9. Hukuk Dairesi 2012/24316 E. , 2013/207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin 02.08.2011 tarihinde feshedildiğini ancak geriye dönük tarihli olarak düzenlenen bildirimli fesih yazısı imzalatıldığını, işten çıkarıldığı tarihte tazminatlarını alabilmek için istenen evrakı imzalamak zorunda kaldığını, feshinin geçersiz olduğunu belirterek davalı tarafça yapılan feshin geçersizliği ve yasal hakları ile birlikte işe iadesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın yasal 1 aylık süre içerisinde açılmadığını, fesih bildiriminin davacıya 07.06.2011 tarihinde tebliğ edildiğini, ihbar öneli kullandırıldığını, işten ayrılırken imzaladığı ibranamede de bu hususun açıkça belirtildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli nedene dayandığının davalı işverence ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız).
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut uyuşmazlıkta davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin feshinin 07/06/2011 tarihinde davacı işçiye bildirildiği, davanın ise 24.08.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının 07.06.2011 tarihli fesih bildirimini " okudum anladım. ... 07 Haziran 2011" şeklinde şerh düştüğü yazı içeriğine ve altındaki imzaya da itiraz etmediği, sadece geriye dönük tarih atılmak suretiyle fesih bildiriminin tebliğ edildiğini ileri sürmüştür.
Davacının bu yönde iradesinin fesada uğratıldığına dair soyut davacı tanık beyanı dışında bir delil de ibraz edilmemiştir.
Kaldı ki dosyada yer alan ibraname, iş arama izin belgesi gibi belgeler karşısında da davacının bu iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir.
Bu nedenle bildirim tarihine göre davanın bir aylık dava açma süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Dava hak düşürücü süre içinde açılmamıştır. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 14.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.