incelenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, Mahkemenin … tarih ve E:…, K:... sayılı davanın reddine ilişkin kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 15.12.2016 tarih ve E:2016/2837, K:2016/8854 sayılı kararı ile taşınmazın mevcut fonksiyonu itibariyle kısıtlı olduğu, ancak yeni yasal düzenleme uyarınca bu aşamada esas hakkında karar verilemeyeceği gerekçesiyle bozulduğu, karar düzeltme isteminin ise aynı Dairenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği, bunun üzerine, bozma kararına uyularak Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı yeni yasal düzenleme uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 28.11.2018 tarih ve E:2018/8514, K:2018/9851 sayılı kararıyla söz konusu yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, bu nedenle de uyuşmazlığın esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, karar düzeltme isteminin ise aynı Dairenin 21.11.2019 tarih ve E:2019/12326, K:2019/11880 sayılı kararıyla reddedildiği görülmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, her ne kadar bozma kararına uyularak karar verildiği belirtilmiş ise de, Mahkemece verilen kararın daha önceki bozma kararına uyulmayarak esasen ısrar kararı niteliğinde olduğundan, söz konusu kararın temyiz incelemesinin bu aşamada Dairemizce yapılamayacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, dava dosyasının İdari Dava Daireleri Kuruluna gönderilmesi gerekmekte iken, uyuşmazlığın esası bakımından temyiz incelemesi yapılması suretiyle verilen Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
