
Esas No: 2020/1036
Karar No: 2021/813
Karar Tarihi: 21.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1036 Esas 2021/813 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1036
Karar No : 2021/813
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 17/10/2019 tarih ve E:2015/14549, K:2019/8921 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 5580 Sayılı Kanun Kapsamındaki Özel Okullarda Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Verilecek Eğitim ve Öğretim Desteği Uygulama e-Kılavuzu'nun Başvuru Şartları bölümünde yer alan "Resmi ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarının ara sınıflarında veya azınlık okullarında kayıtlı olmak" şeklindeki (f) maddesinin ve bu düzenleme nedeniyle davacının velisi olduğu öğrencilerin özel okulda öğrenim görmesi nedeniyle eğitim ve öğretim desteğine dair başvuruda bulunamaması işleminin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 17/10/2019 tarih ve E:2015/14549, K:2019/8921 sayılı kararıyla;
Dava dilekçesinin konu kısmında, 5580 Sayılı Kanun Kapsamındaki Özel Okullarda Öğrenim Görecek Öğrenciler İçin Verilecek Eğitim ve Öğretim Desteği Uygulama e-Kılavuzu'nun ve buna dayalı iş ve işlemlerin iptali istenilmekte ise de; dilekçe içeriğinden davanın özel okullarda öğrenim gören öğrencileri kapsamaması yönünden eksik düzenleme içerdiği gerekçesiyle anılan Kılavuz'un "Başvuru Şartları" bölümünde yer alan "Resmi ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarının ara sınıflarında veya azınlık okullarında kayıtlı olmak" şeklindeki (f) maddesinin ve bu düzenleme nedeniyle davacının velisi olduğu öğrencilerin özel okulda öğrenim görmesi nedeniyle eğitim ve öğretim desteğine dair başvuruda bulunamaması işleminin iptali istemiyle açıldığının anlaşılması nedeniyle değerlendirme ve incelemenin bu kapsamda yapıldığı;
Anayasa'nın 2., 10. maddesinin 1. ve 5. fıkraları, 42. maddesinin 1., 5., 6. ve 7. fıkraları, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun Ek 1. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları, 23/10/2012 tarih ve 28450 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ne 05/07/2014 tarih ve 29051 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile eklenen Ek 2. maddesinin 1., 3., 4., ve 5. fıkraları ile Ek 11. maddesi hükümlerine yer verilerek;
Davacının velisi olduğu öğrencilerin öğrenimine özel okulda devam ettiği, dava konusu düzenleme nedeniyle eğitim ve öğretim desteğine dair başvuruda bulunamadığı;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, 07/12/1976 tarihli Kjelden, Busk Madsen ve Pedersen v. Danimarka kararında; eğitim hakkının kapsamını “belirli bir zaman zarfında mevcut olan eğitim kurumlarına erişim hakkı”, “bu kişilerin tamamlamış oldukları eğitimlerin resmi olarak tanınması” ve “alınan eğitimden fayda sağlama imkanı” olarak belirlendiği;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin anılan içtihadının, Anayasa'da sosyal devlet ilkesinin benimsenmesi ve zorunlu eğitimin düzenlenmesi dikkate alındığında, eğitim hakkının, sadece bir negatif statü hakkı değil, devlete o alanda kamu hizmeti sunma zorunluluğu getiren bir niteliğe sahip olduğunu belirttiği; takdir yetkisinin, kamu hizmetlerini yürütmekle görevli olan idareye, bu görevini gereği gibi yerine getirebilmesi için belli bir hareket serbestisi olarak tanınmış olduğu; başka bir anlatım ile, takdir yetkisinin, idareye sınırsız bir serbesti tanınması şeklindeki bir yaklaşımın hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı; dolayısıyla takdir yetkisinin hukuk devletine bağlı bir idarenin keyfilikten uzak bir şekilde hukuk kuralları içindeki hareket özgürlüğü olarak anlaşılması gerektiği;
Eğitim hizmetinin, en önemli kamu hizmetlerinden biri olmakla birlikte, yönetimi karmaşık ve yürütülmesi pahalı bir faaliyet olduğu; devletin, bireylerin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılama kapasitesinin mali kaynaklarla sınırlı olduğu, bu durumun, idarenin bu alandaki düzenleme yetkisine ilişkin takdir aralığını genişlettiği, bununla birlikte, öğrencilere çeşitli fırsat ve imkanların tanınmasına yönelik tasarruflarının, eğitim hakkı kapsamında kabul edileceği ve buna ilişkin sahip olduğu takdir yetkisini somut kriterler belirlemek suretiyle objektif ve fırsat eşitliğine göre kullanması gerektiği;
Bu itibarla öğrencilere, öğrenimlerini özel okulda devam ettirebilmeleri adına eğitim ve öğretim desteği verilmesinin eğitim hakkı kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği; devletin mali kaynaklarındaki sınırlılık nedeniyle, tüm öğrencilerin bu destekten faydalanmasına imkan olmadığı açık olmakla birlikte, kamu kaynaklarından sağlanan bu destekten faydalanacak öğrencilerin somut kriterler çerçevesinde belirlenmesi gerektiği;
Davalı idare tarafından, ilgili mevzuat ile geniş bir takdir yetkisi tanındığı, bu nedenle dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu iddia edilmekte ise de; ilgili Yönetmeliğin ekinde yer verilen somut bir tespit formu ile öğrenci bazlı değerlendirme benimsendiği, buna karşın dava konusu Kılavuz hükmüyle üst normlarda yer verilmeyen bir sınırlamanın getirildiği, anılan düzenlemeden kaynaklanan eşitsizliğin, özel okullarda öğrenim gören öğrenci ve velileri tarafından bir hak kaybı olarak algılanması neticesinde uygulamada çeşitli sorunlara yol açacak şekilde özel okullardan resmi okullara sanal bir geçişin yaşandığı; bu nedenledir ki, yaşanan problemler neticesinde 2015 yılına ait Kılavuz'da özel okulda öğrenim gören öğrencilere de eğitim ve öğretim desteğine başvuru imkanının tanındığı;
Bu itibarla, özel okullarda öğrenim gören öğrencileri kapsamaması nedeniyle eksik düzenleme içeren dava konusu Kılavuz hükmünün ve bu hükmün dayanak teşkil ettiği davacının velisi olduğu öğrencilerin eğitim ve öğretim desteğine dair başvuruda bulunamaması işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu düzenleme ve başvuramama işleminin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 5580 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi ile getirilen ve ilk kez 2014-2015 eğitim öğretim yılında uygulanan söz konusu desteğin amacının resmi okullardaki yoğunluğun özel okullardaki boş kontenjanlara yaklaşık maliyetlerle kaydırılması olduğu, bu amacın doğal bir sonucu olarak da dava konusu edilen e-kılavuz ile eğitim ve öğretim desteğinden yararlandırılacak öğrencilerin resmi okullarda kayıtlı bulunması şartının getirildiği, eğitim öğretim desteğinin hem çocuğunu özel okulda okutmak isteyen velilere hem de kontenjanlarını dolduramayan özel okullara yönelik çift yönlü bir destek mekanizması olduğu, takdir edileceği üzere, halihazırda özel okulda okuyan bir öğrenciye eğitim öğretim desteği verilmesinin bu amaçlardan hiçbirisine hizmet etmeyeceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 17/10/2019 tarih ve E:2015/14549, K:2019/8921 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 21/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.