Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/8104
Karar No: 2020/2279
Karar Tarihi: 02.03.2020

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/8104 Esas 2020/2279 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, karşılıksız çek düzenleme suçundan 126.600 TL adli para cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanundaki üst sınır olan 1.500 günü geçmeyen bir ceza verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulması için başvurmuştur. Yargıtay 19. Ceza Dairesi ise tebligatın usulüne uygun olmadığı ve kesinleştirme şerhi bulunmadığı gerekçesiyle kanun yararına bozma istemini reddetmiştir. Kararın dayandığı kanun maddeleri ise 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 5h2/2. maddeleridir.
19. Ceza Dairesi         2018/8104 E.  ,  2020/2279 K.

    "İçtihat Metni"



    Karşılıksız çek düzenleme suçundan sanık ..."in 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 5h2/2. maddeleri gereğince 126.600,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Adana 1. İcra Ceza Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli ve 2017/684 esas, 2017/921 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 15.11.2018 gün ve 12115 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/11/2018 gün ve KYB. 2018/93458 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, müştekinin 128.000,00 Türk lirası bedelli 1 adet çekin süresi içerisinde bankaya ibrazına rağmen ödenmemesi nedeniyle şikâyetçi olduğu, Mahkemesince, çek bedelinin karşılıksız kalan bedeli 126.590,00 Türk lirasından az olamayacağından bahisle 6330 gün karşılığı 126.600,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesinde yer alan, "(Değişik: 15/7/2016- 6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…) az olamaz." hükmü gereğince sanığa verilecek cezanın kanundaki üst sınırı olan 1.500 günü geçemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtayca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
    Kanun yararına bozma yoluna gidilebilmesi için, bozmaya konu edilecek hüküm veya kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliği ile kesinleşmiş olması ilk şarttır. Öte yandan kesinleşen kararın istinaf veya Yargıtay gibi bir üst derece mahkemesi incelemesinden geçmemiş olması da önem arz eden bir diğer şarttır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Bilinen adreste tebligat" başlıklı 10. maddesi;
    "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
    (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
    Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir."
    "Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi" başlıklı 20. maddesi;
    "(Değişik : 6/6/1985 - 3220/6 md.) 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21"inci maddeye göre yapılır. (Değişik son cümle: 19/3/2003-4829/4 md.) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18"inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır."
    "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesi;
    "(Değişik : 6/6/1985 - 3220/7 md.) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/5 md.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    (Ek: 19/3/2003-4829/5 md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar."
    Hükümlerini içermektedir.
    Kanun yararına bozma talebine konu somut olayda;
    Yerel mahkemece sanık hakkında 5941 sayılı Kanuna Aykırılık suçundan kurulan hükmün sanığın yokluğunda verildiği, gerekçeli karar tebligatının ise; sanığın bilinen işyeri adresinden (Merkez Mah. Çevik Plaza... Mezitli / Mersin), sanığa duruşma gününü bildiren ve 2004 sayılı İİK 349. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nin 145. ve 253. maddeleri mucibince ihtaratlı davetiyenin çıkartıldığı adresten(Batıkent Mah. İstemihan Talay Cad. ... Yenişehir /Mersin) başka bir adreste bulunan farklı bir mahalle muhtarına (Limonluk Mah. 2413 Sok. .. Yenişehir / Mersin) kanuni dayanaktan yoksun olarak ve doğrudan teslim edildiği,
    Tebliğ mazbatası üzerinde, muhatabın "çarşıya gittiği", yani adreste geçici olarak bulunmadığı bilgisinin, "Sercan Alkış" isimli imzadan imtina eden bir kişiden alındığının yazılı olduğu, ancak bu kişinin kim olduğu, nerede oturduğu, sanığı nereden tanıdığı ve sanığın çarşıda olduğunu nereden bildiği hususları açıklanmadığı gibi 7201 sayılı Kanun"un 21. maddesinde tebligatın muhtara teslimi hususunda zarf üzerinde herhangi bir uyarı da bulunmadığı, dolayısıyla tebliğ memurunun "muhatabın muvakkaten başka bir yerde bulunması" durumu ile "tebligat imkansızlığı veya tebellüğden imtina" hallerini birbirine karıştırmak suretiyle gerekçeli karar tebligatını usulsüz olarak muhtara teslim ettiği, ayrıca geçici olarak dışarda bulunan muhatabın bu durumdan haberdar edilmesi için hani kapı komşusu veya yönetici veya kapıcıya haber verildiğinin de belli olmadığı,
    Bu nedenlerle, dosya kapsamında usulüne uygun olmayan bir tebligat işlemi ve kesinleştirme şerhi bulunduğu, dolayısıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozulmasını talep ettiği gerekçeli karar evrakının, usulüne uygun şekilde kesinleştirilmediği anlaşılmakla,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görülmediğinden REDDİNE, 02/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi