Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/5984
Karar No: 2021/2199
Karar Tarihi: 29.04.2021

Danıştay 10. Daire 2019/5984 Esas 2021/2199 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5984
Karar No : 2021/2199

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- … 'a velayeten … - …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılardan ...'un Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 17/09/2008 tarihinde doğum yaptığı esnada sağlık personeli tarafından hatalı ve eksik şekilde müdahale edildiği ve oğlu ...'un kolunda sakatlık meydana geldiğinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kazanç kaybı için 1.000,00 TL, tedavi giderleri için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın, ... için 200.000,00 TL, anne ... için 100.000,00 TL ve baba ... için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:201… sayılı kararla; sağlık personellerinin zararın oluşmasına sebebiyet veren eylemlerinin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvuruda bulunmayan davacıların, eylem tarihinden çok sonra (yaklaşık 9 yıl) 13/06/2017 tarihinde başvuru yaparak, başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açılmasında süre aşımı bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacılar tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, çocuklarında kalıcı bir sakatlığın meydana geldiğini ilk kez 24/5/2017 tarihli engelli raporuyla öğrenmiş oldukları için davada süre aşımının olmadığı, davalı kurumun 2017 yılına kadar uyguladığı brakial pleksus tedavisinin eksik ve hatalı olduğunun incelenmeksizin Mahkemece karar verildiği, brakial pleksus vakalarında doğru tedavi ve yaklaşımla %80 oranında başarı ihtimalinin olduğunun tıbbi literatürde kabul edilmekte olduğu, soruşturma raporunda en iyi sonucun aile, çocuk doktoru, fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı, fizyoterapist, ortopedi uzmanı ve nöroloji uzmanından oluşan ekibin birlikte çalışması ile alınabileceği belirtilmişken davalı kurumun bu koordinasyonu sağlamadığı, davalı kurum tarafından doğum kayıtlarının düzenli tutulmadığının, kayıtların yasal süre boyunca saklanmadığının kendi iç yazışmalarıyla sabit olduğu, ailenin kontrollere çağrıldığı halde gelmediği iddiasında bulunulduğu, ancak aynı hastanenin bilgi işlem merkezi kayıtlarıyla aksinin ispatlandığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacıların taleplerinin eylem tarihinden 9 yıl geçmekle zaman aşımına uğradığı, idareye izafe edilebilecek bir hizmet kusurunun bulunmadığı, sağlık personelleri tarafından yapılan tıbbi müdahalelerin tıbbın kabul ettiği normal risk ve sapmalar çerçevesinde gerçekleştirilmiş ve tıp bilimine bağlı kalınarak gerekli tüm dikkat ve özen gösterilerek mümkün olan her şeyin yapıldığı, olumsuz her neticenin riski yüksek bulunan sağlık hizmetlerinin iyi işlemediği hüküm ve sonucuna bağlanamayacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacılardan ...'un 17/09/2008 tarihinde Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde doğum yaptığı, doğumdan kısa bir süre sonra da oğlu ...'un kolundaki hareketsizliğin fark edildiği ve hastaneye başvurulduğunda bunun kendiliğinden düzelebileceğinin söylendiği ve fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğine yönlendirilerek düzenli tedaviye alındığı, 06/3/2017 tarihine kadar ...'a fizik tedavi uygulandığı, durumunda iyileşme olmayan ...'a bu tarihte %15 engelli olduğuna dair sağlık raporu düzenlendiği, rapora yapılan itiraz sonucu bu defa 24/5/2017 tarihinde %46 oranında engelli olduğuna ilişkin ikinci bir rapor düzenlendiği, bunun üzerine doğum sırasında sağlık personeli tarafından hatalı ve eksik şekilde müdahale edildiği ve oğlu ...'un kolunda sakatlık meydana geldiği iddiasıyla tazminat istemiyle 13/06/2017 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunulduğu, başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddesinde "İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
Maddede yer alan, idari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle tam yargı davası açılabilmesi için, zarara sebep olan eylemin ve yol açtığı zararın kesin olarak ortaya çıkması zorunludur.
Bu itibarla; ancak, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi halinde zararın öğrenilmiş sayılacağının kabulü gerekmektedir.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir davranışı, bir tutumu veya hareketsizliği; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir. Dolayısıyla zarara sebep olan eylemin idareliği ve yol açtığı zarar bazen eylemin yapılmasıyla veya olayın gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra, değişik araştırma, inceleme ve dava konusu olayda olduğu gibi kesin sağlık raporları sonucu da ortaya çıkabilmektedir.
İdari eylemlerin neden olduğu bedensel zararların, tedavi sürecinin tamamlanıp kesin sağlık raporunun alındığı tarihte öğrenilmiş sayılması, Kanun'da öngörülen sürenin kesin raporun ilgiliye verildiği tarihte işlemeye başlatılması gerektiği Danıştay'ın yerleşik içtihatlarındandır. Esasen, idari eylemin tamamlandığı ve zararın tam olarak ortaya çıktığı tarih dikkate alınmadan 2577 sayılı Kanunun 13. maddesinde öngörülen bir ve beş yıllık sürenin hesaplanması, bazı hallerde dava açma hakkının kullanılamaması sonucunu doğuracaktır. Zararın ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldırır biçimde süre hesabı yapılmasının ise hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden, küçük ...'un 17/9/2008 tarihinde normal doğumla doğduğu, kısa bir süre sonra kolundaki hareketsizliğin fark edildiği ve hastaneye başvurulduğunda bunun kendiliğinden düzelebileceğinin söylendiği ve fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğine yönlendirilerek düzenli tedaviye alındığı, 06/03/2017 tarihine kadar ...'a fizik tedavi uygulandığı, durumunda iyileşme olmayan ...'a bu tarihte %15 engelli olduğuna dair rapor düzenlendiği, rapora yapılan itiraz sonucu bu defa 24/05/2017 tarihinde brakial plaksus tanısıyla %46 oranında engelli olduğuna ilişkin ikinci bir rapor düzenlendiği, bunun üzerine, davacılar tarafından 13/06/2017 tarihinde, küçük ... için 200.000,00 TL, anne ... için 100.000,00 TL, ... için 100.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun idarece zımnen reddi üzerine bakılan davanın 06/10/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından, dava dosyasına sunulan 24/05/2017 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporunda "Solda Brakial Pleksus Bozuklukları" tanısı ile küçüğün engellilik oranının %46 olarak belirlendiği görülmüştür.
Bu durumda; küçük için düzenlenen nihai durum bildirir sağlık kurulu raporunun 24/05/2017 tarihinde tanzim edildiği dikkate alındığında, bakılmakta olan davanın süresinde açıldığı anlaşılmakta olup, kesin sağlık kurulu raporu göz ardı edilerek 17/09/2008 tarihli doğum tarihi esas alınarak davanın süre aşımı nedeniyle reddinde hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 29/04/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi