
Esas No: 2019/2585
Karar No: 2021/6211
Karar Tarihi: 27.04.2021
Danıştay 6. Daire 2019/2585 Esas 2021/6211 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/2585
Karar No : 2021/6211
DAVACI : … Turizm Petrol Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … - …
2- … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : … Hukuk Müşaviri …
MÜDAHİL (DAVALILAR YANINDA) : … Turizm ve Yatırım A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
Belek, Göksu Deltası ve Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgelerinin sınırlarında değişiklik yapılması hakkındaki 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin kısmı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … günlü, … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Antalya İli, Manavgat İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselin maliki olduğu, söz konusu taşınmaz üzerinde turistik tesisin mevcut olduğu, dava konusu işlem ile bölgede bulunan taşınmaz ve tesislere tekabül eden sınırlarda da değişiklik yapıldığı, sınır değişikliğinin Belek Özel Çevre Koruma Bölgesinin koruma amacına, niteliğine, doğal ve tarihi yapısına uygun olarak belirlenmediği, aralarında 30-40 metre mesafe bulunan ve bulundukları alan bakımından aynı nitelikte bulunan taşınmazların bir kısmının Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde bırakıldığı, bir kısmının ise Özel Çevre Koruma Bölgesi dışına çıkarıldığı, bölgede bulunan turizm tesisleri arasında eşitlik sağlanmasına ve sahil kenarında bulunan arazi ve tesislerin kazanılmış haklarına riayet edilmediği ileri sürmektedir.
DAVALILARIN SAVUNMALARI :
… ve … Bakanlığı tarafından; Öncelikle, usule ilişkin olarak; davacının, dava konusu işlemlerin iptalini istemekte kişisel, güncel ve meşru bir menfaatinin bulunmadığı, ayrıca, dava açma süresinin resen araştırılarak yasal süre içinde açılmadığının tespiti halinde, davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise; dava konusu işlemlerin "Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi Sınırlarına İlişkin Hazırlanan İnceleme Raporu" çerçevesinde tesis edildiği, yapılan incelemeler neticesinde 21/11/1990 tarih ve 20702 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 22/10/1990 tarihli ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilen koordinatlar ile kararname eki krokide belirtilen 2 numaralı noktanın enlem koordinatının hatalı olduğunun belirlendiği, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında tahsisi yapılarak gerekli izinler alınarak inşa edilmiş ve işletmeye alınmış tesislerin bulunduğu alanların; 90/1117 sayılı kararname eki koordinatlar ile sınırları belirlenen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışında kalması gerekirken, coğrafi koordinatların hatalı belirlenmesi nedeni ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kaldığının anlaşıldığı, dolayısıyla dava konusu işlemin bu yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla tesis edildiği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalılar yanında müdahil tarafından; Öncelikle, usule ilişkin olarak; davacının, dava konusu işlemlerin iptalini istemekte hukuki menfaatinin bulunmadığı ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise; dava konusu işleme ilişkin alan üzerinde 1983 yılında Milli Emlak Genel Müdürlüğünce lehlerine 49 yıl süreyle irtifak hakkı tesis edildiği, irtifak hakkı tesis edilen taşınmaz üzerinde bulunan turizm tesisinin 1989 yılında faaliyete başladığı ve kendileri tarafından işletildiği, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında tahsisi yapılarak gerekli izinler alınarak inşa edilmiş ve işletmeye alınmış tesislerin bulunduğu alanların; 90/1117 sayılı kararname eki koordinatlar ile sınırları belirlenen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışında kalması gerekirken, coğrafi koordinatların hatalı belirlenmesi nedeni ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kaldığı, daha önce 4. derece deprem bölgesi olarak belirlenmiş olan Antalya bölgesinin yapılan çalışmalar neticesinde 2.derece deprem bölgesi olarak belirlendiği, söz konusu tesisin 4.derece deprem bölgesi yönetmeliklerine göre inşa edilmiş olması nedeniyle 2.derece deprem bölgesi yönetmeliklerine göre tesiste yenileme, güçlendirme vs. çalışmaları yapılmasına ihtiyaç duyulduğu ancak taşınmazın bulunduğu Özel Çevre Koruma Bölgesinin yapılaşma koşullarının farklı olmasından dolayı belediye ile sorun yaşandığı, bu sebeple koordinat hatalarının düzeltilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurulduğu, dava konusu işlemlerin hatalı koordinatların düzeltilmesinden ibaret olduğu savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava, 22/10/1990 tarihli ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ilan edilen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında değişiklik yapılmasına ilişkin 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile dayanağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … günlü, … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış olup, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında tahsisi yapılarak gerekli izinler alınarak inşa edilmiş ve işletmeye alınmış tesislerin bulunduğu alanların; 90/1117 sayılı kararname eki koordinatlar ile sınırları belirlenen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışında kalması gerekirken, coğrafi koordinatların hatalı belirlenmesi nedeni ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kaldığı, dava konusu işlemlerin bu yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla tesis edildiği davalı idarelerce savunulmuştur.
Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarına ilişkin koordinatların usulüne uygun olarak belirlenip belirlenmediğinin, Özel Çevre Koruma Bölgesi sınır değişikliğinin Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda; Özel Çevre Koruma Bölgesi sınır belirleme çalışmalarının, bu çalışmaların yasal dayanağı olan 19 Temmuz 2012 tarih, 28358 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” hükümlerine uygun yapılmadığı, ayrıca hatalı olduğu iddia edilen eski sınırların (2 nolu sınır eski sınır noktası hariç) kayma ya da hata içermediği, yeni sınırların yeni noktalar eklemek veya çıkarmak suretiyle oluşturulduğu, yeni sınır belirlemesi çalışmalarında Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırı dışına çıkarılan veya içine alınan bölgelere ilşkin olarak “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” hükümlerine aykırı olarak bilimsel veri ve incelemelerin yapılmadığı ifade edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu işlemlerin koordinat hatalarının düzeltilmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarının yeniden belirlenmesi niteliğinde olduğu ancak bu belirleme yapılırken alana ilişkin bilimsel araştırma ve yerinde yapılan gözlemler sonucunda elde edilen verilere dayanılmadığı dolayısıyla bu belirlemenin Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı ve iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava, Belek, Göksu Deltası ve Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgelerinin sınırlarında değişiklik yapılması yolundaki 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin kısmı ile dayanağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … günlü, … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 07/11/1985 günlü, 85/10036 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Antalya İlinde Serik ve Çolaklı Turizm Merkezinin, 22/10/1990 günlü, 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de Belek Özel Çevre Koruma Bölgesinin ilan edildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün … günlü, … sayılı dava konusu işlemiyle; Belek Özel Çevre Koruma Bölgesinin sınırlarının, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında tahsisi yapılıp gerekli izinler alınarak inşa edilmiş ve işletmeye alınmış tesislerin bulunduğu alanların; 90/1117 sayılı kararname eki koordinatlar ile sınırları belirlenen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışında kalması gerekirken, coğrafi koordinatların hatalı belirlenmesi nedeni ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kaldığının tespit edildiğinden bahisle Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarının raporun ekinde yer alan koordinat listesi ve krokide belirtilen sınırlara göre düzeltilmesi gerektiğinin belirtildiği "Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi Sınırlarına İlişkin Hazırlanan İnceleme Raporu" doğrultusunda revize edilerek yeniden düzenlenmesi hususunda Bakanlar Kurulu Kararı alınmasının Başbakanlıktan talep edilmesi üzerine, 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesi uyarınca Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında değişiklik yapılması yolundaki dava konusu 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının alındığı anlaşılmaktadır.
2872 sayılı Çevre Kanununun dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 9.maddesinin (d) bendinde; ''Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı toprak ve su alanlarını, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynakların gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plân ve projelerin hangi bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.'' hükmüne yer verilmiş, 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 2.maddesinde de Bakanlar Kurulunca ilan edilen ve ilan edilecek "Özel Çevre Koruma Bölgeleri" hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
19/07/2012 günlü, 28358 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğin 1.maddesinde "Bu Yönetmeliğin amacı; ... özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasların belirlenmesidir." hükmüne yer verilmiş, 4.maddesinin (ö) bendinde korunan alan tanımlanmış, 5.maddesinin (b) bendinde; herhangi bir korunan alanın güncel durumu tespit edilmeden, o alanın korunan alan statüsünün yeniden değerlendirilemeyeceği, (c) bendinde; korunan alanların güncel durumunun; alanın biyolojik çeşitliliği, hidrolojisi ve hidrojeolojisi başta olmak üzere her açıdan durumu hazırlanacak ön değerlendirme raporu sonucuna göre veya gerekli görülmesi durumunda ise en az ardışık dört mevsimi kapsayan ekolojik temelli bilimsel araştırma yapılarak belirleneceği kurala bağlanmıştır.
Yönetmeliğin, 13.maddesinin 1.fıkrasında özel çevre koruma bölgelerinin taşıması gereken özellikler sayılmış, 14. maddesinde, tespit aşamasında düzenlenecek belgeler düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin Geçici 1.maddesinde; bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce herhangi bir korunan alan statüsü verilmiş alanların koruma statüsünün, bu Yönetmelik gereğince yeniden değerlendirme yapılıncaya kadar devam ettirileceği, Geçici 2.maddesinde ise korunan alanlar ile ilgili olarak yeniden değerlendirme taleplerinin; bilimsel temelli rapora dayanması ve Bakanlıkça hazırlanacak olan teknik esaslara uygun olması kaydıyla bu Yönetmelik kapsamında değerlendirileceği, koruma amaçlı imar planı bulunan alanlarda 5.maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde geçen ekolojik temelli bilimsel araştırma yapılmasına, bilimsel araştırma içeriğine ve süresine bölge komisyonlarınca karar verileceği düzenlenmiştir.
10/07/2019 günlü, 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesinin (b) bendinde "b) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tespit ve tescil etmek, yönetmek ve yönetilmesini sağlamak" Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesi'nce yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda sonuç olarak özetle; yapılan yeni Özel Çevre Koruma Bölgesi sınır belirleme çalışmalarının, “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” hükümlerine uygun yapılmadığı, ayrıca “Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği”ne göre koordinat verisinin nasıl üretilmesi gerektiği, hangi verileri içermesi gerektiği açık olarak tanımlanmış olmasına rağmen bu mevzuata da aykırı olarak çalışma yapıldığı, koordinat kayıklığı ve yanlışlığı gibi nedenlere dayandırılan, hatalı olduğu iddia edilen eski sınırların (2 nolu sınır eski sınır noktası hariç) kayma ya da hata içermediği, bu ifadelerin yeni sınırların belirlenmesine gerekçe olarak kullanıldığı, yeni sınırların yeni noktalar eklemek veya çıkarmak suretiyle oluşturulduğu, eski ve yeni Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarına ait koordinatların ilgili mevzuatına uygun tam ve doğru tanımlanmadığı, koordinat verisinin kimliği sayılan “Datum” bilgilerini içermediği belirtilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu işlemlerle yeni bir sınır belirlendiği, dolayısıyla davalı idarelerin iddia ettiği üzere işlemlerin koordinat hatasının düzeltilmesi niteliğinde olmayıp alanın yeniden değerlendirilerek sınırın değiştirilmesine yönelik olduğu anlaşıldığından, Özel Çevre Koruma Bölgesi sınır değişikliğinin Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak oluşturulduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin kısmı ile dayanağı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … günlü, … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
07/12/1985 tarih ve 18951 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 07/11/1985 tarihli ve 85/10036 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Antalya İlinde Serik ve Çolaklı Turizm Merkezi ilan edilmiştrir.
21/11/1990 tarihli ve 20702 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 22/10/1990 tarihli ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiştir.
Davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığına (Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü) yapılan taleplerin değerlendirmesi amacıyla hazırlandığı belirtilen "Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi Sınırlarına İlişkin Hazırlanan İnceleme Raporu"nda; Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında tahsisi yapılarak gerekli izinler alınarak inşa edilmiş ve işletmeye alınmış tesislerin bulunduğu alanların; 90/1117 sayılı kararname eki koordinatlar ile sınırları belirlenen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları dışında kalması gerekirken, coğrafi koordinatların hatalı belirlenmesi nedeni ile Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde kaldığının tespit edildiğinden bahisle Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarının raporun ekinde yer alan koordinat listesi ve krokide belirtilen sınırlara göre düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün … günlü, ... sayılı dava konusu işlemiyle; 22/10/990 tarihli ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) olarak tespit ve ilan edilen Belek Özel Çevre Koruma Bölgesinin sınırlarının "Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi Sınırlarına İlişkin Hazırlanan İnceleme Raporu" doğrultusunda revize edilerek yeniden düzenlenmesi hususunda Bakanlar Kurulu Kararı alınmasının Başbakanlıktan talep edilmesi üzerine, 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesi uyarınca Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında değişiklik yapılması 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kararlaştırılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün … günlü, … sayılı işlemi ile 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 9.maddesinin (d) bendinde; ''Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı toprak ve su alanlarını, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynakların gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plân ve projelerin hangi bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.'' hükmüne yer verilmiş, 13/11/1989 tarih ve 20341 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 2.maddesinde ise Bakanlar Kurulunca ilan edilen ve ilan edilecek "Özel Çevre Koruma Bölgeleri" hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
19/07/2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğin 1.maddesinde "Bu Yönetmeliğin amacı; ... özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasların belirlenmesidir." hükmüne yer verilmiş, 4.maddesinin (ö) bendinde "Korunan alan: Biyolojik çeşitliliğin, doğal ve bununla ilişkili kültürel kaynakların korunması ve devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili mevzuata göre yönetilen; ... özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan kara, su ya da deniz alanları" olarak tanımlanmış, 5.maddesinin (b) bendinde; "Herhangi bir korunan alanın güncel durumu tespit edilmeden, o alanın korunan alan statüsü yeniden değerlendirilemez." hükmüne, (c) bendinde; "Korunan alanların güncel durumu; alanın biyolojik çeşitliliği, hidrolojisi ve hidrojeolojisi başta olmak üzere her açıdan durumu hazırlanacak ön değerlendirme raporu sonucuna göre veya gerekli görülmesi durumunda ise en az ardışık dört mevsimi kapsayan ekolojik temelli bilimsel araştırma yapılarak belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin, Özel Çevre Koruma Bölgelerinin tespit ilke ve esaslarının düzenlendiği 13. maddesinin 1. fıkrasında, özel çevre koruma bölgelerinin taşıması gereken özellikler sayılmış, tespit aşamasında düzenlenecek belgelerin düzenlendiği 14. maddesinde, hangi özelliği dolayısıyla tespit edileceğini belgeleyen tespit raporu ve tespit fişi ile taşınmazın yerini ve sınırlarını gösterir pafta, ada, parsel numarasını içeren harita ve ülke koordinat sisteminde UTM-GK 3 derecelik ED50 aplikasyon krokisi tespit için asgari bulunması gereken bilgi, belge ve dökümanlar arasında sayılmış, 15. maddesinde, 14.maddeye göre hazırlanan bilgi ve belgelerin Genel Müdürlükçe değerlendirileceği düzenlenmiş, 18.maddesinde ise "13 üncü maddede belirtilen kriterler çerçevesinde tespit edilen alanlar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile birlikte Genel Müdürlük tarafından Bakanlık Makamına ve Bakanın teklifi ile de Bakanlar Kuruluna sunulur. Konu hakkındaki Bakanlar Kurulu kararının Resmî Gazete’de yayımı ile tescil işlemi tamamlanır." hükmüne yer verilmiştir.
Yönetmeliğin Geçici 1.maddesinde; bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce herhangi bir korunan alan statüsü verilmiş alanların koruma statüsünün, bu Yönetmelik gereğince yeniden değerlendirme yapılıncaya kadar devam ettirileceği, Geçici 2.maddesinde ise korunan alanlar ile ilgili olarak yeniden değerlendirme taleplerinin; bilimsel temelli rapora dayanması ve Bakanlıkça hazırlanacak olan teknik esaslara uygun olması kaydıyla bu Yönetmelik kapsamında değerlendirileceği, koruma amaçlı imar planı bulunan alanlarda 5.maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde geçen ekolojik temelli bilimsel araştırma yapılmasına, bilimsel araştırma içeriğine ve süresine bölge komisyonlarınca karar verileceği düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, 10/07/2019 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesinin (b) bendinde "b) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tespit ve tescil etmek, yönetmek ve yönetilmesini sağlamak" Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul Yönünden:
Davalı idareler ile davalı idareler yanında müdahilin süre ve ehliyete yönelik iddiaları yerinde görülmemiştir.
Esas Yönünden:
Uyuşmazlık konusu işlemlerin, 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesi uyarınca Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında değişiklik yapılmasına ilişkin olması ve söz konusu uyuşmazlığın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle 07/11/2018 tarihli ara kararıyla keşif-bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi üzerine, Naip Üye … tarafından re'sen seçilen bilirkişiler; Şehir ve Bölge Plancısı …, … ve Harita ve Kadastro Mühendisi …'dan oluşan bilirkişi kurulu ile birlikte mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi gerçekleştirilmiştir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda özetle; yapılan yeni Özel Çevre Koruma Bölgesi sınır belirleme çalışmalarının, bu çalışmaların dayanağı olan 19 Temmuz 2012 tarih, 28358 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” hükümlerine uygun yapılmadığı, ayrıca “Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği”ne göre koordinat verisinin nasıl üretilmesi gerektiği, hangi verileri içermesi gerektiği açık olarak tanımlanmış olmasına rağmen bu mevzuata da aykırı olarak çalışma yapıldığı, koordinat kayıklığı ve yanlışlığı gibi nedenlere dayandırılan, hatalı olduğu iddia edilen eski sınırların (2 nolu sınır eski sınır noktası hariç) kayma ya da hata içermediği, bu ifadelerin yeni sınırların belirlenmesine gerekçe olarak kullanıldığı, yeni sınırların yeni noktalar eklemek veya çıkarmak suretiyle oluşturulduğu, eski ve yeni Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarına ait koordinatların ilgili mevzuatına uygun tam ve doğru tanımlanmadığı, koordinat verisinin kimliği sayılan “Datum” bilgilerini içermediği, bu nedenle ileride yaşanması muhtemel tartışma ve itirazların önünü açabileceği, yeni sınır belirlemesi çalışmalarında Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırı dışına çıkarılan veya içine alınan bölgelere ilişkin, “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” hükümlerine aykırı olarak bilimsel veri ve incelemelerin yapılmadığı ifade edilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapordaki bilimsel verilerin hukuken kabul edilebilir ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu anlaşıldığından, rapora yapılan itirazlar, raporu kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Diğer taraftan, davalı idarelerce, dava konusu işlemlerin gerekçesi olarak koordinat hatası olduğu ve idarenin hatalı işlemini düzelttiği ifade edilerek, sınır ve koordinatları belirlenen alanın Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) olarak tespit ve ilan edilmesine ilişkin 22/10/1990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararname'nin 4. maddesinde; "Ekli haritalarda belirtilen yerlerde, bu kararın yayımı tarihinden önce tasdikli imar planlarına veya usulüne uygun olarak ruhsatı alınmış ve inşaatı subasman seviyesinde tamamlanmış olan yapıların inşaatına, ruhsat ve eklerine göre devam edilir" hükmüne yer verildiği, bu çerçevede sınırlar belirlenirken üzerinde yapılaşma bulunan parsellerin sınır dışında bırakıldığı, bu itibarla da sınır değişikliğinin dava konusu edilen parsele ilişkin kısmının anılan Kararname hükmü uyarınca ÖÇK sınırı dışında tutulmaması gerekirken hatalı şekilde sınır içerisinde bırakıldığı belirtilmektedir.
Ancak, anılan Kararname hükmü incelendiğinde; söz konusu hükmün kazanılmış hakları korumak maksadı ile usulüne uygun şekilde ruhsatı alınmış olan inşaatların devamına izin verdiği, sınır belirlenirken hangi parsellerin sınır içerisinde bulunup bulunmayacağının tespitine ilişkin kural içermediği ve ilk sınırın belirlendiği tarihte üzerinde yapılaşma bulunan bir kısım parselin sınır dışında bırakılmasının, dava konusu alanın sınır dahilinde kalmasının hatalı olduğu anlamına gelmeyeceği açıktır.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin, idare tarafından yapılan hatanın düzeltilmesi ve/veya geri alınmasına ilişkin olmayıp, özel çevre koruma bölgesi sınır değişikliği, bir başka ifadeyle korunan alan statüsünün yeniden değerlendirilmesi niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda; Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırının tespiti aşamasında düzenlenmesi gereken belgelerin usulüne uygun olarak düzenlenmediği, bilimsel veri ve incelemelerin yapılmadığı, öte yandan, Özel Çevre Koruma Bölgesinin önceki sınırlarının (2 nolu sınır eski sınır noktası hariç) kayma ya da hata içermediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işlemi ile Bakanlar Kurulu Kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu, Belek, Göksu Deltası ve Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgelerinin sınırlarında değişiklik yapılması hakkındaki 04/06/2018 günlü, 2018/11927 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Belek Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin kısmı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … günlü, … sayılı işleminin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
3. Artan …-TL keşif avansının davacıya iadesine
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak vekille temsil edilen davacıya verilmesine,
5. Davalı idareler yanında müdahil tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6. Varsa posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara ve müdahillere iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 27/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
