
Esas No: 2020/3543
Karar No: 2022/2308
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/3543 Esas 2022/2308 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, yapacağı inşaat için yol çalışması yaparken Bayraktepe Tünelleri adıyla bilinen 1. derece arkeolojik sit alanına zarar verdiği iddiasıyla 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan hüküm giydi. Ancak, beraat kararı verildi. Temyiz edilmesi sonucu, mahkemenin sit alanına ilişkin tüm kararlarını, tapu kayıtlarını ve Resmi Gazete ilanlarını araştırmaması, ayrıca sit alanında olanı sanığın bilip bilmediğini belirleyememesi nedeniyle karar bozuldu. Suç tarihi de belirtilmediği için kararın bozulması talep edildi. Kanun maddeleri ise şöyle: CMK’nın 223/2-c, 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi, 65/4. maddesi ve 65/1-2.cümlesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında, yapacağı inşaat için yol çalışması yaptığı sırada 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli olan tünel ağzına (Bayraktepe Tünelleri) zarar verdiği iddiasıyla açılan kamu davası ilgili olarak; 21/04/2014 tarihli tutanakta anıtsal mimarlık örneğinin yol yapımı çalışması sırasında tahrip edildiğinin belirtildiği, ... tarafından gönderilen 10/12/2015 tarihli cevabi yazıda, Ada Mahallesi, 36 Pafta, 35 ada, 81 parselde yer alan ve “Antik Dönem Su Kanalları ve Tünel Ağzı (Tümülüs Girişi) adıyla bilinen taşınmazın, Mülga Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 15/11/1985 tarih 1570 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edildiği, 23/10/1987 tarih 3771 sayılı kararı ile ve Mülga Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 07/05/2004 tarih 949 sayılı kararı ile tescil kaydının devam ettiği, sanığın aşamalardaki savunmalarında Ada Mahallesinde inşaat yapacağını, inşaata çıkmak için kullanabileceği bir yol olmadığından kendi imkanlarıyla kepçe bulup yol açtırdığını, ancak suça konu tünelin tarihi olduğunu bilmediğini beyan ettiği dikkate alınarak;
Sanığın, dava konusu yerin sit alanında yer aldığını bilmediğine dair savunması karşısında; öncelikle davaya konu yerin arkeolojik sit alanı olarak tesciline ilişkin tüm kurul kararı ile ekleri dosya içerisine getirtilerek, sit alanına ilişkin tescil kararlarının mahallinde mutad vasıtalarla ilan edilip edilmediği, tescil kararının, tescil tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata göre Resmi Gazetede yayımlanıp yayımlandığı araştırılarak, mutad vasıtalarla ilan edilmiş ya da Resmi Gazetede yayımlanmış ise; yerin sit alanı içerisinde kaldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıtları dosya içerisine celbedilerek hazineye ait veya devletin hüküm ve tasarrufundaki taşınmazlardan olup olmadıkları, sanık adına kayıtlı ise, tapu kayıtlarında, taşınmazların sit alanı içerisinde kaldığına dair şerh bulunup bulunmadığı hususlarının irdelenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Diğer yandan, sanığın sit alanı olduğunu bildiği sonucuna varılması halinde, mahallinde arkeolog, sanat tarihçi ve fen bilirkişi eşliğinde keşif icra edilerek suça konu tescilli eserlerin ve sit alanının zarar görüp görmediği araştırılarak zararın varlığı halinde, 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi uyarınca, zarara neden olmayan inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğunun tespiti halinde ise taşınmazın bulunduğu yerin bağlı olduğu idari birimin (belediye - il özel idaresi-büyükşehir belediyesi) bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunup bulunmadığı araştırılarak, anılan büronun varlığı halinde 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi; yokluğu halinde ise aynı Kanunun 65/1-2.cümlesi uyarınca sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “29/04/2014” şeklinde belirtilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
