Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11049
Karar No: 2014/10591

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/11049 Esas 2014/10591 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/11049 E.  ,  2014/10591 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 24/03/2014
    NUMARASI : 2013/84-2014/52

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davacı şirkete zorunlu trafik sigortası ile sigortalı olan aracın dava dışı araca %100 kusurlu olarak çarpması sonucu karşı araç hasar bedeli için ödenen meblağın rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, işleten sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak;davalının İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün 2012/17347 Esas sayılı takip dosyasına haksız itirazının iptaliyle takibin davanın konusuna ve tarafların sıfatına alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,davacı vekilinin her ne kadar icra inkar tazminatı talep mevcut ise de alacağın likit olmadığıanlaşıldığından bu talebin kabule şayan bulunmadığından reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava zorunlu mali sorumluluk sigorta ilişkisinden kaynaklanan rücu davasıdır.
    2918 sayılı KTK"nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
    Dava dilekçesine ekli belgelerden sürücünün 0,73 promil alkollü olduğu ve davacının alkol nedeni ile rücu isteminde bulunduğu kanaatine varılmıştır.
    Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
    Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
    Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK"nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
    O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    Mahkemece, alkolün trafik kazasına etkisi olup olmadığı araştırılmadan karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu durumda mahkemece, taraflar arasında tanzim edilen ZMSS poliçesi getirtildikten sonra, İTÜ veya Karayolları Trafik Fen heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek trafik uzmanı ile nöroloji uzman doktorundan oluşturulacak bilirkişi kurulundan inceleme yaptırılarak, olayın meydana geliş şekli, yol ve hava durumu nazara alınarak trafik kazasının münhasıran alkol etkisi altında olup olmadığı, alkolden başka etkilerinde bulunup bulunmadğı konularında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03.07.2014 gününde sayın Üye E.S.Baydar"ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-

    Somut uyuşmazlıkta davacının ZMSS Sigortacısı, davalının da sigorta ettireni olduğu aracın dava dışı alkollü sürücü yönetiminde iken sebebiyet verdiği kazada karşı araç malikine ödenen 2.537,00 TL"nın ZMSS genel şartlarının 4/d maddesi gereğince davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemi ile dava açılmış,
    Davalı vekili aracın, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümlerine göre kiralandığını, olay tarihi itibariyle işleten sıfatının bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuş,
    Yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,
    Kararın davalı vekilince temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda bir kısım temyiz itirazlarının reddiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Davalı vekilinin işleten sıfatının bulunmadığına ilişkin temyiz itirazının reddine yönelik çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
    Uyuşmazlık taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun hükümlerine göre, sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi tutulmamıştır. Sigorta ilişkisinin doğması için sigortacı ile sigorta ettirenin sözleşmenin
    zorunlu unsurları üzerinde yazılı veya sözlü olarak anlaşmaları yeterlidir. Bütün sözleşmeler gibi sigorta sözleşmeleride iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile oluşur. Sigorta poliçesi taraflar arasında bir sigorta sözleşmesinin bulunduğunu ispata yarar. Poliçenin bulunmadığı hallerde ise 6100 sayılı HMK 200.maddesi hükümlerine göre ticari defterler tarafların beyanları vs. gibi delillerden yararlanılarak sözleşmenin varlığı ispat edilebilir.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1423/1.maddesinde "sigortacı ile acentesinin sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce gerekli inceleme süreside tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildireceği" düzenlenmiş,
    5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11/3 maddesinde "sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması, gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususların yönetmelikte düzenleneceği" öngörülmüş,
    Anılan yasa hükmüne dayanılarak Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan ve 28.10.2007 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde "Sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünün sigortacı tarafından sigorta ettirene ve sigorta sözleşmesine taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirileceği, bilgilendirmenin yazılı yapılmasının esas olduğu, sigortacının asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünün sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlacağı ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam edeceği, sigortacının dürüstlük ilkeleri çerçevesinde davranmak, sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hal ve davranıştan kaçınmak zorunda bulunduğu",
    Yönetmeliğin 7.maddesinde "bilgilendirme yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş, bilgilendirme formu gereği gibi teslim edilmemiş veya bilgiler gerçeğe aykırı düzenlenmiş ise bu hallerden her hangi birinin sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği ve uğradığı zararının tazminini de talep edebileceği",
    Yönetmeliğin 8.maddesinde "bilgilendirme formu içeriğinden akdedilecek sözleşmeye ilişkin genel uyarılar, sözleşme ile verilen teminatlar, sözleşmeye eklenebilecek özel hükümler...vs. bulunacağı"
    Yönetmeliğin 9.maddesinde "bilgilendirme formunun en az iki nüsha düzenlenerek sigortacı tarafından kaşelenip imzalandıktan sonra bir nüshasının sözleşmeye taraf olmak isteyen kişiye imza karşılığı verileceği, imzanın sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olduğu hususunda aksi ispat edilebilir karine teşkil edeceği" öngörülmüştür.
    Somut uyuşmazlığı dönüldüğünde;
    Davacı, ZMSS poliçesinin davalı tarafından düzenlendiğini iddia etmekte,
    Davalı ise, işleten olmadığını savunmaktadır.
    Davalının savunması sigorta poliçesinin inkarınıda içermektedir.
    Sigorta akitlerinin şekle tabi akitlerden olmaması, poliçenin sadece tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren bir ispat aracı olması karşısında poliçenin davalı tarafından düzenlendiği hususunun davacı tarafça 6100 sayılı HMK.200 (mülga 1086 sayılı HUMK.288)vd. maddesi uyarınca kesin delillerle ispatlanması gerekir.
    Dosyaya mübrez tüm poliçe ve nüshaları davacı sigorta şirketince ibraz edilmiş olup, davalının savunmasında belirttiği gibi hiçbir poliçede davalı sigortalının imzası bulunmamaktadır.
    ZMSS poliçesinin, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği konusunda sigortalının imzalarını içeren bilgilendiren formlarıda ibraz edilmiş değildir.
    Bu durumda ispat külfeti kendisine düşen davacı sigorta şirketine ZMSS poliçesinin davalı tarafca düzenlendiğine ilişkin savunmasını ispat zınmında, davalının imzasını içeren poliçe aslını veya poliçenin yönetmelik hükümlerine uygun düzenlendiğine ilişkin davacının imzasını içeren bilgilendirme formunu ibraz etmesi,
    Davalının poliçe akidi olduğuna ilişkin tüm kesin delillerini sunması,
    Gerekirse davacı sigorta şirketi ile poliçeyi düzenleyen acentenin tüm ticari defter ve kayıtlarında poliçenin davalı tarafından düzenlenip düzenlenmediği konusunuda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    Davacının delil listesinde "hertürlü yasal delil"e dayanması nedeniyle davalıya yemin teklifi hakkının hatırlatılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken, bu hususun bozma nedeni yapılmayarak davalının bu yöndeki temyiz itirazlarının reddedilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi