
Esas No: 2019/1124
Karar No: 2021/2190
Karar Tarihi: 29.04.2021
Danıştay 10. Daire 2019/1124 Esas 2021/2190 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/1124
Karar No : 2021/2190
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN_KONUSU : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından (Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden) emekli aylığı alan davacıya koroner arter hastalığı nedeniyle takılan ilaçlı stent bedelinin ödenmemesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin ve bu işlemin dayanağı olan 29/09/2008 tarih ve 27012 (1. mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2008 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin 20.2.1.b.2.a,b maddesinin stent bedeli yönünden iptali ile 4.290,00 TL tutarındaki stent bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
DAVACININ_İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu hükmün Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen sosyal devlet ilkesi ile sosyal güvenlik kavramının temel ilkelerine aykırılık teşkil ettiği, yıllarca kesinti yapılarak prim tahsil edildiği, bu primlerin kullanıldığı, her türlü sağlık hizmetinden yararlanması ve tedavisinde kullanılan her türlü ilaç, tıbbi malzemelerin ödenmesi gerektiği, dava konusu Tebliğ hükmü ile sağlık bakımından zorunlu olan her türlü ilaç ve tıbbi malzemeler arasında sınıflandırma yapılarak ödenmeyecek veya en ucuz muadili üzerinden ödenecek ilaç veya tıbbi malzeme listesi yapılmasının hukuka uygun olmadığı, sağlık kurulu raporuyla uygun görülen ilaçlı stent uygulamasının resmi sağlık kuruluşlarınca temin edilmesi gerektiği, dava konusu düzenlemenin iptali ile stent bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, koroner arter hastalığında ilaçlı stent uygulamasının tıbben zorunlu bir sağlık hizmeti olmadığı, istisnai bir sağlık hizmeti olması nedeniyle bedelinin ödenmesine hukuki olanak bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda "vekalet ücreti" ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından (Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü) emekli aylığı alan davacıya, koroner arter hastalığı nedeniyle takılan ilaçlı stent bedelinin ödenmemesine ilişkin işlem ile dayanağı olan 29.9.2008 tarih ve 27012 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2008 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 20.2.1.b.2.a,b maddesinin iptali ile 4. 290 TL tutarındaki stent bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 64. maddesinde, davalı kurumca bedeli ödenmeyecek sağlık hizmetleri sayılmak suretiyle belirlenmiş olup maddede sayılanlar dışındaki sağlık hizmetine ilişkin tedavi giderlerinin kurumca karşılanması gerektiği açıktır.
Öte yandan 5510 sayılı Yasanın ve Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanması amacıyla çıkarılan 2008 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 20. ve 24.2.2.6 maddelerine göre koroner arter hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlı veya ilaçsız stentler tıbbi malzeme kapsamında değerlendirilmesine karşın, söz konusu Tebliğde, koroner stentlerin kurumca karşılanacağı yönünde bir düzenleme bulunmaması nedeniyle Kurum, yalnızca stent bedeli hariç, koroner arter hastalığına ilişkin tedavi giderlerini karşılamaktadır.Öte yandan koroner arter hastalığının ilaçlı stent kullanılmak suretiyle tedavi edilmesine ilişkin sağlık hizmetinin, 5510 sayılı Yasanın 64.maddesine göre tıbben sağlık hizmeti olmadığı yönünde Sağlık Bakanlığınca yapılmış bilimsel bir tespit de bulunmamaktadır.
Buna göre, doktor tarafından hastalığın tedavisinde kullanılması uygun görülen ve kullanılması hastanın tercihine bırakılmayan ve hasta tarafından bedeli karşılığında piyasadan temin edilen tıbbi malzemenin bedelinin ödenmeyerek hastanın sağlık hizmetine erişim hakkının engellenmesi veya ağır bir maddi yük altında bırakılması Anayasının sağlıklı yaşam hakkı ve sosyal Devlet ilkesine uygun değildir.
Bu durumda, koroner arter hastalığının tedavisinde ilaç salınımlı stent kullanılmasının sağlık hizmeti olmadığı veya insan sağlığını ve yaşamını olumsuz yönde etkilediğine ilişkin Sağlık Bakanlığınca yapılmış bilimsel bir tespitin bulunmadığı dikkate alındığında, stent bedelinin ödenmemesine ilişkin dava konusu işlemde ve bu işlemin dayanağı 2008 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 20.2.1.b.2.a,b maddesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Nitekim, davalı idare 6.8.2010 günlü, 27664 sayılı Resmi Gazete'de yayımladığı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile 25.3.2010 tarih 27532 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde değişiklik yaparak, ilaçlı stentlerin bedelinin, belirlenen olgularda kullanılması halinde, Kurumca karşılanacağı kuralına yer vermiştir.
Belirtilen nedenlerle, dava konusu uygulama işleminin ve Tebliğin dava konusu edilen maddesinin iptaline, 4. 290 TL tutarındaki stent bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 23/01/2015 tarih ve E:2013/2715, K:2015/247 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 26/10/2015 tarih ve E:2015/4114, K:2015/3780 sayılı kararıyla, esas yönünden onanması, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmının ise bozulması üzerine bozulan kısım hakkında gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından (Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden) emekli aylığı alan davacıya koroner arter hastalığı nedeniyle takılan ilaçlı stent bedelinin ödenmemesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin ve bu işlemin dayanağı olan 29/09/2008 tarih ve 27012 (1. mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2008 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin 20.2.1.b.2.a,b maddesinin stent bedeli yönünden iptali ile 4.290 TL tutarındaki stent bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 23/01/2015 tarih ve E:2013/2715, K:2015/247 sayılı kararıyla; koroner arter hastalığı nedeniyle takılan ilaçlı stent bedelinin ödenmemesine ilişkin işlemin ve bu işlemin dayanağı olan 29/09/2008 tarih ve 27012 (1. mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2008 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 20.2.1.b.2.a,b maddesinin stent bedeli yönünden iptali ile 4.290,00 TL tutarındaki stent bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiş ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Anılan kararın, davalı idare tarafından esas yönünden, davacı tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmı bozulmuştur.
Söz konusu karara karşı davalı idare tarafından yapılan karar düzeltme istemi ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07/02/2018 tarih ve E:2016/5352, K:2018/315 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde ise, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık Ücreti" başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin 4. fıkrasında da idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacı lehine vekalet ücretine hükmedilebilmesi için davacının davasını bir avukat vasıtasıyla açması ve/veyahut davasını bir avukat ile takip etmesi gerekmekte olup; olayda, davanın davacının vekil tayin ettiği avukat tarafından açılarak takip edildiği görüldüğünden; dava konusu işlemin iptali ve tazminat isteminin kabulü ile sonuçlanan davada, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmelidir.
Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince davanın esası hakkında verilen karar kesinleştiğinden; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda "vekalet ücreti" ile sınırlı olarak aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ve kararın verildiği 23/01/2015 tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Danıştayda ilk derecede görülen duruşmasız davalar için belirlenen ... TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
2. Taraflarca yatırılan posta gideri avansından artan kısmın karar kesinleştikten sonra istemleri halinde taraflara iadesine,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
