Davacı alacaklı aralarındaki dava hakkında sayılı hükmün Dairenin 28.03.2013 gün ve 2012/4280-2013/4383 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalı 3.kişi tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı alacaklı vekili,sayılı takip dosyasından 04.08.2010 tarihinde yapılan haciz sırasında 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek, İİK"nun 99.maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 3.kişi, haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin karar dairemizin 28.03.2013 tarih 2012/4280 Esas ve 2013/4383 Karar sayılı ilamı ile onanmış, davalı 3.kişi vekili tarafından anılan onama kararının hatalı olduğundan bahisle karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda:
Takip hukukuna ilişkin istihkak davasının dinlenebilmesi için diğer dava koşullarının yanında takip konusu alacağın gerçek bir alacak olması da gerekir. Davalı 3.kişi yargılamanın başından itibaren takibin danışıklı yapıldığı amacın 3. Kişi şirkete ait malların eli geçirilmesi olduğunu ileri sürmüştür. Nitekim dairemizin 2013/17392 Esas ve 2014/9848 Karar sayılı dosyasından da, dava dayanağı çeklerli ilgili olarak tassarufun iptali davası açtığı ve dairemizce anılan karar ile "...davalılar


arasındaki dava konusu çekler ile bu çeklere dayalı olarak yapılan icra takiplerinin İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu anlaşıldığından davacının takip konusu yaptığı alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak iptaline, davalı 3. Kişinin dava konusu icra takiplerinden yaptığı tahsilatların davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken mahkemece delillerin bu yönde değerlendirilmesine rağmen iptal yönünden talebin reddi isabetli görülmemiştir." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, alacağın gerçek olmadığı tasarrufun iptali davası ile de sabit olduğundan alacaklı tarafından açılan davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, dairemizin onama ilamının maddi yanılgıya dayalı olduğu anlaşıldığıdan karar düzeltim isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile 15.03.2010 tarihli mahkeme kararının BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harçlarının davalı 3.kişiye geri verilmesine 24.06.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.