Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/2309
Karar No: 2021/2311
Karar Tarihi: 17.05.2021

Danıştay 10. Daire 2016/2309 Esas 2021/2311 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2309
Karar No : 2021/2311

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rusya uyruklu olan davacı tarafından, hakkında verilen yurda giriş yasağı kararının kaldırılması istemiyle yapılan 25/03/2015 tarihli başvurunun zımmen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkındaki istihbarat birimlerinin raporları ile G-87 tahdit kodu bir arada değerlendirildiğinde; hükümranlık yetkisi dahilinde tesis olunduğu anlaşılan dava konusu işlemde ulusal ve uluslararası metinlere aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkili hakkında Türkiye'de bulunduğu sırada konulan giriş yasağının 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na aykırı olduğu, ayrıca seyahat hürriyetinin sadece vatandaşlara tanınan bir hak olmadığı, Anayasa'nın seyahat hürriyetini vatandaş-yabancı ayrımı olmaksızın güvence altına aldığı, öte yandan müvekkili hakkında herhangi bir ceza soruşturması veya ceza kovuşturması bulunmadığı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, G-87 tahdit kaydının (Genel Güvenlik) Türkiye'yi çatışma bölgelerine geçiş yapmak için kullanan yabancıların ülkemize giriş yapmalarını ve ülkemizi güzergah olarak kullanmalarını önlemek amacıyla konulan bir tahdit kodu olduğu belirtilerek, davacının Suriye'deki çatışma bölgeleriyle bağlantılı faaliyetlerinin bulunduğunun tespit edildiği, hakkındaki tahdit kaydının da ülkemizi çatışma bölgelerine geçişte güzergah olarak kullanması ve bundan dolayı kamu düzeni ve güvenliği açısından ciddi tehdit oluşturması nedeniyle konulduğu, ayrıca Türkiye dışında bulunan yabancılara yönelik olarak da yurda giriş yasağı kararı alınabileceği belirtilerek davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Rusya uyruklu olan davacının 10/12/2013 tarihinde Atatürk Havalimanı'ndan Türkiye'ye giriş yaptığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce 09/01/2015 tarihinde Yurda giriş yasağı kararı alındığı, daha sonra davacı vekili tarafından 25/03/2015 tarihli dilekçe ile müvekkili hakkındaki yurda giriş yasağının kaldırılması istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun zımmen reddi üzerine anılan zımmen ret işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 9. maddesi, 1. fıkrasında, "Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir."hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı vekili tarafından müvekkili hakkında Türkiye'de bulunduğu sırada konulan giriş yasağının 6458 sayılı Kanun'a aykırı olduğu ileri sürülmekle birlikte; her ne kadar işlem tarihindeki haliyle 6458 sayılı Kanun'un 9. maddesi, 1. fıkrasında, "Türkiye dışında olup da" ibaresi yer almakta ise de, bu ibare nedeniyle anılan hükmün kamu düzeni ve kamu güvenliği bakımından sakınca oluşturan kişiler yönünden ülke içinde bulunmaları halinde uygulanamayacağından söz etmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla ülke güvenliği açısından mahsurlu olanlar için söz konusu maddenin uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan yukarıda aktarılan Kanun hükmü uyarınca kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişlerinin yasaklanması konusunda idareye geniş takdir yetkisi tanındığı açıktır. Bu haliyle, idareye tanınan takdir yetkisi, yabancılar hukuku açısından dikkate alındığında, devletin hükümranlık haklarının doğal sonucu olup; kamu düzeninin korunması amaçlanmaktadır. Ancak yurda giriş yasağı işlemi tesis edilirken, idarece, hakkında yurda giriş yasağı kararı alınacak kişi yönünden bu yasağın uygulanmasını gerektirecek sebeplerin varlığının yeterli ve ciddi bilgiler ile ortaya konulması gerektiği kuşkusuzdur.
Uyuşmazlıkta; davacı hakkında tesis edilen yurda giriş yasağı kararı alınmasına dayanak Emniyet Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısında, Rusya Federasyonu INTERPOL biriminden alınan difüzyon mesajında, davacının radikal görüşlerin etkisi altında olduğu ve Suriye'de savaşmak amacıyla ülkesini terk ettiğinin bildirildiği, davacı hakkında yapılan tahkikatta ise, davacının 06/11/2014 tarihi itibariyle INTERPOL ve ASF veri tabanında ve tahdit kayıtlarında tanınmadığı, ülkemize 10/12/2013 tarihinde giriş yaptığı ve 06/11/2014 tarihi itibariyle yasal çıkış kaydının bulunmadığının belirtildiği; davacı hakkında yurda giriş yasağı kararı alınmasına ilişkin "Yabancı uyruklu şahıslar" konulu, … sayılı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün … tarihli işlemi incelendiğinde ise, uluslararası terörist faaliyetlerinin tespit ve deşifresi amacıyla sürdürülen çalışmalar kapsamında, çatışma bölgeleriyle bağlantılı faaliyet gösterdiğine ilişkin bilgiler intikal eden işlem ekinde isimleri bulunan davacının da aralarında bulunduğu yabancılar hakkında yurda giriş yasağı kararı alındığı görülmekle birlikte; davacıya isnat edilen suçlamalara yönelik olarak somut herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, yine davacı hakkında kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı olduğu hususuna ilişkin olarak da herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, davacıya yönelik ceza soruşturması veya kovuşturması olduğuna ilişkin de dava dosyası içerisinde herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının yurda girişinin yasaklanması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 16/12/2020 tarih ve Başvuru Numarası:2018/6143 sayılı kararında;
"...52. Temel hak ve özgürlüklerin korunması millî güvenlik alanında yapılan faaliyetlerin de keyfîliğe ve kötüye kullanmaya karşı denetlenmesini elzem kılar. Hakkında millî güvenlik hususlarına dayanan bir tedbir uygulanan kişilerin keyfîliğe karşı tüm güvencelerden yararlanması gerekir. Söz konusu tedbirin hukuka uygunluğunu denetlemek ve olası keyfîlik ve kötüye kullanmayı engellemek bakımından yargısal makamların görevi her somut olayın koşullarına göre müdahaleyi haklı göstermek için öne sürülen gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını incelemektir.
53. Millî güvenliğin korunması için yürütülen istihbarat faaliyetlerinde elde edilen bilgi ve belgelerin gizliliğinin korunmasının önemi tartışmasızdır. Bu nedenle bir yabancının özellikle terörist faaliyetlerle ilgili olarak ve millî güvenliğin korunması amacıyla sınır dışı edilmesinde veya ülkeye girişinin yasaklanmasında kamu makamlarından kişiyle ilgili ceza yargılaması yürütülmesi veya mahkûmiyet kararı bulunması yahut elde edilen gizli nitelikte tüm bilgi ve belgeleri yargı mercilerine sunmaları gibi yüksek bir ispat standardı yükümlülüğü beklenemez. Ancak kamu makamlarının soyut şekilde kişinin millî güvenlik bakımından tehlike oluşturduğunu ileri sürmeleri de yeterli değildir. Kamu makamlarının mutlaka somut olayın koşulları içinde kişinin millî güvenliği tehlikeye atacak nitelikteki faaliyetlerde bulunduğuna dair yeterli ve ciddi bilgileri yargı mercilerine sunması gerekir.
54. Ayrıca derece mahkemelerince bu yönden yapılan denetimin de sırf şeklî bir inceleme olması durumunda anayasal hak ve özgürlüklerin fiilen somut ve etkili biçimde korunduğundan söz etmek mümkün olmayacaktır. Yargı makamlarının temel hak ve özgürlüklerin keyfîliğe karşı gerçekten ve etkili şekilde korunmasını sağlama görevleri gereği kamu makamlarınca müdahale ile ilgili olarak ileri sürülen sebepleri inceleyerek konuyla ilgili beyanların neden kabul edildiği veya reddedildiğine dair gerekçelerini kararlarında göstermeleri zorunludur..." ilkeleri ortaya koyulduktan sonra;
"... 56. Yurda giriş yasağı işlemine ilişkin yargılama sürecinde davalı idarenin soyut şekilde istihbari bilgiler doğrultusunda işlem tesis edildiği şeklinde savunma yaptığı, derece mahkemesi tarafından da aynı gerekçe esas alınarak davanın reddedildiği görülmektedir. Başvurucunun çatışma bölgeleriyle bağlantılı olabileceğine ilişkin değerlendirmenin yalnızca Atatürk Havalimanı'nda yapılan mülakatta oluşan kanaate dayalı olduğu, bu değerlendirmenin somut bilgi, olgu ve belgelere dayanmadığı anlaşılmıştır. Yargılama sürecinde başvurucu tarafından sürekli olarak hangi gerekçelerle kamu güvenliğini tehlikeye attığının belirsiz olduğunun ifade edilerek yurda giriş yasağı işleminin iptalinin talep edilmesine karşın İdare Mahkemesi kararında idarenin soyut şekilde ileri sürdüğü millî güvenlik argümanının olduğu gibi kabul edilerek sadece şeklî bir denetim yapılmak suretiyle davanın reddedilmiş olduğu görülmektedir. İdare Mahkemesi kararında, yurda giriş yasağı kararı alınmasına neden olan isnatlar, bunlar üzerine yapılmış olan işlemler ile safahatlarına ilişkin hiçbir ayrıntıya yer verilmediği ve kamu düzeni ve güvenliği açısından nasıl ve ne derecede bir tehdit oluşturduğuna dair bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır..." değerlendirmesine yer verilmiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi