
Esas No: 2019/11786
Karar No: 2021/2197
Karar Tarihi: 29.04.2021
Danıştay 10. Daire 2019/11786 Esas 2021/2197 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/11786
Karar No : 2021/2197
DAVACI : ... Birliği
VEKİLİ : Av. ...
DAVALILAR : 1- ... Bakanlığı / ANKARA
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. ...
Hukuk Müşaviri ...
2- ... Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN_ÖZETİ : 24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin, 25/07/2014 tarih ve 29071 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile değişik 2.4.1.B-1 maddesinin 1. fıkrasında yer alan "...özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız ve diş sağlığına ilişkin tedavileri ... Kurumca ödenmez." ibaresinin, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan "...üç diş hekimi tarafından" ve "... kurulu..." ibaresinin ve 2.4.1.B-2 maddesinin 1. fıkrasının iptali istenilmektedir.
DAVACININ_İDDİALARI : Davacı tarafından, kamu ağız ve diş sağlığı hizmetlerindeki yetersizlikten dolayı hastaların sağlık hizmetine erişimini güçleştiren düzenlemenin hukuka aykırı olduğu, bununla birlikte Tebliğ ile getirilen düzenlemenin engellilerin sağlık hizmetine erişimini de engellediği, Sağlık Uygulama Tebliği ile belirlenen diş tedavisi ücretlerinin çok düşük olduğu, bu nedenle sağlık hizmeti sunumunda vatandaşların daha çok maddi külfetle yüz yüze kalacakları, dava konusu düzenlemelerin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALILARIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 63. maddesinde, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemlerini, türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu, dava konusu Tebliğ hükümlerinin belirtilen kanuni düzenlemelere dayanılarak çıkarıldığı, dolayısıyla yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine dava konusu düzenlemelerin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava, 24.3.2013 tarihli ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin, 25.7.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği ile değişik 2.4.1.B-1 maddesinin 1. fıkrasındaki ".. .özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız ve diş sağlığına ilişkin tedavileri ... Kurumca ödenmez." ibaresinin, aynı maddenin 2. fıkrasındaki " ...üç diş hekimi tarafından" ve " ... kurulu..." ibaresinin ve 2.4.1.B-2 maddesinin 1. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63. maddesinde Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu, bu amaçla komisyonlar kurabileceği, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabileceği, 72. maddesinde de, finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun yetkili olduğu, 73. maddesinde ise, sağlık hizmetlerinin, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
5502 ve 5510 sayılı kanun ile Genel Sağlık Sigortası işlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde hazırlanarak yürürlüğe konulan dava konusu Tebliğ hükümleriyle özel sağlık hizmeti sunucuları ile Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız ve diş sağlığına ilişkin tedavilerin ödenmeyeceği belirtilmektedir.
Anayasanın 2. maddesinde Devletin nitelikleri sayılmış ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış, 5. maddesinde Devletin temel amaç ve görevleri sayılarak; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak görevine yer verilmiş; 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiş; "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddesinde Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği ve bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği öngörülmüş, "Sosyal güvenlik hakkı" başlıklı 60. maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve Devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı kuracağı kuralına yer verilmiş, "Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları" başlıklı 65. maddesinde de "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Anılan madde hükümlerinden, tüm yurttaşların yaşama haklarının, devlet güvencesi ve onun pozitif yükümlülüğü kapsamı içinde koruma altında olduğu anlaşılmaktadır. Anayasa'nın 17. maddesinde düzenlenen "yaşama hakkı" yalnızca yaşamını sürdürmek anlamında değil "sağlıklı yaşama hakkı"na sahip olmak anlamındadır. Kişilerin sağlıklı olma hakkı bir kamusal korumaya tabi olduklarını ortaya koymaktadır.
Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, bir ekonomik ve sosyal haktır. Bu yönüyle kamuya ya da Anayasada geçen biçimiyle devlete belli yükümlülükler öngörür. Devlet bu ödevleri altına imza attığı "Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleşmesi"nin de bir gereği olarak yerine getirmek ve herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanması için gerekli tedbirleri almak, kişilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanmasını sağlamak durumundadır.
Bu nedenle sağlık hizmetinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak düzenlemelerin, Anayasa'da belirlenen temel ilkelere uygun olması zorunludur. Dolayısıyla Anayasa'nın 65. maddesinde Devletin, Anayasa ile belirlenen görevlerini mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceği yolundaki hükmün, en önemli sosyal haklardan biri olan ve doğrudan insan yaşamını ilgilendiren sağlık hakkına ulaşılmasına ve bu haktan en iyi biçimde yararlanılmasına engel oluşturacak biçimde yorumlanmasının, sağlık hakkının özünün zedelenmesine yol açabilecek uygulamalara neden olabileceği açıktır.
