17. Hukuk Dairesi 2013/18038 E. , 2014/9938 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davada Mahkemesince gönderme ve Mahkemesince iade kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, adına tapuya tescil edilen taşınmazlarda satış işleminin muvazaalı olduğu idiasıyla, satışın ve tapusunun iptali ile ihbar olunan adına tapuya tescil edilmesi istemine ilişkindir.
Asliye Hukuk Mahkemesi"nce, taşınmazın adına tescili isteğini içeren talep dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan TTK 309. Ve devamı maddeleri gereğince zarar gören pay sahibinin anonim şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan temlik ettiği taşınmazlar nedeniyle şirket adına taşınmazın tescili isteğine ilişkin olan bir dava TTK 4. Maddesi gereğince mutlak ticari davalardan olduğu ve iş bölümü itirazının kabulü gerekçesiyle gönderme kararı verilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ise,Dava, 6100 sayılı HMK nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6202 sayılı TTK nun yürürlüğe girmesi öncesinde 26.01.2012 tarihinde açıldığı,1086 sayılı HMK nun 193 maddesi, 6762 sayılı TTK nun 5 maddesi ve 6100 sayılı HMK nun 20 maddelerinin açık ve kesin olduğu, bu konuda gönderen mahkemenin herhangi bir takdir hakkı bulunmadığı, buna rağmen usul hükümlerinin yanlış yorumlanarak temyizi kabil olmayan bir kararın temyizi
kabil olarak verilmesi ve taraflarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleştirilmesinin açık ve kesin usul hükümleri nedeniyle davanın taraflarına bir usuli müktesep hak sağlamayacağı, gönderen mahkemenin usul hükümlerine aykırı kesinleştirdiği kararının mahkememizi görevli kılmayacağı, 6100 sayılı HMK nun 20.maddesi uyarınca işbölümü itirazında bulunan tarafın süresi içerisinde gönderme talebinde bulunmadığı anlaşıldığından dosyanın gönderenMahkemesine DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA ilişkin işlemleri yürütmek üzere Asliye Hukuk Mahkemesine İADESİNE, kararı vermiştir.
Müstakil ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki (görev değil) işbölümüne ilişkindir. İş bölümü itirazı yalnız ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. , İlk itiraz olarak ileri sürülmeyen işbölümü itirazının mahkemece kabul edilmemesi gerekir. İşbölümü itirazının uygun bulunması halinde mahkemece dava dosyasının ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilir. Gönderme kararı nihai bir karardır. Mahkeme bu karar ile davadan elini çeker. Gönderme kararı ile dava sona ermeyeceğinden temyizi kabil kararlardan değildir. Gönderme kararı usulüne uygun şekilde verilmesi halinde (ilk itiraz olarak ileri sürülmesi ve mahkemece uygun görülmesi) gönderilen mahkemeyi bağlar ve gönderilen mahkeme bu davaya bakmak zorundadır. Ancak, gönderilen mahkemenin davaya bakma zorunluluğu iş bölümü itirazının ilk mahkemede süresinde yapılması hali ile sınırlıdır.
TTK’ nun 5/1. maddesinde, "Aksine hüküm olmadıkça dava olunan şeyin değerine göre Asliye Hukuk veya Sulh Hukuk Mahkemesinin ticari davalara dahi bakmakla vazifeli olduğu, 5/3 maddesinde, “Bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle iş sahasına girip girmediğinin yalnızca iptidai Itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabileceği,” 5/son maddesinde ise, "vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi oldukları müddetlere dair usul hükümleri iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur" hükümlerine yer verilmiştir.
Yine TTK’nun 5. maddesinde, ikinci fıkrada yazılı hallerde, münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyet itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olabileceği hüküm altına alınmıştır. Münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan işlerle ilgili davalara mutlaka kanunda
gösterilen mahkemelerde bakılır ve bu davalara ilişkin işbölümü itirazı ilk itiraz değildir. Bu davalar, tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalardır..İflas davaları ticaret mahkemesi bakımından, münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan davalardandır. Bu davalara ilişkin işbölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şart değildir. Taraflar yargılama bitinceye kadar işbölümü itirazında bulunabilirler. Mahkemede davanın her bölümünde kendiliğinden davanın işbölümüne girmediğine ve dava dosyasının işbölümüne sahip mahkemeye gönderilmesine karar verir. (Baki Kuru/HUMK 715 s.) Buna göre mahkemece sadece münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işlerde yani tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalarda işbölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şart değildir. Bu davalar dışındaki ikinci fıkrada yazılı hallerde bir davanın ticari veya hukuki mahiyet itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz olarak ileri sürülebilir.
Somut olayda, dava, 2010 adına tapuya tescil edilen taşınmazlarda satış işleminin muvazaalı olduğu idiasıyla, 2010adına olan taşınmazlar tapusunun iptali ile ihbar olunan adına tapuya tescil edilmesi istemine ilişkin olduğu,ayrıca Mahkemesince 29.02.2012 tarihinde davalının cevap süresinin 30 gün uzatılmasına karar verilmesi nedeniyle, davalı tarafça 02.04.2012 tarihinde iş bölümü itirazında bulunulduğu,itirazın süresinde olduğu anlaşımıştır.
Bu durumda, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev değil, iş bölümü ilişkisi ve her iki mahkemece verilen kararların gönderme kararı niteliğinde olduğu, iki mahkemenin de davaya bakmaktan el çektikleri, bu durumun işin görülmesini sürüncemede bıraktığı, İş bölümü itirazının süresinde yapıldığı ve davanın ticari dava olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK."nın 22. ve 23. maddeleri(1086 Sayılı HUMK.’nin 25. ve 26. maddeleri)gereğince Mahkemesi"nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.