
Esas No: 2021/3317
Karar No: 2022/4430
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3317 Esas 2022/4430 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, suçlu olduğu iddia edilen bir kişinin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebidir. Davalıdan alınarak davacıya 5.667,12 TL maddi ve 6.000 TL manevi tazminatın verilmesine karar verildi. Ancak davalı vekili, manevi tazminatın yetersiz olduğu gerekçesiyle temyiz etti. Daire, manevi tazminatın belirlenirken dikkate alınması gereken unsurlar göz önüne alınarak verilen tazminatın yetersiz olduğuna karar verdi. Kararın detaylarında, davacının tutukluluğu süresince net asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminatın değeri eksik tespit edildiği belirtildi. Kararda, kanun dışı tutuklamalar ya da yakalamalar sonrası kişilere verilecek tazminatlar da açıklandı. Bu tazminatlar CMK'nın 142/1. maddesinde belirtilen süreler içinde açılmalıdır. Kararın detaylarına göre, davacı lehine verilecek tazminat miktarı, suçun niteliği, tutuklama döneminin uzunluğu ve davayı açma tarihine kadar kazanacağı faiz gibi unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Karar, davacının talebi doğrultusunda faiz talebini de kapsamalıdır. Kanuna aykırı maddi tazminatın belirlenmesi nedeniyle karar bozuldu. Kararda yer alan kanun maddeleri şunlardır: CMK’nın 142/1, HMK’nın 177/2, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının davasının kısmen kabulüyle 5.667,12 TL maddi; 6.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Zile Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/75 esas, 2015/90 karar sayılı ceza dosyasında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 05.09.2012 – 19.04.2013 tarihleri arasında 226 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 29.09.2015 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 20.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece davanın kısmen kabulü ile 5.667,12 TL maddi; 6.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği,
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında kalacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması temyiz eden sıfatına göre bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,
1-Davacının hangi suçtan tutuklu kaldığının tespiti amacıyla davacı hakkında düzenlenen tahliye müzekkeresinin Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde aslının veya onaylı örneğinin dosya arasına alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi,
2-Tazminat davasının dayanağı olan davacı ile ilgili olarak tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin belirlenmesi suretiyle davacının yakalama, gözaltına alma, tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Her ne kadar dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmamış ise de, sonradan "ıslah" suretiyle bu hususta sözlü veya yazılı talepte bulunulması mümkün bulunduğundan ve davacı vekili tarafından 18.12.2016 tarihli karar duruşmasında dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi şeklinde dava dilekçesinin ıslah edilmiş olması nedeniyle, mahkemece ıslah talebi doğrultusunda davacı lehine hükmolunan manevi tazminata gözaltı tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de, HMK’nın 177/2. maddesindeki "Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir." şeklindeki emredici hüküm karşısında, ıslah talebine ilişkin dilekçenin davalı tarafa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden ıslah talebinin usule aykırı şekilde kabul edilmesi,
4-Gerekçeli karar başlığında davanın konusu olarak ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' ibaresine yerine, "Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kişilere tazminat verilmesi" yazılması,
Kabule göre de;
Maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan "5.643,34" TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın üstünde kalacak şekilde "5.667,12" TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.