9. Hukuk Dairesi 2020/2496 E. , 2021/3608 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalı ... Proje Yönetim Dan. ve İnş A.Ş vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı ... Proje Yönetim Dan. ve İnş. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... Proje Şirketi vekilinin istinaf talebinin kısmen KABULÜNE, 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1,b-2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı ve davalı ... Proje Yönetim Dan. ve İnş. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının ve davalı ... Proje Yönetim Dan. ve İnş. A.Ş.’nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında asıl işverenler yönünden işyeri devri olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
“İşyerinin veya bir bölümünün devri” başlıklı 6. maddesinde;
“İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır...” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı işçi 24.11.2012 tarihinden itibaren davalı asıl işverene ait "Sitaş Sultanbeyli Aydos Sitelerindeki" konut inşaatında davalı alt işveren kayıtlarında ekipbaşı demirci ustası olarak çalışmaya başladığını, bu çalışmasının iş sözleşmesinin davalı alt işveren tarafından feshedildiği 29.02.2016 tarihine kadar kesintisiz devam ettiğini ileri sürmüştür. Davalı ... Proje Yönetim Dan. ve İnş. A.Ş. ise 08.01.2016 tarihinden önceki dönem için sorumluluklarının bulunmadığını savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davacının davalılar nezdinde geçmiş tüm hizmet süresi bir bütün olarak değerlendirilmiş ve davalıların davacının işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varıldığı belirtilmiş iken istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda “... davacının aynı inşaat projesinde 24/11/2012 tarihinden itibaren bağlı bulunduğu alt işveren İrfan Erte / (Şirketleşme ile) İrfan Erte Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti sigortalısı olarak çalışmasını sürdürmüş ise de işbu davalı alt yüklenici şirketin işini yaptığı asıl işveren şirketlerin değişmiş olduğu, üst yüklenici asıl işveren olarak davalı ... Proje Şirketinin projeye dahlinin kaba yapı işleri alt yüklenici sözleşmesinin imzalanması sonrası 08/01/2016 tarihinden itibaren olduğu, Yargıtay 9. HD"sinin 2009/32288 esas 2010/10145 karar, 2012/4365-4634 esaskarar sayılı vs. birçok ilamında belirtildiği üzere işçi asıl işveren ilişkisi başlamadan önce de alt işveren işçisi olarak, alt işverenin kendi işinde veya alt işverenin üstlendiği farklı bir asıl işverende çalışmış ve işçinin iş sözleşmesi sonra kurulan asıl alt işveren ilişkisi sırasında veya bitiminde sonlanmış ise, alt işveren tüm süre üzerinden işçilik alacaklardan sorumlu iken, asıl işveren sadece kendi dönemindeki süre ve ücret üzerinden alt işverenle birlikte sorumlu olacağı” gerekçesiyle davalı ... Proje Yönetim Dan. ve İnş. A.Ş.’nin sorumluluğu 08.01.2016 – 29.02.2016 tarihleri arası ile sınırlı tutulmuştur.
Dosya içeriğinden, davacı işçinin davaya konu çalışma dönemi yönünden aynı alt işveren nezdinde ancak değişen asıl işverenler nezdinde aynı işyerinde kesintisiz çalıştığı anlaşılmaktadır. Buna göre; asıl işverenler arasında işyeri devri olduğu anlaşılmakla 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken, davacı işçi aynı alt işveren nezdinde ve değişen asıl işverenlere bağlı olarak çalışmış olup Bölge Adliye Mahkemesinin kararının gerekçesinde yer verdiği Dairemiz uygulamasının somut olayda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Davalı ... Proje Yönetim Dan. ve İnş. A.Ş.’nin davacının davaya konu çalıştığı tüm dönemle ilgili olarak müştereken-müteselsilen sorumlu tutulması gerekmekte olup bu husus bozma nedenidir.
3-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Gerekçe - hüküm çelişkisi, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince kararın hüküm kısmında “Hesap edilen Brüt 2.461,73 TL genel tatil ücreti alacağından %30 indirim yapıldığında kalan Brüt 1.723,21 TL genel tatil ücreti alacağının 500,00 TL’sinin 13/04/2016 dava tarihinden itibaren bakiyesinin ise 18/05/2017 arttırım tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE” karar verildiği belirtilmiş olup kararın gerekçesinde ise “Davalı ... Proje dönemine ubgt günü rastlamadığından genel tatil ücretinin tamamından Yerel Mahkeme kararında gösterilen miktar ile davalı İrfan Erte (Şirketleşme ile) İrfan Erte Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti"nin tek başına sorumlu olacağı” belirtilmekle gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki açık olduğundan kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
4-Taraflar arasında davacının fazla mesai ücreti alacaklarının hesaplanmasında hafta tatili günlerindeki çalışmalarının dahil edilip edilmeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla mesai alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla mesainin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışma ve genel tatil çalışmasının bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla mesai çalışmasının yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir.
Somut olayda; hükme esas bilirkişi raporunda, haftanın 7 nci günü için ayrıca hafta tatili ücreti talep edildiğinden 7,5 saati aşan çalışmanın fazla çalışma sayılacağı belirtilerek 2,5 saat çalışma süresine eklenerek haftalık fazla çalışma süresi hesaplanmıştır. Oysa ki, hafta tatilindeki çalışma süresi ara dinlenme hariç 9 saat olup 7,5 saati aşan 1,5 saatin haftalık çalışma süresine eklenip fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanması gerekirken 2,5 saat olarak eklenmesi hatalı olup diğer bir bozma nedenidir.
5-Kabule göre de; indirim dışında reddedilen miktarların bulunması nedeniyle davalı ... Proje Yönetim Dan. ve İnş. A.Ş. yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.02.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.