Bu bağlamda, Tebliğin dava konusu edilen hükümleri hastalar yönünden sağlık hakkına ulaşımı ve dolayısıyla tedavilerinin zamanında yapılmasını engellediği sonucuna varıldığından, anılan düzenlemelerde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 24.3.2013 tarihli ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin, 25.7.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği ile değişik 2.4.1.B-1 maddesinin 1. fıkrasındaki ".. .özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız ve diş sağlığına ilişkin tedavileri ... Kurumca ödenmez." ibaresinin, aynı maddenin 2. fıkrasındaki " ...üç diş hekimi tarafından" ve " ... kurulu..." ibaresinin ve 2.4.1.B-2 maddesinin 1. fıkrasının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 12/10/2017 tarih ve E:2014/7213, K:2017/5454 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/01/2019 tarih ve E:2018/1170, K:2019/298 sayılı kararı ile davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ise gerekçeli olarak onanması üzerine, bozulan kısım hakkında gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği, 25/07/2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği ile değiştirilmiş ve anılan değişiklikler üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 12/10/2017 tarih ve E:2014/7213, K:2017/5454 sayılı kararı ile;
Dava konusu Tebliğin "Diş tedavileri uygulama esasları" başlıklı 2.4.1.B-1 maddesinin 1. fıkrasındaki "...özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız ve diş sağlığına ilişkin tedavileri ... Kurumca ödenmez." ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak; Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sözleşmesi olmayan özel sağlık hizmeti sunucularına ağız ve diş sağlığı hizmetlerine ilişkin olarak öngörülen sevk sisteminin, davacının da iddia ettiği şekilde kamu sağlık hizmeti sunucularının yetersizliği nedeniyle zarureten ortaya çıkmış bir uygulama olduğu dikkate alındığında, ilgili kamu idareleri tarafından bu hizmetin yeterli personel ile sunulması halinde sevk düzenlemesinin kaldırılmasının idarenin takdir yetkisi dahilinde olduğu, davalı idareler tarafından bu hizmetin yeterli personel ile yaygın bir şekilde yerine getirildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde 5510 sayılı Kanun uyarınca davalı idarenin diş tedavileri için sevk zinciri öngörmesinde ve kurumla sözleşmesi bulunmayan sağlık hizmet sunucularına ödeme yapılmamasına ilişkin düzenleme yapılmasında hukuka ve üst hukuk normlarına aykırı bir yön bulunmadığı;
Dava konusu Tebliğin "Diş tedavileri uygulama esasları" başlıklı 2.4.1.B-1 maddesinin 2. fıkrasındaki " ...üç diş hekimi tarafından" ve " ... kurulu..." ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak; ülkemizin her yöresinde engelli bireylerin yaşadığı dikkate alındığında, engelli bireylerin özel sağlık hizmeti sunucularına sevki için Sağlık Bakanlığına bağlı ağız ve diş sağlığı merkezleri, ağız ve diş sağlığı hastaneleri veya üniversitelerin diş hekimliği fakültelerinde görevli üç diş hekimi tarafından düzenlenecek kurul raporunun sevk için zorunlu şart olarak öngörülmesinin, özellikle ülkemizin ücra yerlerinde yaşayan engelli bireylerin ağız ve diş sağlığı hizmetine erişimini engelleyici nitelikte olduğu, düzenlemenin bu yönüyle hukuka aykırı olduğu;
Dava konusu Tebliğin "Diş tedavileri ödeme işlemleri" başlıklı 2.4.1.B-2 maddesinin 1. fıkrasının iptali istemine ilişkin olarak; 5510 sayılı Kanun uyarınca davalı idarenin diş tedavileri bedelini belirlemesinde ve özel sağlık hizmet sunucularına başvuran hastalar için makul bir miktarı aşmamak kaydıyla katılım payı alınmasında hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı;
sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle 24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin, 25/07/2014 tarih ve 29071 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile değişik 2.4.1.B-1 maddesinin 1. fıkrasındaki "...özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız ve diş sağlığına ilişkin tedavileri ... Kurumca ödenmez." ibaresi ve 2.4.1.B-2 maddesinin 1. fıkrası yönünden davanın reddine, Tebliğin 2.4.1.B-1 maddesinin 2. fıkrasındaki "...üç diş hekimi tarafından" ve "...kurulu..." ibarelerinin ise iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının, davacı ve davalı idarelerden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca aleyhlerine olan kısımlarının temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/01/2019 tarih ve E:2018/1170, K:2019/298 sayılı kararı ile davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ise gerekçeli olarak onanmasına karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Kanun'un 38. maddesinde İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin 4. fıkrasında ise; idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülürken, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilmiş, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ise ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu nedenle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi" başlıklı 63. maddesinin ikinci fıkrasında;
"Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsar. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usul ve esasları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir." hükmüne,
"Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri" başlıklı 64. maddesinde;
"Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır:
a) Vücut bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası ile meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarda yapılacak sağlık hizmetleri dışında estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti ile estetik amaçlı ortodontik diş tedavileri.
b) Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ve Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri.
c)Yabancı ülke vatandaşlarının; genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut olan kronik hastalıkları,
d)63 üncü maddeye göre yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesi sonucunda Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin kapsamı dışında bırakılan sağlık hizmetleri.
Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kurumca belirlenen istisnalar hariç olmak üzere ve Kurum mevzuatına uygun olarak fatura edebilirler. Aksi takdirde, bu faturalara ait tutarlar Kurumca karşılanmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmüne,
"Hizmet basamakları ve sevk zinciri" başlıklı 70. maddesinde;
"Bu Kanunun uygulanması bakımından sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak olarak Sağlık Bakanlığı tarafından basamaklandırılır. Bu basamaklar ve sağlık hizmet sunucuları arasında sevk zinciri; tanı, ön tanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin uzmanlıkları dikkate alınmak suretiyle tüm yurtta veya il ya da ilçe bazında Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir. Aile hekimleri birinci basamak hizmet sunucuları içinde yer alır." hükmüne,
"Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi" başlıklı 72. maddesinde;
"65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilir. Komisyon, 63 üncü madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkilidir.
Komisyon; Bakanlık, Maliye, Sağlık ve Kalkınma bakanlıkları, Hazine Müsteşarlığı, üniversite sağlık hizmeti sunucuları ile özel sağlık hizmeti sunucularını temsilen Bakanlıkça belirlenecek birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşur. Komisyon kararlarını salt çoğunluk ile alır. Komisyon kararları Resmî Gazete’de yayımlanır. Komisyonca gerekli görülen hâllerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir. Komisyonun sekretarya işlemleri Kurumca yerine getirilir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer alan Kanun hükümleri ile Sosyal Güvenlik Kurumunca finansmanı sağlanacak veya sağlanmayacak sağlık hizmetleri ile sağlık hizmeti sunucuları arasındaki sevk zincirinin Sağlık Bakanlığı'nın görüşü alınmak sûretiyle belirlenmesi öngörülmüştür.
Dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile davalı Sağlık Bakanlığının savunmasından, dava konusu düzenleme tesis edilirken bu yasal zorunluluğun yerine getirilmediği ve dava konusu düzenlemenin Sağlık Bakanlığı'nın görüşü alınmadan tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Kanun'un 72. maddesinde öngörülen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu, Sağlık Bakanlığı temsilcisinin iştirakiyle dava konusu uygulamaları belirlemiş ise de, komisyonda Sağlık Bakanlığı temsilcisinin yer almasının, kurumsal olarak Sağlık Bakanlığından görüş alınması ile aynı kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.
Sağlık Bakanlığının görüşünün alınması yasal bir zorunluluk olup, bu zorunluluk yerine getirilmeden hazırlanarak Resmî Gazete'de yayımlanan dava konusu Tebliğ'de bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin, 25/07/2014 tarih ve 29071 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile değişik 2.4.1.B-1 maddesinin 1. fıkrasındaki "...özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan ağız ve diş sağlığına ilişkin tedavileri ... Kurumca ödenmez." ibaresinin ve 2.4.1.B-2 maddesinin 1. fıkrasının İPTALİNE,
2. Dava sonucu itibarıyla iptal ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin, dava konusu düzenlemede Sağlık Bakanlığının görüşü ve dahli bulunmadığı için davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ... TL vekâlet ücretinin dava konusu düzenlemede Sağlık Bakanlığının görüşü ve dahli bulunmadığı için davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan alınarak davacıya verilmesine,
4. Temyiz aşamasında davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen ... TL yargılama giderinin dava konusu düzenlemede Sağlık Bakanlığının görüşü ve dahli bulunmadığı için davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan alınarak davacıya verilmesine, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen ... TL yargılama giderinin ise temyiz istemi reddedildiğinden davalı idare üzerinde bırakılmasına, taraflarca yapılan posta gideri avanslarından varsa artanının karar kesinleştikten sonra istemleri halinde taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyizen başvurulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 29/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
