
Esas No: 2020/3157
Karar No: 2021/804
Karar Tarihi: 19.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/3157 Esas 2021/804 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3157
Karar No : 2021/804
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 30/12/2019 tarih ve E:2018/3004, K:2019/10868 sayılı kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sahil Güvenlik Komutanlığı, S.G. Marmara ve Boğazlar Onarım Destek Komutanlığında … olarak görev yapan davacı tarafından, 01/01/2016-15/06/2016 tarihleri arasındaki döneme ait 1/3 oranındaki iş riski ve iş güçlüğü tazminatının geri alınması ve 15/06/2016 tarihinden itibaren 1/3 oranında kesinti yapılarak ödenmesine ilişkin işlem ile dayanağı 31/12/2015 tarih ve 2015/8357 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 8. maddesinde yer alan, “Denizin Kıyı Teşkillerinde Çalışır” ibaresinin iptali ve 1/3 oranında kesinti yapılan zam ve tazminat tutarının 01/01/2016-15/06/2016 tarihleri arasındaki döneme ait kısmının davacıdan geri alındığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle, 15/06/2016 tarihinden itibaren yapılan kesintilerin ise, zam ve tazminatın hakediş tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 30/12/2019 tarih ve E:2018/3004, K:2019/10868 sayılı kararıyla;
Düzenleyici işlem yönünden;
Mevzuat hükümleri uyarınca niteliği ve çalışma şartları bakımından güç olan işlerde, hayat ve sağlık için tehlike arz eden hizmetlerde çalışanlar, temininde, görevde tutulmasında veya belli yerlerde istihdam edilmesinde güçlük bulunan elemanlar için öngörülen zam ve tazminatların hangi işi yapanlara, hangi görevde bulunanlara ödeneceği, miktarları, ödeme usul ve esasları ile görevine devam etmesine engel teşkil etmemekle birlikte göreve yönelik faaliyetlerden belirli bir süre muaf tutulan personele hangi oranda kesinti yapılacağına ilişkin hususların her yıl Bakanlar Kurulunca belirleneceği öngörülerek, bu konuda Bakanlar Kuruluna takdir yetkisi tanındığı,
Bu yetki uyarına Bakanlar Kurulunca hazırlanarak 01/01/2016 tarihinden itibaren yürürlüğe konulan 2015/8357 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve ekindeki çizelgelerle; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan askeri personele, komutanlık puanları ile atandıkları görevin kadrosundaki rütbelerin karşılığı belirlenen puanların, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tâbi personel için tespit edilmiş olan yan ödeme katsayısı ile çarpılmak suretiyle zam ve tazminat tutarının ödeneceğinin kararlaştırıldığı,
Deniz Harp Okulundan mezun olduktan sonra nasbedildiği Sahil Güvenlik Komutanlığının yüzer unsuru olan TCSG-95 Komutanlığında görev yapmakta iken, yaşadığı sağlık sorunu nedeniyle alınan sağlık kurulu kararı uyarınca 2015 yılı subay ve astsubay genel atama döneminde, Sahil Güvenlik Komutanlığının kıyı teşkilindeki S.G. Marmara ve Boğazlar Onarım Destek Komutanlığına atanarak göreve başlayan davacının, Deniz Harp Okulu mezunu olduğu ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin yüzer birliklerdeki personel kariyer planının, deniz hizmet süresine göre belirlendiği; kıyı birliğine ataması yapılarak görevlendirilmiş ise de, atamanın ve görevlendirmenin davacıya konulan teşhis üzerine alınan "1 (bir) yıl süre ile denizin/S.G. Komutanlığının kara teşkillerinde görevlendirilmesi uygundur" şeklindeki sağlık raporu nedeniyle gerçekleştirildiği; bununla, davacının yüzer birliklerde görev yapma niteliklerini koruması, ihtiyaç halinde yüzer birliklerde görevlendirilebilecek sıhhi kabiliyette olmasının amaçlandığı ve dolayısıyla, engel bir sağlık durumu nedeniyle denizdeki görev süresini tamamlamadan kara teşkiline atanan davacıya, rapor süresince görevlendirildiği birliğin komutanlık ve rütbe puanı dikkate alınarak 15 günü aşan rapor sürelerine isabet eden zam ve tazminatların 2/3 oranında ödenmesine ilişkin düzenlemenin, takdir yetkisi çerçevesinde yapıldığı, Bakanlar Kurulu Kararı'nın 8. maddesinin (a) fıkrasında yer alan ve dava konusu edilen "Denizin Kıyı Teşkillerinde Çalışır" ibaresinde açık takdir hatası bulunmadığı, bir başka ifadeyle üst normda yer alan temel kurala aykırı bir düzenleme içermediği gibi, idareye tanınan takdir yetkisinin de ölçüsüz kullanılmadığı,
Davanın, 1/3 oranında kesinti yapılması gereken zam ve tazminat tutarının 01/01/2016-15/06/2016 tarihleri arasındaki dönemine ait kısmının davacıdan geri alındığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi ile 15/06/2016 tarihinden itibaren davacıdan 1/3 oranında yapılan kesintiler yönünden ise, zam ve tazminatın hak ediş tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkin kısmı yönünden;
Kamu personeline hatalı olarak yapılan ödemelerin mahkeme kararı olmadan istirdadına idarenin karar verebileceğine ve istirdadın koşullarına ilişkin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 tarih ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında, idarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, bunun dışında kalan hallerde hatalı ödemelerin istirdadının, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde olanaklı olduğunun belirtildiği, anılan kararın gerekçesinde iyi niyet kuralı üzerinde de durularak idarenin sakat ve dolayısıyla hukuka aykırı işlemine, idare edilenlerin gerçek dışı beyanı veya hilesi neden olmuşsa ya da geri alınan idari işlem yok denilecek kadar sakatlık taşımakta ise, yahut yapılan ödemelerde idare edilenin kolayca anlayabileceği kadar açık bir hata bulunmakta ise, memurun iyi niyetinden söz etmeye imkân olmadığı, bu işlemlere dayanılarak yapılan ödemeler için süre düşünülemeyeceği, ancak bunun dışındaki hatalı ödemelerde memurun iyi niyetinin istikrar ve kanunilik kadar önemli bir kural olduğu ve bu nedenle belirtilen istisnalar dışındaki hatalı ödemelerin dava açma süresi içinde geri alınabileceğinin vurgulandığı,
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun anılan kararı uyarınca, kamu personeline yapılan fazla ve yersiz ödemelerin, herhangi bir yargı kararına gerek olmaksızın ilgililerden geri istenilmesi mümkün olmakla birlikte; yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi halleri dışında, fazladan yapılan ödemelerin, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere, dava açma süresinde kalan kısmının geri istenebileceği,
Uyuşmazlığın bu kısmında, 01/01/20016 tarihinden itibaren yürürlüğe konulan 31/12/2015 tarih 2015/8357 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereği, 01/01/2016 tarihinden itibaren zam ve tazminatın 2/3 oranındaki kısmının ödenmesi gerekirken, bir önceki Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca davacıya tam olarak yapılan zam ve tazminat ödemelerinin açık hata kapsamında değerlendirilemeyeceği, ödemelerin yapılmasında davacının herhangi bir kusuru, gerçek dışı beyanı ve hilesi de bulunmadığı, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun anılan kararı gereği, davacıya 01/01/2016 - 15/06/2016 tarihleri arasında yersiz ödendiği tespit edilen dava konusu ödemelerin, en son ödendiği tarihten itibaren (60 günlük) dava açma süresi içerisinde geri istenilmesinin mümkün olduğu,
Davacıya ödenen tutarların geri istenilmesine yönelik dava konusu bireysel işlemin tesis edildiği 16/06/2016 tarihinden geriye doğru 60. günden önceki dönemde (01/01/2016-15/04/2016 tarihleri arasında) yapılan ödemelerin geri istenilmesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk; bu tarihten geriye doğru 60 gün içinde yapılan (16/04/2016-16/06/2016) ödemelerin geri istenilmesine ve davacıya ödenmesi gereken zam ve tazminat tutarında 1/3 oranında kesinti yapılmasına ilişkin kısmında ise hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu bireysel işlemin, 16/06/2016 tarihinden geriye doğru 60. günden önceki dönemde (01/01/2016-15/04/2016 tarihleri arasında toplam 1.365,08-TL tutarında) yapılan ödemelerin geri istenilmesine ilişkin kısmının hukuka aykırılığı yargı kararıyla tespit edildiğinden, davacı tarafından bu kısma ilişkin tutarın iade edildiği 16/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle,
Düzenleyici işlem ile 16/06/2016 tarihli dava konusu bireysel işlemin 16/04/2016 tarihinden itibaren davacıya ödenmesi gereken zam ve tazminat tutarında 1/3 oranında kesinti yapılmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine, 16/06/2016 tarihli dava konusu bireysel işlemin, tesis edildiği tarihten geriye doğru 60. günden önceki dönemde (01/01/2016 - 15/04/2016 tarihleri arasında toplam 1.365,08-TL tutarında) yapılan ödemelerin geri istenilmesine ilişkin kısmının iptaline, iptal edilen kısım nedeniyle davacı tarafından bu kısma ilişkin tutarın iade edildiği16/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idareler tarafından, 01/01/2016-15/06/2016 tarihleri arasındaki döneme ilişkin 1/3 oranındaki iş riski ve iş güçlüğü tazminatlarının davacıdan geri alınması ve 15/06/2016 tarihinden itibaren aynı tazminatların 1/3 oranında kesinti yapılması işlemlerinin 2015/8357 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na dayanılarak tesis edildiği, bahse konu Karar’ın 10. maddesinde “Bu karar ve eki çizelgele 1 Ocak 2016 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girer” hükmünün yer aldığı, davacı hakkındaki işlemin de bu hüküm uyarınca tesis edildiği, burada idareye atfı kabil bir kusurun söz konusu olmadığı, idarenin tamamen mevzuata uygun olarak işlem tesis ettiği, somut olayda davacı lehine bir sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu, Daire kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen iptale, kısmen kabule yönelik Danıştay Onikinci Dairesinin 30/12/2019 tarih ve E:2018/3004, K:2019/10868 sayılı kararının temyize konu iptal ve kabule ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 19/04/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X-Kamu personeline hatalı olarak yapılan ödemelerin mahkeme kararı olmadan istirdadına idarenin karar verebileceğine ve istirdadın koşullarına ilişkin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 tarihli ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında; idarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, bunun dışında kalan hallerde hatalı ödemelerin istirdadının, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde olanaklı olduğu belirtilmiş, mezkur kararın gerekçesinde iyi niyet kuralı üzerinde de durularak idarenin sakat ve dolayısıyla hukuka aykırı işlemine, idare edilenlerin gerçek dışı beyanı veya hilesi neden olmuşsa ya da geri alınan idari işlem yok denilecek kadar sakatlık taşımakta ise, yahut yapılan ödemelerde idare edilenin kolayca anlayabileceği kadar açık bir hata bulunmakta ise, memurun iyi niyetinden söz etmeye imkân olmadığı; bu işlemlere dayanılarak yapılan ödemeler için süre düşünülemeyeceği; ancak bunun dışındaki hatalı ödemelerde memurun iyi niyetinin istikrar ve kanunilik kadar önemli bir kural olduğu ve bu nedenle belirtilen istisnalar dışındaki hatalı ödemelerin dava açma süresi içinde geri alınabileceği vurgulanmıştır.
Yapılan ödemenin her zaman geri alınabilmesi olanağını tanıyan "açık hata" halinin ise, yapılan ödemede, ödemenin muhatabı olan kişinin (idare edilenin) kolayca anlayabileceği kadar açık bir yanılgının mevcudiyetini ifade ettiği kabul edilmektedir. Uygulamada bu durum, çoğu kez ilgili mevzuata aykırı bir şekilde ve hiç gereği yokken yapılan ödemeler şeklinde ortaya çıkmaktadır.
31/12/2015 tarih ve 2015/8357 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 10. maddesinde, "Bu karar ve eki Çizelgeler 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren geçerli olarak yürürlüğe girer." hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı hakkında verilen sağlık kurulu raporu ve 01/01/20016 tarihinden itibaren yürürlüğe konulan 31/12/2015 tarih 2015/8357 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, anılan 10. madde hükmü doğrultusunda 01/01/2016 tarihinden itibaren zam ve tazminatın 2/3 oranındaki kısmının ödenmesi gerekirken, bir önceki Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca davacıya tam olarak yapılan zam ve tazminat ödemelerinin açık hata kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, 16/06/2016 tarihli dava konusu bireysel işlemin, tesis edildiği tarihten geriye doğru 60. günden önceki dönemde (01/01/2016 - 15/04/2016 tarihleri arasında toplam …-TL tutarında) yapılan ödemelerin geri istenilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, Daire kararının temyize konu iptal ve kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
