İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/800
Karar No: 2022/62
Karar Tarihi: 11.01.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/800 Esas 2022/62 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/800
KARAR NO: 2022/62
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI: 2016/115 E. - 2018/40 K.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Hakk. Tecavüzden Kayna)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı surette imal edilen ve/veya ettirilen, piyasaya sürülen, satışa arz edilen taklit ve tecavüz mahsulü kolilerin, müvekkil şirket adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 26.03.2010 tarih ve ... no ile faydalı model belgesine bağlanan <> isimli buluşun taklidi olduğunu, davalının bu ürünleri taklit yoluyla üreterek sattığını beyan ederek, faydalı modele tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile men ve refini, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ürünlerini taklit etmediğini, kendi geliştirdiği ürünleri sattığını, ürünler arasında istemler yönünden farklılıklar olduğunu, ileri sürülen hususların teknik incelemeyi gerektirdiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "Ek bilirkişi raporuna itibarla, davacının iddialarını ispat edemediği, davalı tarafın kullanımının kendi faydalı model kapsamında kaldığı, davacı tarafın faydalı modelinden farklı bir kullanım olduğu gerekçeleriyle davanın reddine," karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı taraf adına kayıtlı faydalı modelin hükümsüzlüğüne ilişkin olarak kısmi ıslah dilekçesi sunduklarını, ancak Mahkemece ıslah talebinin reddedildiğini, sunulan bu ıslah dilekçesiyle davanın değiştirilmediğini, yalnızca önceki taleplerine ek olarak hükümsüzlük talebinin eklendiğini, bu nedenle Mahkemece ıslah talebinin reddine yönelik kararın hatalı olduğunu, Bilirkişi raporu ve ek raporun eksik ve hatalı olduğunu, 11.04.2017 tarihli bilirkişi raporunun yalnızca görseller üzerinden eksik inceleme yapılarak tanzim edildiğini, daha sonra rapora itiraz edilmesi ve kendilerince ürün görselleri sunulması üzerine, 27.11.2017 tarihli ek raporun düzenlendiğini, bu raporda da yalnızca davalı tarafın ürün görsellerinin incelendiğini, eldeki dava dosyasının konusunun koli ürünleri olduğunu, kolinin esas unsurunun ise, separatör olduğunu, yeniden bilirkişi incelemesine ilişkin taleplerinin Mahkemece reddedildiğini, 27.11.2017 tarihli raporun eksik ve yetersiz olduğunu, hükme esas alınamayacağını, taraflara ait faydalı modellerin tek farkının dopel levha sayısının 1 fazla, 1 eksik olmasına dayandığını, müvekkili şirkete ait koli buluşunun alt ve üst levhaları 3 kat dopel levhadan oluşurken, davalıya ait faydalı modelin 4 kat dopel levhadan oluştuğunu, ağırlık taşıyabilen bir ürünün sayısının değiştirilmesinin o ürüne ne yenilik vasfı kazandırdığını ne de sanayiye uygulanabilir özelliğini kazandırdığını, aksine taklit ürün olduğunu ortaya koyduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, faydalı modele tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile men ve refine yönelik maddi ve manevi tazminat istemli davadır. Davacı, ... numaralı faydalı model belgesine bağlanan ''Hassas Ürünlerin Korunması Amacına Yönelik Separatör Takviye'' isimli buluşu davalının taklit ederek imal edip, piyasaya sürdüğünü iddia etmiş, Mahkemece; ek bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı taraf her ne kadar, ıslah ile davalı adına kayıtlı faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesi taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de ortada faydalı modelin hükümsüzlüğüne ilişkin açılmış bir dava bulunmadığı, dava konusu edilmeyen bir talebin ilk defa kısmi ıslah yoluyla dava edilmesinin HMK'nın 176.vd maddeleri kapsamında hukuken mümkün olmadığı, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 27.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafça ibraz edilen ürünler ile davalı iş yerinde tespit edilen ürünlerin karşılaştırıldığı, ürünlere ilişkin istemlerin incelendiği, tarafların iddia ve savunmalarının karşılandığı, raporun bu haliyle bilimsel ve teknik yönden denetime elverişli olduğu, sonuç olarak, taklit yoluyla davalı yanca üretildiği iddia edilen ürünün davacı yana ait 2010 02352 numaralı faydalı modelin koruma kapsamında olmadığı, davacı taleplerinin reddine yönelik İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 20/02/2018 tarih ve 2016/115 E., 2018/40 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK'nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/01/2022