Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/10337
Karar No: 2021/2246
Karar Tarihi: 17.05.2021

Danıştay 10. Daire 2019/10337 Esas 2021/2246 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/10337
Karar No : 2021/2246


DAVACI : …Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : …

2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN_KONUSU : 25/03/2010 tarih ve 27532 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin; 3.2.1., 3.2.2., 3.2.3. maddelerinin, 3.3.1. maddesinin 1. fıkrasının, 3.3.4. maddesinin, 4.2. maddesinin 4. fıkrasının, 4.3. maddesinin son fıkrasının, 3.1.1. maddesinin ilk fıkrasındaki "...doğrudan veya..." ibaresinin, 3.2. maddesinin, 3.2.3. maddesinin 2. fıkrasındaki "Yüzde yetmişbeşlik üst sınırın hesaplanmasında her bir tıbbi malzeme bağımsız olarak değerlendirilir" ibaresinin, 4.2. maddesinin 6., 7. ve 8. fıkralarının, 4.2.1.A maddesinin 2. cümlesi ile 4.2.2.C maddesinin 1. fıkrasının, 4.3. maddesinin 3. fıkrasındaki "ve Kurumca kabul edilmesi" ibaresinin, 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrasının, 4.5.4.F-1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin 2 sayılı düzenlemesinin, 4.5.4.F-2. maddesinin 4. fıkrasının, Ek-9/A'nın, Tanıya Dayalı İşlem Listesi Ek/9'un "7.5. Fizik tedavi ve rehabilitasyon" bölümünün, 6.1.1.A maddesinin 2. fıkrasının, 6.1.1.Ç maddesinin 1. ve 2. fıkralarının, 6.2.5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin, 7.3.1. maddesinin 3. fıkrasının, 7.3.7 maddesinin son fıkrasının, 7.3.12.E maddesinin son fıkrasının, 7.3.12.F maddesinin son fıkrasının, 10.2. maddesinin 1. fıkrasının, Tebliğin (2/A) numaralı ekindeki UH-P kısaltmasına yönelik açıklamanın, Tebliğ eki EK-5/A, EK-5/C, EK-5/E, EK-5/F, EK-6, EK-7, EK-8, EK-9 ve EK-10'un, 6.2.17.A maddesinin 9. fıkrasının, 7.1. maddesinin 10. fıkrasının, 7.3.4. maddenin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin, 8. maddenin 1 ve 2. fıkralarının, Ek-8 Listesinin 2633 sıra no 700.050 kodundaki "Deri Prick Testi"nin açıklama bölümünde Kulak Burun Boğaz uzmanlık dalına yer verilmemek suretiyle yapılan eksik düzenlemenin iptali istenilmiştir.

DAVACININ_İDDİALARI : Dava konusu düzenlemelerin hukuka, hizmet gereklerine aykırı olduğu, kamu yararı amacı taşımadığı, sağlık hakkı ve tedaviye ulaşma hakkı değil, sağlık giderlerinin en aza indirilmesi ve genel sağlık sigortası bütçesinden çıkacak paranın azaltılmasını önleyici düzenlemelere yer verildiği, nitelikli sağlık hizmeti sunmanın sosyal devlet olmanın en temel gereği olarak belirlendiği, bu nedenle idarenin, gerek sağlık hizmetinin sunumuna ilişkin düzenlemelerinde gerekse geri ödemeye ilişkin düzenlemelerde kişilerin hastalıklarının tedavisi için zorunlu ve bilimsel gerekliliklere uygun sağlık hizmeti bedellerini karşılamakla yükümlü olduğu, anılan kriterlere aykırılık teşkil eden dava konusu düzenlemelerin iptalinin gerektiği iddia edilmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMALARI : Dava konusu düzenlemelerin hukuka uygun olduğu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63. maddesinde, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemlerini, türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu, dava konusu Tebliğ hükümlerinin belirtilen kanuni düzenlemelere dayanılarak çıkarıldığı ileri sürülerek yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin dördüncü fıkrası gereği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda dava konusu Tebliğ'in 4.2. maddesinin 8. fıkrası ile 4.3. maddesinin son fıkrasının iptaline, anılan Tebliğ'in 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrası ile 6.1.1.Ç maddesinin 1. fıkrasındaki "bir reçetede en fazla dört kalem ilaç yazılır" ibaresi dışındaki 1. ve 2. fıkraları yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Dava; 25/3/2010 tarih ve 27532 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin; 3.2.1., 3.2.2., 3.2.3. maddelerinin, 3.3.1. maddesinin 1. fıkrasının, 3.3.4. maddesinin, 4.2. maddesinin 4. fıkrasının, 4.3. maddesinin son fıkrasının, 3.1.1. maddesinin ilk fıkrasındaki "...doğrudan veya..." ibaresinin, 3.2. maddesinin, 3.2.3. maddesinin 2. fıkrasındaki "Yüzde yetmişbeşlik üst sınırın hesaplanmasında her bir tıbbi malzeme bağımsız olarak değerlendirilir" ibaresinin, 4.2. maddesinin 6., 7. ve 8. fıkralarının, 4.2.1.A maddesinin 2. cümlesi ile 4.2.2.C maddesinin 1. fıkrasının, 4.3. maddesinin 3. fıkrasındaki "ve Kurumca kabul edilmesi" ibaresinin, 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrasının, 4.5.4.F-1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin 2 no.lu düzenlemesinin, 4.5.4.F-2. maddesinin 4. fıkrasının, Ek-9/A'nın, Tanıya Dayalı İşlem Listesi Ek/9'un "7.5. Fizik tedavi ve rehabilitasyon" bölümünün, 6.1.1.A maddesinin 2. fıkrasının, 6.1.1.Ç maddesinin 1. ve 2. fıkralarının, 6.2.5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin, 7.3.1. maddesinin 3. fıkrasının, 7.3.7 maddesinin son fıkrasının, 7.3.12.E maddesinin son fıkrasının, 7.3.12.F maddesinin son fıkrasının, 10.2. maddesinin 1. fıkrasının, Tebliğin (2/A) numaralı ekindeki UH-P kısaltmasına yönelik açıklamanın, Tebliğ eki EK-5/A, EK-5/C, EK-5/E, EK-5/F, EK-6, EK-7, EK-8, EK-9 ve EK-10'un, 6.2.17.A maddesinin 9. fıkrasının, 7.1. maddesinin 10. fıkrasının, 7.3.4. maddenin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin, 8. maddenin 1 ve 2. fıkralarının, Ek-8 Listesinin 2633 sıra no 700.050 kodundaki "Deri Prick Testi"nin açıklama bölümünde Kulak Burun Boğaz uzmanlık dalına yer verilmemek suretiyle yapılan eksik düzenlemenin iptali istemiyle, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı tarafından açılmıştır.
24/3/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin 6.4 maddesi ile 25.3.2010 tarih ve 27532 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği yürürlükten kaldırılmış olup; iptal davasına konu işlemlerin tesis edildikleri tarihteki durumları itibariyle hukuksal değerlendirmeye tabi tutulacakları, İdare Hukukunun ve İdari Yargılama Usulünün bilinen ilkelerinden olmakla birlikte, dava aşamasında iken idari işlemin usulüne uygun olarak geri alındığı veya yürürlükten kaldırıldığı durumlarda, iptal hükmüne konu olabilecek idari işlemin varlığından söz etmek olanaklı değilse de, özellikle belli süreyle de olsa uygulama işlemlerine dayanak alınan düzenleyici işlemler yönünden hukuka uygunluk denetiminin yapılması, iptal davasının “Hukuk Düzeni”nin korunması yolundaki gerçek amacına uygun olandır.
Ancak, dava konusu düzenlemenin yürürlükten kaldırılması, davacının gerçek kişi olmayıp tüzel kişi olması, davanın Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı üyesi adına açılmaması ve bu karara bağlı olarak tesis edilen herhangi bir bireysel işlemin dava konusu edilmemesi karşısında, dava konusu idari işlemin yürürlükte bulunduğu süre içinde davacı yönünden gerçekleşmiş bir menfaat ihlalinden söz edilemeyeceği, davacı meslek örgütünün üyelerinin bu madde uyarınca menfaatlerinin ihlaline yol açan bir bireysel işlemin tesisi halinde, ilgilinin bireysel işlemi ile birlikte iş bu dava konusunu oluşturan düzenlemenin iptalini isteyebileceği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince; Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 16/03/2016 tarih ve E:2013/2596, K:2016/1781 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/10/2017 tarih ve E:2016/5232, K:2017/3078 sayılı kararıyla kısmen onanıp kısmen bozulması üzerine, bozulan kısımlar hakkında tetkik hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, 25/03/2010 tarih ve 27532 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin; 3.2.1., 3.2.2., 3.2.3. maddelerinin, 3.3.1. maddesinin 1. fıkrasının, 3.3.4. maddesinin, 4.2. maddesinin 4. fıkrasının, 4.3. maddesinin son fıkrasının, 3.1.1. maddesinin ilk fıkrasındaki "...doğrudan veya..." ibaresinin, 3.2. maddesinin, 3.2.3. maddesinin 2. fıkrasındaki "Yüzde yetmişbeşlik üst sınırın hesaplanmasında her bir tıbbi malzeme bağımsız olarak değerlendirilir" ibaresinin, 4.2. maddesinin 6., 7. ve 8. fıkralarının, 4.2.1.A maddesinin 2. cümlesi ile 4.2.2.C maddesinin 1. fıkrasının, 4.3. maddesinin 3. fıkrasındaki "ve Kurumca kabul edilmesi" ibaresinin, 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrasının, 4.5.4.F-1. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin 2 sayılı düzenlemesinin, 4.5.4.F-2. maddesinin 4. fıkrasının, Ek-9/A'nın, Tanıya Dayalı İşlem Listesi Ek/9'un "7.5. Fizik tedavi ve rehabilitasyon" bölümünün, 6.1.1.A maddesinin 2. fıkrasının, 6.1.1.Ç maddesinin 1. ve 2. fıkralarının, 6.2.5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin, 7.3.1. maddesinin 3. fıkrasının, 7.3.7 maddesinin son fıkrasının, 7.3.12.E maddesinin son fıkrasının, 7.3.12.F maddesinin son fıkrasının, 10.2. maddesinin 1. fıkrasının, Tebliğin (2/A) numaralı ekindeki UH-P kısaltmasına yönelik açıklamanın, Tebliğ eki EK-5/A, EK-5/C, EK-5/E, EK-5/F, EK-6, EK-7, EK-8, EK-9 ve EK-10'un, 6.2.17.A maddesinin 9. fıkrasının, 7.1. maddesinin 10. fıkrasının, 7.3.4. maddenin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin, 8. maddenin 1 ve 2. fıkralarının, Ek-8 Listesinin 2633 sıra no 700.050 kodundaki "Deri Prick Testi"nin açıklama bölümünde Kulak Burun Boğaz uzmanlık dalına yer verilmemek suretiyle yapılan eksik düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 16/03/2016 tarih ve E:2013/2596, K:2016/1781 sayılı kararı ile; dava konusu Tebliğin, 3.2.1 maddesinde yer alan "aile hekimliği" ibaresinin, 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrasının, Tebliğ eki Tanıya Dayalı İşlem Listesi Ek/9'un ve "7.5. Fizik tedavi ve rehabilitasyon" başlıklı bölümünün, Tebliğin 6.1.1.Ç maddesinin 1. ve 2. fıkralarının, 7.1 maddesinin 10. fıkrası ile 7.3.7. maddesinin son fıkrasındaki ''...veya ilgililerin kusuru olmaksızın...'' ibaresinin, Tebliğ eki EK-5/C listesinin 267. ve 268. sıralarında yer alan analog işitme cihazı için 210 TL ve dijital işitme cihazı için 420 TL ödeme yapılmasına ve aynı listede ''Özellikli Motorsuz Tekerlekli Sandalye'' için 550 TL., ''Akülü Tekerlekli Sandalye'' için 2.200 TL., ''Tekerlekli Sandalye Oturma Adaptasyonu'' için 80 TL., ''Standing Table (Ayakta Dik Konumlandırma Cihazı)" için 600 TL. ve ''Parapodium Cihazı (Ayakta Dik Pozisyonlama Cihazı)'' için 3.000 TL ödeme yapılmasına ilişkin sınırlamanın, Tebliğ eki "EK-5/A Fiyatlandırılmış Tıbbi Sarf Malzemeleri Listesi"nin her bir kan şekeri ölçüm çubuğu için 0.55 TL ödeneceğine ilişkin 437. sırasının, Ek-8 Listesinin 2633 sıra no 700.050 kodundaki "Deri Prick Testi"nin açıklama bölümünde Kulak Burun Boğaz uzmanlık dalına yer verilmemek suretiyle yapılan eksik düzenlemenin iptaline, geriye kalan kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Tarafların anılan kararın aleyhlerine olan kısımlarını temyiz etmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/10/2017 tarih ve E:2016/5232, K:2017/3078 sayılı kararı ile; Daire kararının dava konusu Tebliğin 4.2. maddesinin 8. fıkrası ile 4.3. maddesinin son fıkrası yönünden davanın reddine ilişkin kısmı ile Tebliğin 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrası ile 6.1.1.Ç maddesinin 1. fıkrasındaki "bir reçetede en fazla dört kalem ilaç yazılır" ibaresi dışındaki 1. ve 2. fıkralarının iptaline ilişkin kısımlarının bozulmasına, diğer kısımlarının onanmasına karar verilmiştir.
Anılan karara karşı yapılan davalı idarelerin karar düzeltme istemleri de, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/05/2019 tarih ve E:2018/907, K:2019/2673 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında da idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu durumda, 25/03/2010 tarih ve 27532 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin 4.2. maddesinin 8. fıkrası, 4.3. maddesinin son fıkrası, 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrası ile 6.1.1.Ç maddesinin 1. fıkrasındaki "bir reçetede en fazla dört kalem ilaç yazılır" ibaresi dışındaki 1. ve 2. fıkraları yönünden Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu Tebliğin 4.2. maddesinin 8. fıkrası yönünden;
Dava konusu Tebliğin 4.2. maddesinin 8. fıkrasında; "Altıncı ve yedinci fıkralarda belirtilen işyeri hekimleri veya birden fazla işyerine hizmet veren ortak sağlık birimleri ile kurum hekimlerinin, yetkilendirildikleri kişiler haricindeki kişilere reçete düzenlemeleri halinde kurumca ödenen reçete bedelleri bu reçeteyi düzenleyenlerden tahsil edilir." düzenlemesi yer almaktadır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun uyarınca hekimin muayene ettiği hastaya uygun gördüğü tedaviyi düzenleme ve reçete yazma yetkisi bulunmaktadır. İşyeri ve kurum hekimlerinin yetkilendirildikleri kişiler haricindeki kişilere reçete düzenlemeleri halinde ise Kurumca ödenen reçete bedellerinin reçeteyi düzenleyen hekimden tahsil edilmesine yönelik düzenlemenin yasal dayanağı bulunmadığından böyle bir konunun Tebliğ hükmü ise düzenlenmesi hukuken mümkün değildir.
Bu durumda, anılan düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu Tebliğin 4.3. maddesinin son fıkrası yönünden;
Dava konusu Tebliğin 4.3. maddesinin son fıkrasında; "Sözleşmesiz sağlık kurum veya kuruluşları tarafından, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişilere acil hallerde sundukları sağlık hizmetleri SUT eki Ek-9 Listesinde yer alması durumunda 'tanıya dayalı işlem üzerinden ödeme yöntemi' ile yer almıyorsa 'hizmet başına ödeme yöntemi' esas alınrak kişilere fatura edilir. Kurumca yapılacak inceleme sonrasında belirlenen tutarlar, fatura karşılığı kişilere ödenir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan düzenleme, sağlık yardımından yararlanan kişilere acil tıbbi müdahale yapılmasını zorunlu kılan, ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri durumlar nedeniyle Kurum ile sözleşmesiz olan sağlık kurum ve kuruluşları tarafından verilen sağlık hizmetleri dolayısıyla oluşan tedavi giderlerinin geri ödenmesine yöneliktir. Buna göre sağlık yardımından yararlanan kişi, Tebliğ'de belirtilen acil hallerde Kurumla sözleşmesi bulunmayan sağlık kurum veya kuruluşuna başvurduğunda, verilen sağlık hizmetleri dolayısıyla oluşan giderleri önce kendisi karşılayacak, ödediği bu tutarın, verilen hizmetlerin Tebliğ eki Tanıya Dayalı İşlem Listesi'nde (EK-9) yer alması durumunda, öncelikle bu liste fiyatlarından geri ödemesi yapılacaktır.
Acil sağlık hizmetleri, normal sağlık hizmetlerinden farklı olarak, ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri beklenmeyen durumlarda oluşan sağlık sorunlarında, sakatlık ya da ölümden korunulması amacıyla, hastanın görevli sağlık personeli tarafından tıbbi araç ve gereç desteği ile değerlendirilmesi, tanısının konulması, tıbbi müdahale ve tedavisinin yapılması hizmetlerini ifade etmektedir. Yaşanacak en küçük gecikmenin bile telafisi olmayan sakatlıklarla, hatta ölümle sonuçlanması ihtimali "etkin ve zamanında yapılan tıbbi müdahale"yi acil sağlık hizmetinin en temel unsuru haline getirmektedir.
Dolayısıyla, sağlık hizmetlerinde, belli tedavilerde paket işlem fiyat uygulamasına gidilebilmesi mümkün ise de, Tebliğ'de öngörülen paket fiyata ilişkin belirlemenin nasıl ve ne şekilde oluşturulduğu, bu belirlemeler yapılırken hangi ölçütlerin esas alındığı davalı idarece açıklanamadığından, paket işlem fiyat uygulaması şeklindeki bu modelin, acil durumlarda verilen ve kişinin hayati ve sağlık bütünlüğü açısından ivedilikle uygulanması zorunlu olan sağlık hizmetini kısıtlayabileceği ve verilen tedavinin engellenmesi veya gecikmesine yol açabileceği ihtimali karşısında, acil sağlık hizmetleri yönünden uygulanmasında hukuka ve kamu yararına uyarlık görülmemiştir.
Dava konusu Tebliğin 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrası yönünden;
Dava konusu Tebliğin 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrasında; "Kurumca sağlık yardımları karşılanmayan kişilere, organ veya doku vericisi durumunda olan kapsam bölümünde yer alan kişilerin işlemlerine ait bedeller karşılanmaz." düzenlemesi yer almaktadır.
5510 sayılı Kanun'un 63. maddesinde; genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlıklı kalmalarını, hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını temin etmek amacıyla verilen sağlık hizmetlerinin Kurumca finansmanının sağlanacağı belirtilmekte olup, organ vericisi durumundaki kişilerin bu kapsamda değerlendirilmesine olanak bulunmadığı gibi Tebliğ bakımından idarelerin kapsam dışındaki kişilerin tedavilerine ilişkin giderleri ödemekle de yükümlü tutulamayacağı, bu nedenle düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu Tebliğin 6.1.1.Ç maddesinin 1. ve 2. fıkraları yönünden;
Anılan Tebliğin "Reçetelere Yazılabilecek İlaç Miktarı" başlıklı 6.1.1.Ç maddesinin 1. ve 2. fıkralarında; "(1) Ayaktan yapılan tedavilerde, SUT’un 6.1.2 numaralı maddesinde belirtilen durumlar dışında, bir reçetede en fazla dört kalem ilaç yazılır ve her kalem ilaçtan bir kutunun (ilaçların parenteral formları ile SUT’un 6.1.4 numaralı maddesinde belirtilen durumlar hariç) bedeli ödenir. Parenteral formlar ile majistrallerin reçeteye yazılması durumunda en fazla 10 günlük tedavi bedeli ödenir. Reçetede mutlak surette günlük kullanım dozu belirtilecektir. Majistraller en fazla 10 günlük tedavi dozunda reçetelendirilebilecek olup, bu durum ve tedavi amaçlı olduğu hekim tarafından reçete üzerinde belirtilecektir.
(2) Tetrasiklinler (doksisiklin ve tetrasiklin), amfenikoller (kloramfenikol ve tiamfenikol), ampisilin (kombine preparatlar hariç), amoksisilin (kombine preparatlar hariç), fenoksimetilpenisilin, eritromisin, klindamisin, sülfonamid ve trimetoprim kombinasyonlarını içeren klasik antibiyotikler 10 güne kadar tedaviyi sağlayacak miktarda reçete edilebilir." düzenlemeleri yer almıştır.
Düzenlemenin 1. fıkrasında yer alan ayakta tedavilerde bir reçetede en fazla dört kalem ilaç yazılacağı yoluna getirilen kuralda hukuka uygunluk bulunmamakta ise de; maddenin 1. ve 2. fıkralarındaki ilaçların özel kullanımlar dışında ayakta yapılan tedavilerde 10 günlük tedavi dozunda reçetelendirilebileceğine ilişkin getirilen sınırlama, tasarruf amaçlı, ilaç, para ve kaynak israfı ile gereksiz ilaç kullanımını önleyici bir niteliktedir. Söz konusu sınırlama doktorların tam tedavi yetkilerini belirlemeye yönelik olmayıp, hastanın doğru tanıyla, doğru tedaviyi almasını, gereksiz yere ilaç kullanımının önlenmesini amaçlaması ve tedavinin sürdürülmesi gerektiğinde ilaçların tekrar reçete edilmesine engel bir durum bulunmaması karşısında, tedavi dozuna getirilen sınırlandırmanın, tanıyı koyan ve hastalığın tedavisini belirleme hak ve yetkisine sahip olan hekimin bu hak ve yetkisinin kullanılmasına müdahale niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 25/03/2010 tarih ve 27532 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin 4.2. maddesinin 8. fıkrası ile 4.3. maddesinin son fıkrasının oybirliğiyle İPTALİNE,
2. Dava konusu Tebliğ'in 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrası yönünden oyçokluğuyla, 6.1.1.Ç maddesinin 1. fıkrasındaki "bir reçetede en fazla dört kalem ilaç yazılır" ibaresi dışındaki 1. ve 2. fıkraları yönünden ise oybirliğiyle DAVANIN REDDİNE,
3. Dava sonucu itibarıyla kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlandığından, yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4. Davanın kısmen kabul, kısmen retle sonuçlanan ve onanarak kesinleşen kısmı için ilk kararda taraflar lehine vekalet ücreti takdir edildiğinden bu konuda yeniden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5. Posta gideri avansından artan tutar varsa kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 17/05/2021 tarihinde karar verildi.


(X) KARŞI OY:

Dava konusu Tebliğin 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrasında; "Kurumca sağlık yardımları karşılanmayan kişilere, organ veya doku vericisi durumunda olan kapsam bölümünde yer alan kişilerin işlemlerine ait bedeller karşılanmaz." kuralına yer verilmiştir.
Anılan düzenleme organ veya doku naklinde, verici durumunda bulunan kimselerin bu işlemle ilgili tedavi giderlerinin, alıcının sigortalı olmaması halinde tedavi giderlerinin karşılanmaması sonucu doğurabilecek nitelikte olduğundan, sosyal güvenlik hakkını herhangi bir yasa hükmüne dayanmadan sınırlandırması nedeniyle hukuka aykırı bulunmaktadır.
Zira, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda, sigortalı kişiyle ilgili hastanede yapılan operasyon ve tedavi giderlerinin bütününün sigorta kapsamı içinde olduğu kabul edilmiş, organ ve doku vericisi durumundaki ilgililerle ilgili herhangi bir sınırlandırmaya yer verilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Tebliğin 4.5.2.A maddesinin 2. fıkrasının iptaline karar verilmesi oyuyla anılan hüküm bakımından çoğunluk kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi