
Esas No: 2021/397
Karar No: 2021/801
Karar Tarihi: 19.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/397 Esas 2021/801 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/397
Karar No : 2021/801
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- …
2- … İdaresi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 11/11/2020 tarih ve E:2019/17753, K:2020/10730 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir ili, Buca ilçesi, … Mahallesi, eski … ada, … ve … ile … ada, … parsel sayılı taşınmazlara (yeni … ada …, … ada … ve … ada … sayılı parseller) ilişkin Cumhurbaşkanlığının 16/04/2019 tarih ve 933 sayılı kararıyla onaylanan 17/04/2019 tarih ve 30748 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 11/11/2020 tarih ve E:2019/17753, K:2020/10730 sayılı kararıyla;
Dava konusu işlemden önce yürürlükte bulunan Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların "metropoliten aktivite merkezi (Emsal: 2,00; Hmax: Serbest), belediye hizmet alanı (Emsal: 1,00; Hmax: Serbest), park, açık bölgesel otopark alanı" olarak belirlenmesine ilişkin 1/25000 ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım, 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 14/03/2018 tarih ve E:2014/5514, K:2018/2208 sayılı kararıyla,
"İşlem tarihinde yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik'te yer alan kullanım kararları ve davanın devamı sırasında yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği yönünden yapılan incelemede, 1/25000, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarına ilişkin metropolitan aktivite merkezi şeklinde bir kullanıma yer verilmemiş olduğu, dava konusu imar planlarında bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı, belediye hizmet alanı fonksiyonuna ilişkin olarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yönünden yapılan incelemede, söz konusu belediye hizmet alanında hangi kullanımların öngörüldüğünün belirtilmediği, plan paftalarında İzmir Büyükşehir Belediyesi şeklinde ifadenin eklendiği görülmekle birlikte; anılan fonksiyonun davaya konu parselde karşılanma zorunluluğunun ortaya konulmadığı ve söz konusu belediye hizmet alanındaki kesin kullanım türünün belirlenmediği, bu başlık altında tek bir lejantta farklı donatıların yer alabileceği mevzuatta öngörüldüğünden, uygulama imar planında bu yönüyle de, şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle dava konusu imar planlarının iptaline karar verildiği,
Bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14/11/2018 tarih ve E:2018/3472, K:2018/4713 sayılı kararıyla,
"Mevzuat hükümleri uyarınca, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerle ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapma yetkisinin bulunduğu, ancak bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği, Danıştay Altıncı Dairesince E:2014/5514 sayılı dosyasında yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapordaki tespitler ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden; dava konusu imar planları hazırlanırken, anılan plan değişikliği ile öngörülen alt merkezin diğer merkezlerle olan ilişkisinin nasıl sağlanacağı, kentin ulaşım ağı ile nasıl bütünleştirileceği, kentsel merkez alanı sisteminin, yeşil alan örüntüsü, yaya erişimi ve ulaşım altyapısına etkisi, getirilen kullanım kararları sonucunda taşınmaza erişim sağlayan yol bağlantılarının ve toplu taşıma hizmetlerinin yeterli olup olmayacağı, oluşacak ek ulaşım talebi ile trafik baskısının oluşup oluşmayacağı, oluşur ise buna yönelik alternatif ya da çözüm önerilerinin neler olabileceğine yönelik hususların ortaya konabilmesi amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlardan veri, görüş ve öneriler elde edilerek gerekli analiz, etüt, araştırma ve çalışmaların yapılması, bu hususların da plan açıklama raporunda ölçeğine göre yeterince detaylı bir biçimde ortaya konulması gerektiği halde, bu gerekliliğin davalı idarelerce yerine getirilmediği, bu tespitlerin yanı sıra, 1/1000 ölçekli uygulama imar planındaki kullanım kararlarının konumları ve birbiriyle ilişkileri değerlendirildiğinde, yayalar açısından en fazla kullanılabilir açık alan olan park alanının, 7 metrelik yaya yollarının doğrudan erişimine olanak sağlanmaksızın, planlama alanının ön cephesinden en uzak mesafesindeki imar adasında planlandığı, belediye hizmet alanını iki yönüyle çevreleyen 7 metrelik yaya yollarının ticaret alanına hizmet edebilecek bir yönelime sahip olmadığı anlaşıldığından, söz konusu uygulama imar planında bu yönüyle planlama esaslarına uyarlık görülmediği" gerekçesiyle onandığı,
Dava konusu alanda belirlenen "belediye hizmet alanı" fonksiyonuna ilişkin olarak 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı yönünden yapılan incelemede, önceki imar planı değişikliklerinde olduğu gibi plan paftalarında belediye hizmet alanı olarak belirlenen kısma "İzmir Büyükşehir Belediyesi" ve "Buca Belediye Başkanlığı" şeklinde ifadenin eklendiği görülmekle birlikte; anılan fonksiyonun davaya konu parselde karşılanma zorunluluğunun ortaya konulmadığı ve söz konusu belediye hizmet alanı fonksiyonunun kesin kullanım türünün belirlenmediği, oysa bu başlık altında tek bir lejantta farklı donatıların yer alabileceği yukarıda yer verilen mevzuat ile öngörüldüğünden, uygulama imar planında planlama ilkelerine uyarlık bulunmadığı,
Bu itibarla, yukarıda yer verilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu imar planı değişikliklerinin bu haliyle çevre ve imar bütünlüğünü bozmadığından söz edilebilmesine hukuken olanak bulunmadığı, davalı idarece alana yönelik hazırlanan önceki plan kararlarının, yukarıda anılan yargı kararlarıyla iptal edilme gerekçelerinin, uyuşmazlığa konu imar planlarında yine dikkate alınmadığı, mahkeme kararlarının uygulanmadığı anlaşıldığından, dava konusu imar planı değişikliklerinde mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu imar planlarının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idareler tarafından, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının planlama yapma yetkisinin söz konusu alan ile sınırlı olduğu, idarelerinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planı değişikliklerine askı süresi içinde yapılan itirazların değerlendirilmesi üzerine, dava konusu edilen değişikliklerin yapıldığı, aynı taşınmazlara ilişkin daha önce kabul edilen imar planı değişikliklerinin Danıştay Altıncı Dairesince iptaline karar verilmesi üzerine, iptal kararı doğrultusunda plansız konumda kalan taşınmazlara ilişkin ilgili kurumların görüşlerinin alınması suretiyle hukuka uygun işlem tesis edildiği, alanın %65'nin donatı alanı, kalan kısmının ise ticaret kullanımına ayrıldığı, çevre-imar bütünlüğü bozulmayacak şekilde tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı, Daire kararındaki azlık oyundaki gerekçe doğrultusunda, uyuşmazlık konusu imar planlarına yönelik keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, önceki bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 11/11/2020 tarih ve E:2019/17753, K:2020/10730 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 19/04/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X-Dava konusu imar planlarının onaylı paftalarının incelenmesinden, bu planlarla, uyuşmazlık konusu taşınmazlara, "park", "otopark alanı", "ticaret"(Emsal:2,00; Yençok:Serbest) ve "belediye hizmet alanı(Emsal: 1,00; Yençok:5 kat)" yapılaşma koşulları ile kullanım kararlarının getirilmiş olduğu görülmektedir.
Dava konusu imar planları ile uyuşmazlık konusu taşınmazlar için getirilen kullanım kararları ve yapılaşma koşullarının, 3194 sayılı Kanunun 9.maddesi, 2. fıkrasında öngörülen kural gereğince çevre imar bütünlüğüne ve ayrıca planlama ilkelerine uygunluk bakımından inceleme ve değerlendirme yapılarak, yargısal incelemenin yapılması gerekmektedir.
Daire kararında, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 06/02/2012 tarih ve 2012/20 sayılı kararı ile taşınmazların "metropoliten aktivite merkezi (Emsal: 2,00; Hmax: Serbest), belediye hizmet alanı (Emsal: 1,00; Hmax: Serbest), park, açık bölgesel otopark alanı" olarak belirlenmesine ilişkin 1/25000 ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım, 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliklerinin iptali istemiyle açılan davada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda yer alan tespit ve görüşler esas alınmak suretiyle karar verilmiş ise de, dava konusu edilen planlarla getirilen kullanım kararlarının 2019 tarihli plandan farklı olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlıkta, yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesi kapsamında olan uyuşmazlığa yönelik olarak, Kurulumuzca keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX-Dava konusu 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile belirlenen "belediye hizmet alanı" fonksiyonuna ilişkin olarak;
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının, (a) fıkrasında, "Belediye hizmet alanı: Belediyelerin görev ve sorumlulukları kapsamındaki hizmetlerinin götürülebilmesi için gerekli itfaiye, acil yardım ve kurtarma, ulaşıma yönelik transfer istasyonu, araç ve makine parkı, bakım ve ikmal istasyonu, garaj ve triyaj alanları, belediye depoları, asfalt tesisi, atık işleme tesisi, zabıta birimleri, mezbaha, ekmek üretim tesisi, pazar yeri, idari, sosyal ve kültürel merkez gibi mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan tesisler ile sermayesinin yarıdan fazlası belediyeye ait olan şirketlerin sahip olduğu tesislerin yapılabileceği alandır." şeklinde tanımlanmıştır.
Daire kararında, önceki imar planı değişikliklerinde olduğu gibi plan paftalarında belediye hizmet alanı olarak belirlenen kısma "İzmir Büyükşehir Belediyesi" ve "Buca Belediye Başkanlığı" şeklinde ifadenin eklendiği görülmekle birlikte; anılan fonksiyonun davaya konu parselde karşılanma zorunluluğunun ortaya konulmadığı ve söz konusu belediye hizmet alanı fonksiyonunun kesin kullanım türünün belirlenmediği, oysa bu başlık altında tek bir lejantta farklı donatıların yer alabileceği mevzuat ile öngörüldüğünden, uygulama imar planında planlama ilkelerine uyarlık bulunmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de, yukarıda yer verilen tanımda, belediye hizmet alanı kullanımının planlama ile kesin kullanım türünün belirlenmesi gerekliliğine yönelik bir hususun yer almadığı, böyle bir belirlemenin planlama aşamasında mümkün olamayacağı gibi, uygulamada da hizmet sunumunun ciddi bir nitelikte sınırlanmasına yol açabileceği anlaşıldığından, bu haliyle söz konusu gerekçeye katılmak mümkün görülmemiştir.
Bu durumda, dava konusu 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile belirlenen "belediye hizmet alanı" fonksiyonuna yönelik Daire kararındaki gerekçenin çıkartılması gerekmekte olup, kararda sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddi ile Daire kararının yukarıda yer verilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, kararın bu kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
