Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/2109
Karar No: 2021/816
Karar Tarihi: 21.04.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2109 Esas 2021/816 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2109
Karar No : 2021/816

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Kurulu Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

2- … Kurul Başkanlığı

VEKİLİ :Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 23/01/2020 tarih ve E:2015/1062, K:2020/147 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 17. maddesi ile eklenen Geçici 3. maddesindeki "06/02/2013 tarihinden önce" ibaresi ile; davacının mağduriyetinin giderilmesi ve doktora programına başvuru hakkının verilmesi talebiyle yaptığı 14/10/2014 tarihli başvuruya cevaben tesis edilen … tarih ve … sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 23/01/2020 tarih ve E:2015/1062, K:2020/147 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 124. maddesinin 1. fıkrası, 06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1. maddesi ile değişik asıl Yönetmeliğin 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, anılan Yönetmeliğin 17. maddesi ile asıl Yönetmeliğe eklenen Geçici 3. maddesi hükümlerine yer verilerek;
Dava konusu edilen … tarih ve … sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinde, dava konusu işlemin kesin ve yürütülebilir bir işlem olup olmadığı hususunun dilekçeler üzerinde yapılan ilk inceleme sırasında değerlendirileceği, 15/b maddesinde de kesin ve yürütülebilir nitelikte olmayan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların reddedileceği;
İdari işlemlerin, idari makamların, kamu gücü kullanarak, idare işlevine ilişkin olarak tesis ettikleri, muhatapları yönünden çeşitli hak ve/veya yükümlülükler doğuran, muhataplarının hukuki durumlarında değişiklik yapan tek yanlı irade açıklamaları olduğu; buna göre, idari işlemlerin "idari makamlarca tesis edilmiş olma", "tek yanlı olma" ve "icrailik niteliğini taşıma" unsurlarını bünyesinde barındırması gerektiği; bir işlemin iptal davasına konu edilebilir nitelikte kesin ve yürütülebilir bir işlem olup olmadığının, işlemin ismine veya idarenin isimlendirmesine bakılarak değil, işlemin içeriğine bakılarak belirlenmesi gerektiği;
Bir idari işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem sayılabilmesinin; hukuk düzeninde varlık kazanabilmesi için gerekli idari usulün son aşamasını da geçirmiş bulunmasına, bir başka idari makamın onayına ihtiyaç göstermeksizin hukuk düzeninde değişiklikler meydana getirebilmesine bağlı bulunduğu; ilgililerin hukuki durumları üzerinde etki yaparak, ilgililer için yeni hukuki durumlar doğuran, ilgililerin mevcut hukuki durumlarını değiştiren veya ortadan kaldıran işlemlerin, icrai nitelik taşıyan işlemler olduğu; idarenin belirli konularına ilişkin olarak açıklayıcı ve bilgilendirici mahiyetteki işlemlerin ise, muhataplarının hukuki durumları üzerinde etkide bulunmayan icrailik niteliği taşımayan işlemler olduğu;
Somut olayda; tezsiz yüksek lisans programına 06/02/2013 tarihinde kayıt yaptıran davacının mağduriyetinin giderilmesi ve doktora başvuru hakkının verilmesi talebiyle davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına müracaat etmesi üzerine, davalı idare tarafından 2547 sayılı Kanun'un 18/b-5 maddesi uyarınca yükseköğretim kurumlarının ilgili yönetim kurullarının yetkili olduğu konusunda, davacıyı bilgilendirici mahiyette bir işlem tesis ettiği; anılan işlemin, davacının hukuksal durumunu etkileyici nitelikte bir idari karardan ziyade, bilgilendirme ve yönlendirici özelliğini haiz olduğu, bu itibarla idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliğinde bulunmadığı sonucuna varıldığından, davanın bu işlem yönünden esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı;
Dava konusu Yönetmelik hükmü yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''Dava açma süresi'' başlıklı 7. maddesinde;
''1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı, (...) tarihi izleyen günden başlar.
...
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.'' hükmünün yer aldığı;
Anılan hükmün incelenmesinden; bir düzenleyici işleme karşı ilan tarihinden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği gibi, söz konusu düzenleyici işleme dayanılarak tesis edilen uygulama işleminin varlığı halinde, bu işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde uygulama işlemine veya düzenleyici işleme yahut her ikisine birden dava açılabileceği sonucuna ulaşıldığı;
2577 sayılı Kanun'un 14. maddesinde süre aşımı hususunun dilekçeler üzerinde yapılan ilk inceleme sırasında değerlendirileceği, 15/b maddesinde de 3/(e) bendine göre süre aşımı bulunan hallerde davanın reddine karar verileceğinin kurala bağlandığı;
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ilan tarihinden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde, idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmelerinin, söz konusu düzenleyici işleme dayanılarak, ilgili hakkında uygulama işlemi tesis edilmiş olması; uygulama işleminin ise, birlikte dava konusu yapıldığı düzenleyici işlemin uygulaması niteliğinde bulunması ile kesin ve yürütülebilir nitelik taşıması halinde mümkün olduğu;
Somut olayda, dava konusu edilen Yönetmelik hükmünün 06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve dava konusu edilen ... tarih ve ... sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işleminin ise, yukarıda yer verilen açıklamalar bağlamında kesin ve yürütülebilir niteliği haiz bir uygulama işlemi olmadığı anlaşıldığından, 02/02/2015 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dava dilekçesi ile açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle,
Dava konusu edilen ... tarih ve ... sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine, dava konusu Yönetmelik hükmü yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kesin kayıt tarihleri açısından 06/02/2013 ve sonrasında kayıt yaptıranların hakkının korunmadığı, bu durum eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, hakkında tesis edilen Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işleminin kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğu ve yükseköğrenim hakkını ihlal ettiği, dava konusu Yönetmelik hükmünün tarafınca 06/12/2013 tarihinde öğrenildiği, bu sebeple açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Üye Sami Karatekin'in davanın açıldığı tarih itibarıyla, halen Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Küresel ve Bölgesel Çalışmalar Ana Bilim Dalı tezsiz yüksek lisans öğrencisi olan davacı ile dava konusu edilen Yönetmelik hükmü arasında meşru ve güncel bir menfaat ilişkisi bulunmadığı, bu nedenle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği yolundaki oyuna karşılık; davacının dava açma ehliyeti bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esasına geçildi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle, kısmen incelenmeksizin reddine, kısmen süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 23/01/2020 tarih ve E:2015/1062, K:2020/147 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 21/04/2021 tarihinde, esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

GEREKÇEDE KARŞI OY
X- 06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 17. maddesi ile Yönetmeliğe eklenen Geçici 3. maddedeki "06/02/2013 tarihinden önce" ibaresi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel yasalarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, aynı maddenin 4. fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem ya da her ikisine karşı dava açabilecekleri belirtilmiştir.
Buna göre, ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmeleri için, ilgili hakkında uygulama işlemi yapılmış olması, uygulama işleminin ise birlikte dava konusu yapıldığı düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerekmektedir. 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde sözü edilen "uygulama işlemi" kavramı, kuralkoyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik doğuran işlemleri ifade etmektedir.
2577 sayılı Kanun'un 7. maddesindeki düzenleme uyarınca, düzenleyici işleme karşı açılacak dava süresini yeniden başlatacak olan uygulama işleminin, idari davaya konu edilebilecek bir idari işlem olma zorunluluğu bulunmamaktadır. İdari davaya konu edilemeyen bir işlemin kişilerin hukuki durumlarını etkilemesi de, düzenleyici işlemin uygulanması olarak kabul edilebilecek ve bu uygulamanın dayanağı olan düzenleyici işlem, uygulamadan itibaren altmış gün içinde idari davaya konu edilebilecektir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının 14/10/2014 tarihli dilekçe ile Yükseköğretim Kurumu Başkanlığına, mağduriyetinin giderilmesi ve doktora programına başvuru hakkının verilmesi talebiyle müracaat etmesi üzerine, dava konusu 03/11/2014 tarihli ve 5619 sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi ile; “2547 sayılı Kanun'un 18/b-5 maddesi uyarınca öğrencilerin kabulü, ders intibakları ve çıkarılmaları ile eğitim-öğretim ve sınavlar konusunda karar verme yetkisinin yükseköğretim kurumlarının ilgili yönetim kurullarına, 15/b-4 maddesi uyarınca da fakülte, enstitü ve yüksekokul yönetim kurulu kararlarına yapılacak itirazları inceleyerek kesin karara bağlama yetkisinin de üniversite yönetim kuruluna ait olduğu” bildirilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 17. maddesi Yönetmeliğe ile eklenen Geçici 3. madde de; "Bu Yönetmeliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi 6/2/2013 tarihinden önce tezsiz yüksek lisans programlarına kayıtlı olan öğrenciler hakkında uygulanmaz." hükmünü içermektedir.
Somut olayda, dava konusu edilen Yönetmelik hükmünün 06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve dava konusu edilen 03/11/2014 tarih ve 5619 sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işleminin ise, yukarıda yer verilen açıklamalar bağlamında kesin ve yürütülebilir bir işlem olmaması yanında, işlem içeriğinden, Yönetmelikle de ilgisinin bulunmadığı, diğer bir ifadeyle Yönetmeliğin uygulaması niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından, Yönetmeliğin uygulama işlemi olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır. Bu durumda, 02/02/2015 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dava dilekçesi ile açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın dava konusu Yönetmelik yönünden süreaşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmının, yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyoruz.

GEREKÇEDE KARŞI OY
XX- Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 03/11/2014 tarih ve 5619 sayılı işlemi yönünden;
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu edilen Yönetmelik hükmünün 06/02/2013 tarih ve 28551 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, tezsiz yüksek lisans programına 06/02/2013 tarihinde kayıt yaptıran davacının, dava konusu Yönetmeliğin geçiş hükmünü içeren maddesinde yer alan tarih nedeniyle oluşan mağduriyetinin giderilmesi ve tarafına doktora başvuru hakkının verilmesi talebiyle, davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına 14/10/2014 tarihli başvurusuyla müracaat etmesi üzerine, davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından, 2547 sayılı Kanun'un 18/b-5 maddesi uyarınca yükseköğretim kurumlarının ilgili yönetim kurullarının yetkili olduğu hususunu içeren … tarih ve … sayılı işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına muhatap 14/10/2014 tarihli başvurusu, dava konusu Yönetmeliğin Geçici 3. maddesindeki "06/02/2013 tarihinden önce" ibaresinin kendi mağduriyetini giderecek şekilde değiştirilmesi, diğer bir ifade ile düzenleyici işlemde bir değişiklik yapılmasını içeren bir talep niteliğindedir.
Düzenleyici işlemlerin, geri alınması, değiştirilmesi ve iptaline karar verilmesi amacıyla idareye yapılan başvuru sonucunda, bu taleplerin reddini içeren işlemlerin kesin ve yürütülebilir nitelikte işlemler olduğu açıktır.
Bununla birlikte, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''Dava açma süresi'' başlıklı 7. maddesi hükmü uyarınca, düzenleyici işlemlerin yayımı tarihi itibarıyla altmış gün içerisinde, düzenleyici işlemlerin geri alınması değiştirilmesi ya da kaldırılması yönündeki taleplerin davalı idareye yapılarak, söz konusu başvurunun reddi ya da zımnen reddi üzerine dava açma süresi içerisinde işbu davanın açılması gerekirken, dava konusu Yönetmeliğin yayımından çok sonra davacının 14/10/2014 tarihli başvurusu üzerine, … tarih ve … sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi akabinde, 02/02/2015 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dava dilekçesi ile açılan işbu davada, dava konusu işlem bakımından da davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı işlemi yönünden davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinden kararın söz konusu işlem yönünden gerekçe değiştirilerek onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi