
Esas No: 2018/3352
Karar No: 2021/2219
Karar Tarihi: 14.04.2021
Danıştay 8. Daire 2018/3352 Esas 2021/2219 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3352
Karar No : 2021/2219
DAVACI : … Birliği
VEKİLLERİ : Av. … - Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Av. … - Av. …
DAVALI İDARE YANINDA
DAVAYA KATILAN : … Eczacı Odası
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunun 20.09.2017 tarihli kararı ile tesis edilen ''Fitofarmasi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Müfredatı (v.1.1)"nın iptali ve dayanağı olan 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun'un eki olan ve ‘’Eczacılıkta Uzmanlık Dalları ve Eğitim Süreleri’’ başlığını taşıyan 1 sayılı çizelgenin 2. satırının Anayasa aykırılığı iddiasıyla somut norm denetimi yoluyla iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Fitofarmasinin, uzmanlık alanı olarak belirlenirken ve çekirdek eğitim müfredatı oluşturulurken bilimsel gerekçelere dayanılmadığı, 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun gereği eczacıların, hastalara tanı koyma veya konulan tanı çerçevesinde tedavi reçetesi düzenleme yetkisi bulunmaması nedeniyle, müfredat içindeki yetkinlik düzeyleri ve içeriklerinin hasta tedavi ve bakım süreçlerine ilişkin hekimlere ait yetkinlikleri içermeyecek bir biçimde düzenlenmesi gerekirken, bitkisel ürünler ile tedavinin nasıl yapılacağına karar verme yetkisinin eczacılara tanındığı, 1219 sayılı Kanunun 1. maddesi gereği vücut bütünlüğüne ancak tıp fakültesi diplomasına sahip hekimlerce müdahale edilebileceği açık iken, tedavinin bir parçası olan ilaç kullanımına karar verme yetkisinin, eczacılara tanınmasının üst hukuk normlarına aykırı olduğu, rotasyonlarda geçirilen süre sonunda asistana hangi yeteneklerin kazandırılmasının amaçlandığının tespit edilmesi gerekirken, fitofarmasi uzmanlık eğitiminin rotasyona gideceği hangi kliniklerde bitkisel tedavi uygulandığı, uzmanlık öğrencilerinin bu kliniklerde nasıl eğitim alacağı, hastanın bitkisel ilaç tedavisinin nasıl düzenleneceği, tedavide kullanımları konusunda nasıl danışmanlık yapacaklarının belirlenmediği, fitofarmasi alanının doktora eğitimi olarak sürdürülmesi gerektiğine ilişkin görüşlerinin Tıpta Uzmanlık Kurulundaki temsilcileri aracılığı ile Tıpta Uzmanlık Kuruluna iletildiği, müfredatın Tıpta Uzmanlık Kurulunun önerileri dikkate alınmadan yayımlandığı, müfredatın etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmamış bitkisel ürünlerin tedavide kullanımına neden olacağı, tıp bilimi alanındaki rotasyonlar kapsamında yer alan kliniklerde bitkisel ürünlerin kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeksizin eğitim içeriğinin düzenlendiği, konuya ilişkin uygulama ve araştırmaların azlığına rağmen dünyadaki talep gibi gerekçelerle düzenleme yapılmasının toplum sağlığı açısından ciddi zararlara neden olabileceği öne sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :
Çekirdek eğitim müfradatı gereği fitofarmasi uzmanının görevinin, hastalıkların tedavisinde ve sağlığın korunmasında hekimlere bitkisel ürünler konusunda danışmanlık yapmak ve ihtiyaç duyulması halinde bitkisel ürünlerle ilgili her türlü desteği vermek olduğu, çekirdek müfredat hazırlanırken, tüm akademik çevrelerin görüşünün alındığı, Tıpta Uzmanlık Kurulu ile müşterek toplantı yapıldığı, görüş alınması demek görüşe aynen yer verilmesi demek olmadığı, nihai karar verme yetkisinin Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunda olduğu, Tıpta Uzmanlık Kurulunun önerilerinin dikkate alınmadığı iddiasının soyut olduğu, hangi önerilerinin dikkate alınmadığının belirtilmediği, anayasaya uygunluk denetiminde kanunların ülke ihtiyaçlarına uygunluğunun değil anayasaya uygunluğunun denetlendiği, ihtiyaca uygunluk değerlendirmesinin yerindelik meselesi olduğu, hastalıkların önlenmesinde ve koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesinde doğal bitkisel kaynaklardan elde edilecek etken madde ve drogların kullanılmasında toplum sağlığının ve sağlık hizmetlerinin niteliğinin gelişmesi için eczacıların uzmanlaşması gerektiği, geleneksel bitkisel ürünlerin, modern tıbbın dışında yer almadığı, Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelikte ve Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliğinde ayrıntılı olarak düzenlendiği, fitofarmasinin eczacılıkta uzmanlık dalı olarak belirlenmesinin kanun koyucunun, ülkemiz ihtiyaçları doğrultusunda bu alanda uzman eczacı yetiştirilmesinin önünün açılarak, uzman eczacıların sağlık hizmet sunumunda rol almaları ve bu sayede sağlık hizmet sunumunda eczacılık biliminden etkili olarak faydalanılması hedefine yönelik olduğu, müfredatta, fitofarmasinin amaç ve hedefleri ile kapsamının belirtildiği, bitkisel tıbbi ürünlerin zaten mevzuatta daha önce düzenlendiği, davacının bu alanda kullanılacak ürünlerin ruhsatsız ilaç niteliğinde olduğu iddiasına itibar edilemeyeceği, davaya konu düzenlemenin Anayasanın 56. maddesinde düzenlenen planlama ilkesi ile ilgisinin bulunmadığı, müfredatın, tabiplere ait yetkinlikler içermediği, tabiplerin yetkisine müdahale edilmediği, 1219 sayılı Kanun ve 6197 sayılı Kanun çerçevesinde her iki meslek grubunun kendi meslek alanları ile ilgili olarak anlaşması gerektiği, yetkinliklerin müfredatın 3.7.1. kısmında ayrıntılı olarak düzenlendiği, müfredatın, eczacılık ve tıp bilimi ile mevzuat ve hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.
DAVALI İDARE YANINDA DAVAYA KATILANININ DİLEKÇESİ:
Eczacılık alanının sağlık alanındaki tüm meslekler gibi hızlı dinamik bir değişime uğradığı, değişen sağlık koşullarına ayak uydurmanın eczacılık mesleği için önemli olduğu, gelişen sağlık hizmetlerinin hasta odaklı eczacılık uygulamalarını zorunlu hale getirdiği, bunun da derinlemesine bir uzmanlık eğitimi ile mümkün olduğu, müfredatın, Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu tarafından belirlendiği, tüm akademik çevrelerin görüşü alınarak, ilk defa başlayacak olan uzmanlık eğitim müfredatının oluşturulduğu, Anayasa Mahkemesinin kanunun kamu yararına uygun olup olmadığını denetleyemeyeceğinden, davacının anayasaya aykırılık iddiasının anayasa yargısı ile bağdaşmadığı, geleneksel bitkisel tıbbi ürünlerin, modern tıbbın dışında kaldığı iddiası yönünden, konunun Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik ve Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliğinde ayrıntılı olarak düzenlendiği, fitofarmasinin doktora düzeyinde düzenlenmesi gerektiği iddiasının çelişkili olduğu, ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda, uzman eczacıların yetiştirilmesinin önünün açılarak, sağlık hizmetinde rol almalarının sağlanması ve bu sayede sağlık hizmeti sunumunda eczacılık biliminden faydalanılması amacının taşındığı, hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı tarafından, Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunun 20/09/2017 tarihli kararı ile Fitofarmasi uzmanlık alanı için belirlenen çekirdek eğitim müfredatının iptali ve dayanağı olan 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun'un eki Ek-1 sayılı Eczacılıkta Uzmanlık Dalları ve Eğitim Süreleri başlıklı çizelgenin 2. satırının Anayasa'ya aykırılığı sebebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle Sağlık Bakanlığına karşı açılmıştır.
Davacı meslek kuruluşunun, 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun'un eki Ek-1 sayılı Eczacılıkta Uzmanlık Dalları ve Eğitim Süreleri başlıklı çizelgenin 2. satırının Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmemiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun'un eki Ek-1 inci maddesiyle Klinik Eczacılık ve Fitofarmasi, eczacılıkta uzmanlık alanı olarak belirlenmiş ve bu kapsamda Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu oluşturulmuş ve Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Sistemi üyelerince Fitofarmasi uzmanlık dalının çekirdek "v.1.0" versiyonu hazırlanmış, anılan bu program Tıpta Uzmanlık Kurulu üyelerine gönderilerek görüşleri sorulmuş bu Kurulundan gelen görüş Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Sistemi üyelerince değerlendirilmiş ve gerekli düzeltmeler yapılıp işlendikten sonra tekrar Tıpta Uzmanlık Kurulunun gündemine sunulmuş, aynı metin bu kez görüş ve önerileri alınmak üzere davacı Türk Tabipleri Birliğine sunularak tartışılması sağlanılmış, Tıpta Uzmanlık Kurulunun "Klinik Eczacılık Çekirdek Eğitim Müfretadı için ulaşılan sonucun uygun bulunarak kabulü, Fitofarmasi Çekirdek Eğitim Müfretadı için ise çalışmaya devam edilmesinin uygun görülmesi" ne ilişkin 19-20/06/2017 tarih ve 80/951 sayılı kararı sonrasında 20/09/2017 tarihli dava konusu kararla Fitofarmasi uzmanlık dalının çekirdek "v.1.1" versiyonu kabul edilmiş, davacı meslek odasınca, eczacıların tanı ve tedavi düzenleme yetkilerinin olmadığı, anılan düzenleme ile hekim yetkilerinin eczacılara verildiği, anılan eğitim programı ile elde edilmesi istenilen kazanımların sağlanmasının mümkün olamayacağı dolayısıyla düzenlenin bilimsel gerçeklere aykırı olduğu iddiasıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun değişik 1. maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde tababet icra ve her hangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için tıp fakültesinden diploma sahibi olmak şarttır." hükmü yer almaktadır.
Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun Değişik
1. maddesinde, "Eczacılık; hastalıkların teşhis ve tedavisi ile hastalıklardan korunmada kullanılan tabii ve sentetik kaynaklı ilaç hammaddelerinden değişik farmasötik tipte ilaçların hazırlanması ve hastaya sunulması; ilacın analizlerinin yapılması, farmakolojik etkisinin devamlılığı, emniyeti, etkinliği ve maliyeti bakımından gözetimi; ilaçla ilgili standardizasyon ve kalite güvenliğinin sağlanması ve ilaç kullanımına bağlı sorunlar hakkında hastaların bilgilendirilmesi ve çıkan sorunların bildiriminin yapılmasına ilişkin faaliyetleri yürüten sağlık hizmetidir." tanımına yer verilmiştir.
Dünyada ve ülkemizde sağlık hizmetleri sunumunda yaşanan gelişmelere bağlı olarak, tıbbi bitkisel ürünlerin hastalıkların tedavisinde kullanılmasını sağlamak amacıyla Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun 1. maddesinde değinilen tanım içerisinde belli bir standart ve güvenliğin sağlanması açısından fitofarmasi eczacılık uzmanlık programı (branşı) oluşturulması büyük bir önem taşımaktadır.
Bu çerçevede, Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun değişik 1. maddesinde yer alan "Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde tababet icra ve her hangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için tıp fakültesinden diploma sahibi olmak şarttır." tanımdan hareketle; Tıpta Uzmanlık Kurulu önerisi doğrultusunda, hekim sorumluluğunda olan yetkilere müdahaleyi ortadan kaldıran ve fitofarmasi eczacılık uzmanlık alanını, tıbbi bitkisel ürünlerin hekim tarafından hastaya uygulanmasına karar verilmesi halinde hastanın sağlığının korunmasında ve iyileşmesinde hekimlerle işbirliği içerisinde onlara danışmanlık görevi yapan uzmanlık alanı olarak tanımlayan ve yine çekirdek eğitim müfredatının "v.1.0" versiyonunda öngörülen zorunlu klinik rotasyonları taraflardan gelen eleştiriler sonrasında klinik ortam eğitimi şeklinde düzenleyen Fitofarmasi uzmanlık çekirdek eğitim müfredatının dava konusu "v.1.1" versiyonunda kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 14.04.2021 tarihinde, davacı vekili Av. …, davalı idare vekili Av. … ve davalı İdare yanında davaya katılan vekili Av. …'un geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
14.11.2014 tarih ve 29175 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6566 sayılı Kanun ile 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanuna Ek 1 maddesi eklenerek, Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu (EUK) oluşturulmuş olup; ‘’Eczacılıkta Uzmanlık Dalları ve Eğitim Süreleri’’ başlığını taşıyan 1 sayılı çizelge eklenerek, eczacılıkta uzmanlık dalları ve eğitim süreleri belirlenmiş, birinci sırada ‘’Klinik Eczacılık’’, ikinci sırada ‘’Fitofarmasi’’ uzmanlık ana dallarına yer verilmiş; her iki uzmanlık dalı için de eğitim süresinin 3 yıl olduğu kurala bağlanmıştır.
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun Ek 1. maddesi ve 21.10.2016 tarih ve 29864 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Eczacılıkta Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğine dayanılarak, Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu tarafından, ''Fitofarmasi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Müfredatının'' (v.1.0) versiyonu hazırlanmış olup, bu versiyon Tıpta Uzmanlık Kuruluna (TUK) gönderilerek görüş sorulmuştur. Devam eden süreçte, TUK'undan gelen görüş değerlendirilerek müfredatta değişiklikler yapılmış ve nihai karar verme yetkisine sahip olan Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunun 20.09.2017 tarihli kararıyla ''Fitofarmasi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Müfredatının'' davaya konu (v.1.1) versiyonu kabul edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
Anayasa'ya Aykırılık İddiasının İncelenmesi:
Davacının; dava konusu müfredatın dayanağı olan 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun'un eki olan ve ‘’Eczacılıkta Uzmanlık Dalları ve Eğitim Süreleri’’ başlığını taşıyan 1 sayılı çizelgenin 2. satırının Anayasa aykırılığı iddiasıyla somut norm denetimi yoluyla iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verilmesi istemi yönünden;
Davacı tarafından; yasama yetkisinin sınırsız olmadığı, kamu yararının yerine getirilmesi ve bilimsel gerekçelere dayanılması gerekirken, kanunun genel gerekçesinden, fitofarmasinin neden uzmanlık alanı olarak belirlendiğinin anlaşılamadığı, gerekçede yalnızca ülkemizin doğal bitkisel kaynaklarından elde edilecek etken madde ve drogların kullanılmasında toplum sağlığının ve sağlık hizmetlerinin niteliğinin daha da gelişmesi için eczacıların uzmanlaşması gerektiğine yer verildiği, bu gerekçenin fitofarmasinin bir uzmanlık alanı olarak belirlenmesinde sağlık hizmet sunumunda ortaya çıkan ihtiyaç için belirleyici olmadığı aksine genel geçer bir biçimde doğal bitkisel kaynakların kullanımı için bir uzmanlık alanı yaratıldığını ortaya koyduğu, bilimsel bir gerekçeye dayanmadığı, bitkisel ürünlerin, bilimsel süreçten geçirilmediği, risklerinin neler olduğu bilinmeden klinik ortamda kullanılacağı, Anayasanın 2, 5, 17 ve 56. maddeleri ile güvence altına alınan yaşam ve sağlık hakkını ihlal eden sonuçlar doğuracağı öne sürülmektedir.
Davacının Anayasaya aykırılık iddiasının değerlendirilmesi için Anayasa Mahkemesinin benzer bir konuda verdiği 25.01.2014 tarih ve 28893 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 28.03.2013 tarih ve E:2011/65, K:2013/49 sayılı kararının irdelenmesi gerekmektedir. Anılan kararda;
6225 sayılı Kanun ile 1219 sayılı Kanuna eklenen ek-1 sayılı çizelgede, tıpta uzmanlık ana dalları ile eğitim süreleri; ek-2 sayılı çizelgede, diş tabipliğinde uzmanlık ana dalları ile eğitim süreleri; ek-3 sayılı çizelgede ise, tıpta uzmanlık yan dalları, bağlı ana dalları ve eğitim sürelerinin düzenlendiği belirtilmiştir.
“Hukuk devleti ilkesi” gereğince, yasama işlemlerinin, kişisel yararları değil kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla yapılması gerektiği; bir kuralın Anayasa'ya aykırılık sorunu çözümlenirken “kamu yararı” konusunda Anayasa Mahkemesinin yapacağı inceleme de, kanunun kamu yararı amacıyla yapılıp yapılmadığını araştıracağı; Anayasa'nın çeşitli hükümlerinde yer alan kamu yararı kavramının Anayasa'da bir tanımı yapılmadığı; ancak Anayasa Mahkemesinin kimi kararlarında da belirtildiği gibi, kamu yararının, bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yarar olduğu; bu saptamanın doğal sonucu olarak da, kamu yararı düşüncesi olmaksızın, yalnız özel çıkarlar için veya yalnız belli kişilerin yararına olarak yasa kuralı konulamayacağı; böyle bir durumun açık bir biçimde ve kesin olarak saptanması halinde, söz konusu yasa kuralının Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olacağı ve iptalinin gerekeceği; bu ayrık hal dışında, bir yasa kuralının ülke gereksinimlerine uygun olup olmadığının bir siyasi tercih sorunu olarak kanun koyucunun takdirine ait olduğundan, salt bu nedenle kamu yararı değerlendirmesi yapmanın Anayasa yargısıyla bağdaşmadığı ifade edilmiştir.
Yasamanın genelliği ilkesi uyarınca kanun koyucunun, Anayasa'ya ve hukukun genel ilkelerine aykırı olmamak kaydıyla her türlü düzenlemeyi yapmak yetkisine sahip olduğu; yasamanın genelliği ilkesi uyarınca kanun koyucunun Anayasa'ya aykırı olmamak kaydıyla her konuyu kanunla düzenleyebileceği; bu kapsamda kanun koyucu tarafından getirilen ve genel, objektif nitelik taşıdığı görülen kuralın, Anayasa'nın 138. maddesine aykırılığından söz edilemeyeceğinden; düzenlemenin Anayasanın 2., 56. ve 138. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu bağlamda; fitofarmasının eczacılıkta uzmanlık dalı olarak belirlendiği, 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun'un eki olan 1 sayılı çizelgenin 2. satırının, bilimsel gerekçelere dayanılması gerektiği, kanunun genel gerekçesinde, fitofarmasının neden uzmanlık alanı olarak belirlendiğinin ortaya konulmadığı, Anayasanın 2, 5, 17 ve 56. maddeleri ile güvence altına alınan yaşam ve sağlık hakkını ihlal eden sonuçlar doğuracağından, Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği yönündeki Üye Yücel Bulmuş'un azlık oyuna karşı, yukarıda aktarılan Anayasa Mahkemesi kararının ve davacının Anayasaya aykırılık iddilarının değerlendirilmesi sonucu Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.
İlgili Mevzuat:
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun Ek 1. maddesinde; ''Eczacılığın herhangi bir uzmanlık dalında uzman olmak ve o unvanı ilan edebilmek için Sağlık Bakanlığınca kabul ve ilan edilen Türkiye eğitim kurumlarınca verilmiş veya yabancı memleketlerin eğitim kurumlarından verilip Sağlık Bakanlığınca belirlenen Türkiye eğitim kurumlarından biri tarafından tasdik edilmiş ve Sağlık Bakanlığınca tescil olunmuş bir uzmanlık belgesini haiz olmak şarttır.
Yatak sayısı 100 ila 300 olan hastanelerde bir, 300’ün üzerindeki her 200 yatak için ilave bir uzman klinik eczacı istihdam edilir.
Eczacılıkta uzmanlık dalları ile eğitim süreleri (1) sayılı çizelgede belirtilmiştir. Bu çizelgede belirtilen eğitim süreleri, Sağlık Bakanlığınca, Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunun kararı üzerine üçte bir oranına kadar artırılabilir.
Eczacılıkta uzmanlık eğitimlerine, merkezi olarak yapılacak eczacılıkta uzmanlık sınavı ile girilir.
Uzmanlık dallarının eğitim müfredatları ve bu müfredatlara göre uzmanlık dallarının temel uygulama alanları ile görev ve yetkilerinin çerçevesi, Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunca belirlenir.
Eğitim kurumlarına uzmanlık eğitim yetkisi vermek ve uzmanlık eğitim yetkisini kaldırmak, uzmanlık eğitimlerinin çekirdek eğitim müfredatlarını ve rotasyonlarını belirlemek, uzman eczacıların görev ve yetkilerini belirlemek, yabancı ülkelerde uzmanlık eğitimi görenlerin mesleki ve ilmî değerlendirilmesini yapacak olan eğitim kurumlarının belirlenmesi ile ilgili kararlar almak, uzmanlık sınavı jürilerinin tespitine ilişkin esasları belirlemek, uzmanlık eğitimi ve uzman insan gücü konusunda görüşler vermek ve uzmanların mesleki ve teknik gelişmeleri takip etmelerini sağlayıcı inceleme ve araştırmalarda bulunmak ile görevli olmak üzere; Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü, 1. Hukuk Müşaviri ve Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu Başkanı ile Bakanlığın ve Yükseköğretim Kurulunun eğitim kurumlarından seçeceği üçer üye ve Türk Eczacıları Birliğinin seçeceği bir üyeden müteşekkil ve Bakanlığın sürekli kurulu olan Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu teşkil edilmiştir. Kurumlar, seçecekleri asıl üye sayısı kadar yedek üye de belirler. Kurul tarafından belirlenen yeni uzmanlık alanları Sağlık Bakanının onayı ile yürürlüğe girer.
Kurula Bakanlık dışındaki kurumlar tarafından seçilecek olan asıl ve yedek üyelerin uzman olmaları ve ayrıca eğitim kurumlarında en az üç yıl eğitimci olarak görev yapmış bulunmaları şarttır. Ancak Türk Eczacıları Birliğinin Başkanlık Divanından bir üye seçmesi hâlinde bu üye için uzman olma şartı aranmaz. Üyelerin görev süreleri üç yıldır. Süresi bitenler tekrar seçilebilir.
Kurul, Bakanlığın daveti üzerine yılda en az iki defa toplanır. Kurula, Bakanlık Müsteşarı veya yapılacak ilk toplantıda üyeler arasından seçilen başkan vekili başkanlık eder. Kurul, üyelerden en az beşinin teklifi üzerine olağanüstü toplanır.
Kurul, üyelerin üçte ikisinin iştiraki ile toplanır. Kararlar oy çokluğuyla alınır. Oyların eşitliği hâlinde başkanın görüşü kabul edilmiş sayılır. Ancak, kurumların eğitim yetkisinin kaldırılmasına ilişkin kararların toplantıda hazır bulunanların en az üçte iki çoğunluğu ile alınması şarttır.
Üst üste iki defa mazeretsiz olarak Kurul toplantılarında hazır bulunmayanların üyeliği düşer.
4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun uygulamasında tıpta uzmanlıkla ilgili hükümler, eczacılıkta uzmanlık bakımından da geçerlidir.
Kurulun çalışmasına, uzmanlık eğitimine ve uzmanlık belgelerinin alınmasına ilişkin usul ve esaslar ile uygulamaya ilişkin diğer hususlar, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.'' kuralı yer almıştır.
6566 sayılı Kanun ile 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanuna eklenen Ek 1 maddesine dayanılarak 21.10.2016 tarih ve 29864 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Eczacılıkta Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 3. maddesinin (b) bendinde; çekirdek eğitim müfredatı, bir uzmanlık dalında uzmanlık eğitimi yapılabilmesi için programların içermesi ve uygulaması gereken ve Kurul tarafından kabul edilip ilan edilmiş asgari eğitimi ve bu eğitimin standartlarını belirleyen metin olarak ifade edilmiştir. Anılan Yönetmeliğin 4. maddesinde; Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunun teşkili ve çalışma esaslarına yer verilmiş, 5. maddesinde; Kurulun görevleri belirtilmiş olup; aynı maddenin (b) bendinde, uzmanlık eğitimlerinin eğitim standardını da içeren çekirdek eğitim müfredatlarını belirlemek, bu görevler arasında sayılmıştır.
Dava konusu müfredatın incelenmesi:
İdari işlemlerin bir sebebe dayalı olması idare hukukunun temel ilkelerindendir. İdari işlemin kanuna uygunluğunun ve dayanağının değerlendirilmesi, idarenin saydamlığı, idareye güven ilkeleri ve hukuk devleti anlayışının oluşumu noktasında büyük öneme sahiptir.
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun Ek 1. maddesi ve 21.10.2016 tarih ve 29864 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Eczacılıkta Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği ile Eczacılıkta Uzmanlık Kuruluna verilen çekirdek eğitim müfredatlarını belirleme görev ve yetkisinin ''Kanuni idare'' ilkesi uyarınca usulüne uygun kullanılıp kullanılmadığının yargısal olarak denetlenmesi hukuk devleti ilkesinin gereğidir.
Bu bakımdan, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için dava konusu müfredatın tesis edilmesinde, Eczacılıkta Uzmanlık Kuruluna tanınan görev ve yetkilerin, üst hukuk normlarına ve bilimin gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
6566 sayılı Kanunun genel gerekçesinde özetle; sağlık alanındaki tüm meslekler gibi eczacılık alanının da hızlı, dinamik bir değişime uğradığı, değişen sağlık koşullarına ayak uydurmanın eczacılık mesleği içinde önemli bir olgu olduğu, gelişen sağlık hizmetlerinin hasta odaklı eczacılık uygulamalarını zorunlu hale getirdiği, bu durumun karşılanmasının ancak derinlemesine bir uzmanlık eğitimi ile mümkün olduğu belirtilmiştir. Hastalıkların önlenmesinde, koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesinde, ilaçla tedavinin etkinliğinin arttırılmasında, kliniklerde ilaç danışmanlığı ve zehirlenmenin önlenmesinde, ülkemizin doğal bitkisel kaynaklarından elde edilecek etken madde ve drogların kullanılmasında, toplum sağlığının ve sağlık hizmetlerinin niteliğinin daha da gelişmesi için eczacıların uzmanlaşması gerektiği ifade edilmiştir. 1219 sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan Tababet İhtisas Tüzüklerine göre eczacılar farmakoloji, biyokimya ve tıbbi biyokimya alanlarında uzmanlaşma hakkına sahipken, ihtisas tüzüğünün 2002 yılında Tıpta Uzmanlık Tüzüğü olarak yeniden düzenlenmesiyle eczacıların uzmanlaşma haklarından mahrum olduğu anlatılmıştır. Ayrıca dünya genelinde uzman eczacılık eğitiminin çok sayıda branşta verildiği ve uzmanlık eğitimini tamamlayan eczacıların kamu ve özel sektörde yaygın olarak istihdam edildiği belirtilmiştir.
Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunun 29.04.2015 tarih ve 2 sayılı kararı ile eczacılıkta uzmanlık dallarında müfredat ve standartların belirlenmesi amacıyla alanında uzman, akademik ünvana sahip üyelerden meydana gelen bir komisyon oluşturulmuştur. Komisyon ilk toplantısını 05.06.2015 tarihinde gerçekleştirmiş ve devam eden süreçte müfredat çalışmaları devam etmiştir.
Davaya konu müfredatta; fitofarmasi uzmanlık alanı ile ilgili genel olarak bilgi verildikten sonra, müfradatın amaç ve hedefleri, temel yetkinlikler, öğrenme ve öğretme yöntemleri ve eğitim kaynakları ortaya konulmuş; bu uzmanlık dalında rotasyon bulunmadığı belirtilmiştir. Fitofarmasi, tıbbi bitkilerden elde edilen ve Farmakope normlarında standardize edilerek etkililik, güvenlik ve kalite analizleri yapılmış ve uygun şekilde doze edilmiş ekstreleri taşıyan tıbbi bitkisel ürünler (geleneksel bitkisel tıbbi ürün, bitkisel ilaç) ile tedavisinin hekimin hastaya uygulamak istemesi halinde; tedavi protokolüne uygun bir şekilde düzenlenmesinde, hasta sağlığının korunmasında ve iyileşmesinde hekimlerle işbirliği içerisinde danışmanlık görevini yapan; tedavide kullanılan tıbbi bitkisel ürünlerin üretiminden hastaya ulaşmasına kadar sürecin her basamağında yer alan ve kalitenin, etkililiğin ve güvenilirliğinin kontrol altına alınmasını sağlayan ve sadece eczacılara özgü bir eczacılık uzmanlık alanı olarak ifade edilmiştir.
Davacı tarafından; fitofarmasi alanının doktora eğitimi olarak sürdürülmesi gerektiği belirtilmişse de, fitofarmasi, 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun 1 sayılı çizelgesi ile uzmanlık alanı olarak belirlenmiştir. Davaya konu müfredat ile yasamanın genelliği ilkesi uyarınca kanun koyucunun uzmanlık alanı olarak belirlediği fitofarmasi alanında çekirdek eğitim müfredatı düzenlenerek, fitofarmasi uzmanlarının eğitim standartları ortaya konulmuştur.
Davacının; 1219 sayılı Kanunun 1. maddesi gereği vücut bütünlüğüne ancak tıp fakültesi diplomasına sahip hekimlerce müdahale edilebileceği açık iken, tedavinin bir parçası olan ilaç kullanımına karar verme yetkisinin, eczacılara tanınmasının üst hukuk normlarına aykırı olduğu iddiası yönünden; davaya konu müfredatta, yukarıda aktarıldığı üzere uzmanlık alanının tanımı yapılırken, fitofarmasi uzmanlarına, hekimlerle işbirliği içerisinde danışmanlık görevi verildiği, tedaviyi hekimin hastaya uygulamak istemesi halinde, fitofarmasi uzmanının danışmanlık görevi yapacağının belirtilerek, fitofarmasi uzmanının yetki ve sorumluluklarının ortaya konulduğu, doktorun sorumluluğunda olan alanlara müdahaleden ziyade doktorlara destek sunulmasının amaçlandığı dikkate alındığında, bu iddianın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından; rotasyonlarda geçirilen süre sonunda asistana hangi yeteneklerin kazandırılmasının amaçlandığının davaya konu müfredatta tespit edilemediği, rotasyonlarda hangi kliniklerde bitkisel tedavi uygulandığı, uzmanlık öğrencilerinin bu kliniklerde nasıl eğitim alacağının düzenlenmediği öne sürülmüşse de; müfredatın ''Rotasyon hedefleri'' başlığını taşıyan 6. kısmında, bu uzmanlık dalında rotasyon bulunmadığı açıkça ifade edilmiştir. Bununla birlikte, müfradatın 2. kısmında, uzmanlık eğitiminin kuramsal eğitim, laboratuvar uygulamaları, klinik ortam eğitimleri, tez hazırlama ve tez savunması aşamalarından oluştuğu ve süresinin 3 yıl olduğu belirtilmiştir. Klinik ortam eğitimi ise sağlık bakım ekibinin bir üyesi olarak hastanedeki ilgili servislerde klinik eczacılık bilgi ve becerilerini kazandırmak üzere, eğitici gözetim ve denetiminde gerçekleştirilen yapılandırılmış uygulamalı eğitim olarak kabul edilmiştir.
Müfredatın, Tıpta Uzmanlık Kurulunun önerileri dikkate alınmadan yayımlandığı, müfradat oluşturulurken bilimsel temellere dayanılmadığı öne sürülmüşse de, Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu tarafından, alanında uzman akademisyenlerden meydana gelen bir komisyon tarafından, davaya konu müfredatın bilimsel çalışmalarının yürütüldüğü, hazırlanan müfredatın TUK'a gönderilerek görüş sorulduğu, TUK'dan gelen görüşün değerlendirilerek değişiklikler yapıldığı ve müfradatın davaya konu haliyle 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunun Ek 1. maddesi ve Eczacılıkta Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği gereği nihai karar verme yetkisine sahip Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu kararıyla kabul edildiği anlaşılmıştır. Nitekim, müfredatın TUK'a gönderilen ilk versiyonundan farklı olarak, uzmanlık alanının farklı bir şekilde tanımlandığı ve fitofarmasi uzmanlarının görev alanları ve yetkilerinin farklı bir şekilde düzenlendiği, rotasyon hedeflerine ve rotasyonlara ise yer verilmediği anlaşılmıştır.
Davaya konu müfredatın, etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmamış bitkisel ürünlerin tedavide kullanımına yol açacağı ve toplum sağlığı açısından ciddi zararlara neden olabileceği öne sürülmekte ise de; müfredatın amaç ve hedefleri arasında, fitofarmasinin alt konuları olarak bitkisel doğal ürünlerin tedavide kullanılabilmesi için gerekli kalite standartlarının oluşturulma süreci, hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde etkililikleri, olası ilaç etkileşimleri, istenmeyen etkileri, alerjik veya toksik etkileri ve klinik araştırmaları gibi konulara yer verildiği; sağlık hizmet sunumunda olması gereken belirli bir standardın sağlanması için gerekli alt yapı ve donanıma sahip fitofarmasi uzmanlarının yetiştirilmesinin amaçlandığı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte, eczacılık biliminin ve tıbbın gelişen ve ilerleyen bir bilim olduğu, uygulamada farklı hususlarla karşılaşılabileceği dikkate alındığında, Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu tarafından, çekirdek eğitim müfredatının, sağlık bakımından ülke genelindeki mevcut durum değişiklikleri, bilimsel, tıbbi ve teknolojik gelişmeler ve diğer husuların temel alınması suretiyle değişiklik yapılmasında bir engelin bulunmadığı da tabidir.
Bu bağlamda; sağlık alanındaki tüm meslekler gibi eczacılık alanında da bilimin ve nitelikli sağlık hizmeti sunumunun gereği olarak, belirli bir standardın sağlanması suretiyle bir bütün olarak toplumun ve tek tek bireylerin sağlığının koruması, uygulamada sıkıntıların ve olumsuzlukların yaşanmasının engellenmesi, gerekli alt yapı ve donanıma sahip fitofarmasi uzmanlarının yetiştirilmesi amacıyla tesis edildiği anlaşılan davaya konu müfredatın, üst hukuk normlarına uygun olduğu, kamu yararı ve sağlık hizmetinin gereklerine aykırılık taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Eczacılıkta Uzmanlık Kurulunun 20.09.2017 tarihli kararı ile tesis edilen ''Fitofarmasi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Müfredatı (v.1.1)"nın iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için öngörülen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
3.Davalı idare yanında davaya katılanın yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
14/04/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
(X) İdari işlemlerin bir sebebe ve gerekçeye dayalı olması idare hukukunun genel ilkelerindendir. İdareler işlem tesis ederken kendilerine Anayasa ve yasalarla çizilen çerçeve içinde takdir hakkına sahiptirler. Ancak bu takdir hakkı, serbestçe kullanılanabilecek bir keyfiyeti ifade etmeyip, kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından hukuka uygun olarak temellendirilmiş olgularla desteklenmeli ve hukuka uygun kılacak bilimsel gerekçelere dayanmalıdır.
Eczacılıkta uzmanlık alanı olarak belirlenen bir alanın çekirdek eğitim müfredatının ihdas edilmesi gibi insan hayatına doğrudan etkisi olan bir alanda yapılan düzenlemenin, dayandığı bilimsel gerekçelerin somut olarak ortaya konulması gerektiği tartışmasızdır. Aksi takdirde, idarenin sahip olduğu düzenleme yetkisini ve takdir hakkını yukarıda belirtilen ilkelere ve dolayısıyla hukuka uygun kullanmadığı anlamına gelecektir.
Modern tıbbın dışındaki bir yöntem tabir edilecek dava konusu alanda uygulamaya geçilebilmesi için esaslarının tıp biliminin kurallarına dayandırılması, bunun için de deneysel tıbbın süzgecinden geçirilmesi, bu suretle bilimsel sürecin işletilmiş olması gerekir.
Davalı idarece, dava konusu müfredatın; komisyon çalışmaları sonucu, bilimsel çevrelerden görüş alınarak, ülkemiz ihtiyaçları ve gelişmiş ülkelerin uygulamaları gözetilerek alanında uzman kişilerce hazırlandığı ileri sürülmüştür. Ancak; bu iddiaları destekleyen ve müfredatın düzenlenmesine temel teşkil eden bir bilimsel çalışmanın ya da raporun sunulmadığı anlaşılmıştır.
Diğer bir anlatımla; fitofarmasinin bir uzmanlık alanı olarak belirlenmesine ve bu alanda davaya konu müfredatın hazırlanmasına ilişkin akademik ve bilimsel gerekliliğin varlığını ortaya koyan verilerin veya bu yönde akademik çevrelerden alınmış bilimsel görüşlerin dikkate alınarak düzenleme yapıldığını gösterecek bilgi ve belgelerin sunulamadığı görülmüştür.
Bu bağlamda; davaya konu çekirdek eğitim müfredatını, hukuki bir zemine oturtacak, idarenin takdir hakkını ve düzenleme yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri uyarınca kullandığını ortaya koyacak bilimsel gerekçenin bulunmadığı anlaşıldığından, müfredatın hukuka aykırı olduğu iptal edilmesi gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
