
Esas No: 2021/172
Karar No: 2022/4415
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/172 Esas 2022/4415 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, suçsuzluğuna rağmen örgüte üye olma ve rüşvet verme suçlamalarıyla 141 gün tutuklu kaldığı için tazminat talebinde bulundu. Mahkeme, davacının kısmi haklı olduğunu kabul ederek 5.641,45 TL maddi ve 6.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verdi. Ancak, manevi tazminat miktarının belirlenirken nesnel ölçütlere uyulmadığı ve vekalet ücreti miktarının yanlış değerlendirildiği gerekçeleriyle mahkeme kararı temyiz edildi. Temyizde eksik manevi tazminata hükmedilmesi ve vekalet ücretinin yanlış değerlendirilmesi nedeniyle hüküm bozuldu. Kanun maddeleri olarak, 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri önemli rol oynadı.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.641,45 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işletilecek yasal faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine,
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/61 Esas – 2015/210 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan ve Yüce Divan Başkanlığının 2011/1 Esas – 2012/1 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında rüşvet vermek suçundan 26.10.2010 – 16.03.2011 tarihleri arasında 141 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat hükmünün 16.10.2015 tarihinde kesinleştiği, Yüce Divan Başkanlığının beraat hükmünün 04.01.2013 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 117.000,00 TL ıslah ile de 120.000,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işleyecek yasal faiz talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 5.641,45 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde;
Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak “Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” yerine “Tazminat” olarak yazılması,“18.12.2013” olan dava tarihinin “02.05.2014” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir. Maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan “2.878,94” TL yerine, bu miktarın altında kalacak şekilde “2.641,45” TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine eksik maddi tazminata hükmolunması ve nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz eden sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine, faize, vekalet ücretine, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğuna ve sair tüm temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapmayı gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde bulunan davacı lehine hükmolunan maddi tazminat miktarının “2.641,45” TL'ye indirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.