Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2000/6636
Karar No: 2002/2278
Karar Tarihi: 06.06.2002

Danıştay 7. Daire 2000/6636 Esas 2002/2278 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğü, feshedilmiş bir şirketin tasfiyesi sırasında kesilen cezaların tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması için temyiz isteminde bulunuyor. Ancak Danıştay Yedinci Dairesi, feshedilen şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesiyle birlikte cezaların tesis edilemeyeceğine ve ödeme emirlerinin herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağına karar veriyor. Bu nedenle, mahkeme kararının bozulmasına karar veriliyor.
Kanun maddeleri:
- İptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
- Ehliyetsiz kişi tarafından açılan davalarda, reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
- İdari işlemin hukuk düzeninden kaldırılmasında, iptali istenilen idari işlemle, meşru, güncel ve doğrudan bir menfaatinin ihlal edilmiş bulunmasını gerektiren bir ehliyet şartı vardır.
- Türk

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/6636
Karar No: 2002/2278

Temyiz İsteminde Bulunan: Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ... İnşaat ve Mühendislik Ticaret Limited Şirketi adına Tasfiye Memuru ...
İstemin Özeti : Feshedilmiş ... İnşaat ve Mühendislik Ticaret Limited Şirketinin tasfiyeye girdiği 6.12.1994 tarihi ile tasfiyesinin sonuçlandığı 28.2.1996 tarihi arasında geçen dönemlere ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinin süresinden sonra verilmesi nedeniyle Şirketin feshedilmesinden sonra kesilen usulsüzlük cezalarının tahsili amacıyla Şirket adına düzenlenip, tasfiye memuruna tebliğ edilen ödeme emrini; Şirket tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonra, Şirket adına ceza ihbarnamesi ve ihbarnamenin içerdiği cezanın tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve E:...; K:... sayılı kararının; kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi ...'nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesi işin gereği görüşüldü:
İptal davaları; öğreti ve uygulamada, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; 2577 sayılı Kanununun 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
İdari Yargılama Hukukunda, ehliyet, kişinin medeni hakları kullanabilme yeteneği yanında, idari dava açmakta menfaatinin olmasını, diğer bir anlatımla, iptali istenilen idari işlemle, meşru, güncel ve doğrudan bir menfaatinin ihlal edilmiş bulunmasını da ifade etmektedir. Bu bakımdan; idari işlemin hukuk düzeninden kaldırılmasında, açıklanan nitelikte menfaati bulunmayan kişinin idari dava açma ehliyetinden de söz edilemez.
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketin 6.12.1994 tarihinde tasfiyeye girdiği ve tasfiye işlemleri tamamlanarak 28.2.1996 tarihinde feshedildiği; tasfiye dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinin tasfiye memurunca yasal süresinden sonra verilmesi nedeniyle de, tasfiyenin sonuçlanıp Şirketin feshedilmesinin ardından, Şirket adına özel usulsüzlük cezası kesildiği, ilanen tebliğ edilerek kesinleştirilen alacağın tahsili amacıyla, Şirket adına düzenlenen ödeme emrinin Şirketin tasfiye dönemindeki tasfiye memuru olan ...'na tebliğ olunduğu; davanın da, bu kişi tarafından tasfiye memuru sıfatıyla münfesih şirketi temsilen açıldığı anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, şirketlerin tüzel kişilikleri, ticaret sicilinden silinmeleriyle sona erer. Olayda, adına ceza kesme işlemi tesis edilen şirketin tüzel kişiliği de, yukarıda belirtildiği üzere, ticaret sicilinden silindiği 28.2.1996 tarihinde sona ermiş bulunmaktadır. Bu tarihten sonra, adı geçen Şirketin haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsili hukuken olanaklı değildir. Bunun sonucu olarak, tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, olmayan şirket adına tarh ve ceza kesme işlemleri tesis edilemez; tesis edilen işlemler de, herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan; başka deyişle, hukuk düzeninde varlık kazanmayan işlemlerin ise, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesi söz konusu olamaz.
Bu hukuki durum karşısında; feshedilmekle tüzel kişiliği sona eren şirketin temsili de söz konusu olamayacağından, şirketi temsilen tasfiye memuru tarafından açılan davanın ehliyetsizlik nedeniyle reddi gerekirken, davaya konu ödeme emrinin iptali, yolundaki mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun yukarıda açıklanan hükümleri uyarınca ehliyetsizlik sebebiyle incelenmeksizin reddi gereken davada işin esası incelenerek verilen temyize konu kararda isabet görülmediğinden; kararın bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.6.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi