
Esas No: 2020/2510
Karar No: 2021/792
Karar Tarihi: 19.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2510 Esas 2021/792 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2510
Karar No : 2021/792
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 20/02/2020 tarih ve E:2016/882, K:2020/2222 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 05/06/2015 tarihinde onaylanan Balıkesir–Çanakkale Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının Ezine İlçesine ilişkin kısımlarının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 20/02/2020 tarih ve E:2016/882, K:2020/2222 sayılı kararıyla; Dairelerince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden;
İtiraz 1-
Davaya konu 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının plan notları değerlendiğinde, bu plandan ölçü alınarak uygulama yapılamayacağı, alt ölçekli imar planlarının yapım aşamasında ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınacağı, tarımsal niteliği korunacak alanlarda ise mutlaka ilgili kurumlardan alınan görüşler doğrultusunda yapılaşma olabileceği, çevre düzeni planı ölçeğinde getirilen kullanım kararlarının o bölgenin mutlaka yapılaşacağı yönünde olmayacağı,
Dosya içeriğinden, plan araştırma raporunda, planlama bölgesindeki tarımsal toprakların niteliği ve kullanım kabiliyeti ile değerli tarım topraklarının mekânsal dağılımını tespit etmeye ve değerlendirmeye yönelik veri ve bilgilerin toplanmış olduğu, bunların analiz edildiği ve eşik çalışmaları bağlamında dikkate alındığı ve sonuç olarak planlama bölgesi içinde yerleşilebilir ve yerleşilemez alanların eşikler doğrultusunda belirlendiği,
Diğer taraftan, bölgenin özelliği, nüfus baskısı, yerleşim alanı gibi ihtiyaçlar kentlerin gelişme yönü, mekansal gelişme eğilimleri ile doğal ve yasal eşikler doğrultusunda, şematik olarak yerleşme alanlarının belirlendiği ve yukarıda belirtildiği gibi davacının itiraz ettiği bu alanların mutlaka yapılaşmaya açılacağı anlamına gelmediği,
Ezine İlçesine ilişkin nüfus analizlerinin, dava konusu planın üst ölçekli plan konumunda olan ve üretilecek kararlarda göz önünde bulundurulması gereken TR22 Güney Marmara Bölgesi (2014–2023) Bölge Planı ile birlikte değerlendirildiğinde; İlçenin, nüfus büyüklüğü ve nüfus yoğunluğu değerleri açısından 20.000–50.000 nüfus aralığında “belirli ve tanımlı kırsal alt bölgeye hizmet sunan küçük ölçekli kentsel merkez” olarak belirli düzeyde nüfus hareketlerine konu olabileceği, özellikle Ezine İlçesi nüfus artış hızı incelendiğinde, nüfus gelişme eğilimlerinin artış oranı bakımından % (eksi) -5 % (eksi) -10 oranında gerçekleştiği, dolayısıyla, nüfus artışı olmadığı, tersine %5 ile %10 oranında nüfus kaybettiği, bu durumda, İlçenin mevcut nüfus gelişme eğiliminin 20.000–50.000 kişi aralığı içinde olabileceği, bu açıdan bakılırsa, dava konusu 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı uyarınca öngörülen 39.280 kişi nüfus projeksiyon değerinin makul olduğu anlaşıldığından bu kısım yönünden mevzuata aykırılık bulunmadığı,
İtiraz 2-
Tavaklı Köyü sahil bölgesine ilişkin olarak dava konusu planın plan hükümleri ile plan açıklama raporu esas olmak üzere; tercihli kullanım alanı kullanım kararının; sadece ikinci konut ve turizm işlevlerine yönelik kapsam ve içerikte olduğu, kentsel gelişme alanı kullanım kararının ise; konut, turizm kullanımları ve ticaret işlevlerine yönelik kullanımlara yönelik içerikte olduğu, bu yönüyle, kentsel gelişme alanı kullanım kararının, tercihli kullanım alanı kararının işlevsel içeriğini kapsadığı, bu nedenle, tercihli alan kullanım kararı kapsamında yapılabilecek işlevsel kullanımların sınırlanmadığından davacının Tavaklı köyü sınırları içindeki kentsel gelişme alanı olarak belirlenen alanın, tercihli kullanım alanı olarak belirlenmesi gerektiği yönündeki iddia ve itirazına itibar edilmediği ve bu kısım yönünden mevzuata aykırılık bulunmadığı,
İtiraz 3-
Ezine kentsel yerleşme alanı çeperinde yer alan askeri alanın kuzeyindeki bölgelerin; tarımsal niteliği korunacak alan niteliğinde olmadığı, orman ve mera alanları vasfında olduğu, kaldı ki; askeri alan batısında ve doğusunda sanayi alanları belirlenmiş olduğu, Ezine kentsel yerleşme alanı güneyinde, Ezine İlçesi sektörel projeksiyon kararları esas olmak üzere tarıma dayalı sanayi gelişimini destekleyecek nitelikte yaklaşık 136 hektar büyüklükte gıda ihtisas organize sanayi bölgesi alanı belirlendiği, nitekim gıda ihtisas organize sanayi bölgesi alanı kuruluş gerekçesi irdelendiğinde; ağırlıklı olarak bölgede üretilen/yetiştirilen süt, zeytin, domates, et gibi gıda ürünlerinin üretimi ve rekabetinde sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilme hedefinin ifade edildiği, bu bakımdan, dava konusu kullanım kararının gerek planlama esasları ve şehircilik ilkelerine, gerekse kamu kaynaklarının etkin ve yerinde kullanımı bağlamında kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu,
İtiraz 4-
Dava konusu planın şematik bir dile dayandığı, planda gösterilen kullanım kararlarının genel hatlar içerdiği, ölçeği gereği alt ölçekli planlara vurgu yapan ilkesel planlar niteliğinde olduğu, uygulamaya esas plan olmadığı, kentsel ve kırsal yerleşim ve gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım ve enerji gibi genel arazi kullanım ve ulaşım kararlarının alt ölçekli planlar ile somutlaştırılacağı göz önünde bulundurulduğunda, Çanakkale–İzmir Karayolundan ayrılarak Çınar Köye giden ve düşük kapasiteli ve kırsal yerleşmeler arası erişim sağlayan üçüncü derece yol kategorisindeki imar yolunun alt ölçekli planlar ile somutlaştırılacağı açık olduğundan bu kısım yönünden mevzuata aykırılık bulunmadığı,
İtiraz 5-
Küçük sanayi alanı ile organize tarım ve hayvancılık alanının sektörel hedefler bağlamında potansiyel istihdam ve katma değer açısından karşılaştırıldığında, organize tarım ve hayvancılık alanının ekonomik getiri açısından daha avantajlı olacağı,
Dava konusu kullanım kararının gerek üst ölçekli planın mekansal–sektörel gelişme vizyonuna, gerek planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine, gerekse kamu kaynaklarının etkin ve yerinde kullanımı bağlamında kamu yararı ve hizmet gereğine uygun olduğu anlaşıldığından, bu kısım yönünden mevzuata aykırılık bulunmadığı,
İtiraz 6-
Ezine'nin hem kuzey batısında ve kuzey doğusunda, hem de askeri alanın batısında ve doğusunda sanayi ve depolama bölgeleri oluşturulduğu ve Ezine İlçesi sektörel projeksiyon kararları esas olmak üzere tarıma dayalı sanayi gelişimini destekleyecek nitelikte yaklaşık 136 hektar büyüklükte gıda ihtisas organize sanayi bölgesi alanı belirlendiği,
Nitekim gıda ihtisas organize sanayi bölgesi alanı kuruluş gerekçesi irdelendiğinde; ağırlıklı olarak bölgede üretilen/yetiştirilen süt, zeytin, domates, et gibi gıda ürünlerinin üretimi ve rekabetinde sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilme hedefinin ifade edildiği,
Bu bakımdan, dava konusu kullanım kararının gerek planlama esasları ve şehircilik ilkelerine, gerekse kamu kaynaklarının etkin ve yerinde kullanımı bağlamında kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu, davacı tarafından ilave sanayi ve depolama alanları oluşturulması gerektiği yönündeki beyanlarına itibar edilmediği ve bu kısım yönünden mevzuata aykırılık bulunmadığı,
İtiraz 7-
Kamu yararı kavramının, toplumun ortak çıkarları için bireysel menfaat ile toplum menfaatinin yarışması durumunda toplumun menfaati yönünde karar alınması–verilmesi olarak değerlendirilirse, dava konusu çevre düzeni planının esas itibarıyla planlama bölgesi bütününde şematik ifade biçimine dayanan simgesel anlatım ile üst ölçekli plan kararlarını aktardığı, ölçeğin gerektirdiği ayrıntı bağlamında mülkiyet düzenine konu edilebilecek gerek ayrıntıda mekânsal–işlevsel düzenleme ve yapılaşma düzeni, gerekse tarım–orman alanları ve korunacak alanlara (sit) ilişkin kararların ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri eşliğinde alt ölçekli planlar ile belirleneceğine vurgu yapıldığı,
Bölgesel ölçekli yatırımlara ilişkin işlevsel kullanım kararlarının ise bölge planı esas olmak üzere alındığı, bu yönleri ile kamu yararı ve hizmet gereğinin karşılanması ilkesi bakımından uygun olduğu kanaati edinildiğinden davacının dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu yönündeki iddia ve itirazlarına itibar edilmediği, bu nedenle, bu kısım yönünden mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Dairece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun eksik ve yetersiz olduğu, bilimsel temelli bir yaklaşımla hazırlanmadığı, rapora itiraz dilekçesinde de belirtilen sebeplerle hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, Çevre Düzeni Planının dava konusu edilen kısımlarında şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin 20/02/2020 tarih ve E:2016/882, K:2020/2222 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak , 19/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
