8. Hukuk Dairesi 2016/19426 E. , 2017/5416 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, icra emrinin hukuka aykırı olduğunu, 6552 sayılı yasanın 121. maddesi ile 5393 sayılı Kanunun 15"inci maddesine eklenen fıkra gereğince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilbilecek mal göstermesinin istenmesi haciz işleminin sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanması gerektiğini, 10 gün içerisinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işleminin alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamayacağını icra emrinin yasal ihtaratlarını içeren A bölümünde 7 gün içerisinde borcun ödenmesi ve aynı 7 günlük süre içinde mal beyanında bulunulmasının istendiğini, icra emrinin başta kıdem tazminatı olmak üzere faiz hesaplamaları yönünden de hukuka aykırı olduğunu belirterek icra emrinin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, borçlu .... Belediye Başkanlığı"nın, haciz kararı alınmadan önce 01.04.2015 tarihinde mal beyanında bulunduğu, şikayete konu icra Müdürlüğü işleminin hukuka uygun ve yerinde olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde değildir.
2-193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu"nun 94, 61, 103 ve 104. maddeleri gereğince, ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğu borçlu işverene aittir. Bir başka deyişle alacaklı, ilam konusu bedelden kesintiler yapıldıktan sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabilir. Ancak ilamda alacağın açıkça net olduğu belirtilmemiş ise bunun da brüt miktar olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dayanak yapılan ilamda işçi alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş ise; HGK"nun 20.09.2006 tarih ve 12-594/534 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorularak yine hakkın doğum tarihinden takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının hesaplanması gerekir. Yine ...."nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E., 1997/776 .... Kararında vurgulandığı üzere, ilam hüküm fıkrası yorumlanarak icra edilemez. Bu nedenle ilamda uygulanmasına karar verilen " en yüksek banka mevduat faiz" oranlarının "yasal faiz" oranının altında kaldığı gerekçesiyle daha yüksek olan yasal faiz oranları uygulanamaz.
O halde, taraflarca bildirilen bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra, alacakların net miktarı bulunup, bildirilen banka faizleri uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor hazırlanması için konusunda uzman bir bilirkişiye başvurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin sair temyiz isteminin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.