
Esas No: 2018/4864
Karar No: 2021/6575
Karar Tarihi: 20.05.2021
Danıştay 6. Daire 2018/4864 Esas 2021/6575 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/4864
Karar No : 2021/6575
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Aydın İli, Nazilli İlçesi, … Mahallesi, eski … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda yapılan parselasyonun düzenleme sınırının belirlenmesine ilişkin Nazilli Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile bu parselasyonun onaylanmasına ilişkin Nazilli Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararında; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, düzenleme sahasının dört adet imar adasından oluştuğu, yol eksenlerinden ve imar planında çocuk bahçesinin uygun görülen kısmından geçirilen düzenleme sınırının imar mevzuatına uygun olduğu, parselasyonda kadastro parselleri ile aynı yerden ve tam hisse olarak tahsis yapıldığından dağıtımın İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesine uygun olduğu, davacıya tahsis edilen parsellerin cephe ve derinlik mesafeleri ile büyüklüğünün Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin ilgili maddelerine ve dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planına uygun olduğu, düzenleme sahasında kapanan yol bulunmadığı ve belediye adına ihdas edilmediği, ancak eski … ada, … ve … sayılı parsellerin yüzölçümlerinin düzenleme ortaklık payı (DOP) hesabına katılmaması nedeniyle DOP oranının hatalı hesaplandığı anlaşıldığından parselasyonun dağıtım esaslarına ve imar mevzuatına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek, parselasyonda kesilecek DOP oranının düzenlemeye tabi arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin %40’ını geçemeyeceği, bunun mutlak surette %40 kesilir anlamında olmadığı, hesaplanan DOP oranının %40’ın altında olması halinde, bu oranın %40’a tamamlanmak suretiyle belediye adına arsa üretilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, ayrıca her uygulama sahasında mutlaka DOP kesilmesi gibi bir zorunluluğun da olmadığı, eğer uygulama sahasında kamuya ayrılacak alanlar herhangi bir DOP kesintisi yapılmadan oluşturulabiliyorsa, DOP kesilmeden de uygulama yapılmasının mümkün olduğu, daha önce imar düzenlemesi yapılmış bir yerde, sonradan doğacak ihtiyaç nedeniyle, ikinci kez düzenleme yapılmasında sakınca bulunmadığı, ancak önceki uygulamada DOP alınmışsa daha sonraki düzenlemelerde artık DOP adı altında bir kesinti yapılamayacağı, bu noktadan hareketle dava konusu parselasyonda; düzenleme sahası içinde umumi hizmetlere 15.016,23 m²’lik alan ayrıldığı, toplam düzenlemeye giren alanın 40.635,44 m² olduğu ve DOP’un % 36,953531 olarak hesaplandığı, ancak dava konusu parselasyonun özet cetvelinde dava dışı … ada, … ve …sayılı parsellerden DOP alınmadığının görüldüğü, 30.630,69 m² büyüklüğünde olan …ada, … sayılı parselin düzenleme sahası içindeki en büyük yüzölçümlü parsel olduğu, malikinin ise davalı idareye 24.12.2010 tarihinde başvuru yapan ve dava konusu parselasyonun tüm masraflarını karşılayan … Motorlu Araçlar Makine Turizm Taşımacılık Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, parselasyonu hazırlayan müellif teknik raporunda: kök 3 sayılı parselin 3194 sayılı Kanunun 16.maddesine göre ifraz olması sonucunda 273,22 m² yola terk ve 5.441,34 m² bağış yapılmak suretiyle toplam 5.714,56 m² kaybının bulunduğu, bunun %40 oranına karşılık gelmesi nedeniyle bu parselin ifrazından oluşan … ada, … ve … sayılı parsellerden DOP alınmadığı, … sayılı parselin ise, toplam 32.300 m2 büyüklüğündeki kök … sayılı parselin 3194 sayılı Kanunun 16. maddesine göre ifraz olması sonucunda 11.599,17 m² yol ve park alanlarına terk,1.494,84 m² bağış yapılmak suretiyle toplam 13.094,01 m² kaybının bulunduğu, bunun %40 oranına karşılık gelmesi nedeniyle … ada, … sayılı parsel, … ada, … sayılı parsel, … ada, … sayılı parselden DOP alınmadığı, … ada, … sayılı parselin; … ada, …ve … sayılı parseller ile ihdas suretiyle oluşan … sayılı parselin tevhidinden oluştuğu, … ada, … sayılı parselin … ada, … sayılı parsel, … ada, … sayılı parsel, … ada, … sayılı parsel ile ihdas suretiyle oluşan … ada, …ve …sayılı parsellerin tevhidinden oluştuğu, sonuç olarak … ada, … sayılı parselin de … ada, …sayılı parsel ile ihdas suretiyle oluşan 1577 ada, … sayılı parselin tevhidinden oluştuğu, dolayısıyla … ada, … sayılı parselin oluşumundaki tüm parsellerde kayıp oranının 0,40 olması nedeniyle anılan parselden DOP alınmadığı şeklinde açıklamalara yer verildiği, bu rapordan anlaşıldığı üzere kök … ada, … sayılı parselin ifrazı, park ve yol alanlarına terki sonucu oluşan parsellerin, çeşitli zamanlarda yapılan ihdas ve tevhid işlemleri ile ...ada, … sayılı parselin olduğu yerde yüzölçümü 30.630,69 m² olan … sayılı parselin oluşturulduğu, 20 sayılı parselin ifrazı sırasında 5.441,34 m², … sayılı parselin kök parseli olan … sayılı parselin ifrazı sırasında 1.494,84 m² davalı idareye bağış yapıldığı, dava konusu parselasyonda … ve …. sayılı parsellerin önceki terk miktarları hesaplanırken, davalı idareye yapılan bağış miktarlarının da terk olarak değerlendirildiği, ancak ilgili Yönetmeliğin 11. maddesi uyarınca idarelere bağışlanan ve bağış sonrasında tescil edilen parsellerin terk kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu kapsamda … sayılı parselin kök parseli olan … sayılı parselin ifrazı sırasında bağışlanan 5.441,34 m²’nin terk olarak değerlendirilmemesi durumunda önceden yapmış olduğu terk miktarının %1,91 olduğu, yine … sayılı parselin kök parseli olan … sayılı parselin ifrazı sırasında bağışlanan 1.494,84 m²’nin terk olarak değerlendirilmemesi durumunda önceden yapmış olduğu terk miktarının %35,91 olduğu, ayrıca söz konusu parsellerde ihdas edilen miktarların ayrı ayrı tespit edilip bu miktarların tamamı üzerinden DOP kesilmesi gerektiği, … ada, … ve … sayılı parsellerin yüzölçümlerinin düzenleme ortaklık payı hesabına katılmaması nedeniyle dava konusu parselasyonun 3194 sayılı Kanununa ve İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğe uygun olmadığı açıklaması eklenmek suretiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Taşınmazların ifrazı sırasında yapılan bağış işlemlerinin de parsel maliklerinin rızasıyla yapılması nedeniyle DOP hesabına katılmadığı, diğer tüm yönlerden parselasyonun mevzuata uygun olduğunun bilirkişi raporuyla da tespit edildiği, Bölge İdare Mahkemesi kararının, karşı oy gerekçesi doğrultusunda bozulması gerektiği, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının hissedarı olduğu eski … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar dava konusu parselasyona dahil edilmiş olup, bu taşınmazlardan; toplam 1.833 m2 büyüklüğündeki … sayılı parsel dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "kısmen yol alanı", "kısmen konut alanı" kullanımlarında, toplam 10.218,63 m2 büyüklüğündeki … sayılı parsel ise dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "kısmen yol alanı", "kısmen konut alanı", "kısmen sanayi alanı", "kısmen çocuk bahçesi", "kısmen park alanı" kullanımlarında kalmaktadır.
Dava konusu parselasyonda, eski … ada, … sayılı parselin 618,63 m2'lik kısmı ayırma çapı ile düzenleme dışı bırakılarak, düzenlemeye dahil edilen 9.600 m2'lik kısmından %36,95 oranında DOP kesintisi yapıldıktan sonra kalan hisselere karşılık aynı yerde 1.133 m2 büyüklüğünde oluşturulan "konut alanı" işlevli yeni … ada, … sayılı parsel, yine aynı yerde 2.424,46 m2 büyüklüğünde oluşturulan "konut alanı" işlevli yeni … ada, … sayılı parsel ve eski taşınmazın kısmen bastığı yerde 2.084,98 m2 büyüklüğünde oluşturulan "sanayi alanı" işlevli yeni … ada, … sayılı parsel davacıya müstakil şekilde tahsis edilmiştir.
Diğer uyuşmazlık konusu … ada, … sayılı parselin tamamı düzenlemeye dahil edilerek, toplam 1.833 m2 hissesinden %36,95 oranında DOP kesintisi yapıldıktan sonra kalan hisselere karşılık aynı yerde 655,33 m2 büyüklüğünde oluşturulan "konut alanı" işlevli yeni … ada, … sayılı parsel müstakil şekilde, yine aynı yerde 520,31 m2 büyüklüğünde oluşturulan "konut alanı" işlevli yeni 2078 ada, 3 sayılı parselin de 500,31 m2'lik kısmı eski … sayılı parselden, 20 m2'lik kısmı eski … sayılı parselden gelen hisseler birleştirilmek suretiyle davacıya müstakil şekilde tahsis edilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından; hissedarı olduğu eski … ada, …sayılı parselin 618,63 m2 lik kısmının düzenleme dışında bırakılması sonucunda kullanılamaz hale getirildiği, hazırlanan ayırma çapının mevzuata aykırı olduğu, parselasyon sonucunda, değerli konumdaki taşınmazlarında başkaları ile hisseli hale getirilerek zarara uğratıldığı, ihtiyaçtan fazla park ve yol alanı ayrılmak suretiyle DOP oranının gereksiz şekilde en yüksek hadden uygulandığı şeklinde iddialar ileri sürülerek bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde; "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez." hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca çıkarılan ve dava konusu parselasyon işleminin onaylandığı tarihte yürürlükte olan İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Düzenleme Ortaklık Payı Oranına Ait Esaslar" başlıklı 11. maddesinde; "Düzenleme ortaklık payı oranı: Bir düzenleme sahasında tesbit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastro veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarına oranıdır.
Evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsalar bu ortaklık payı hesabına katılmaz.
Ancak, taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanununun 39 uncu maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden düzenlemeye dahil edilenlerin, ilk parselin ifrazında alınan terk oranını % 35`e (yüzde otuzbeş ifadesi 03.12.2003 tarihli, 5006 sayılı Kanunla %40 olarak değiştirilmiştir) tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabilir." kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda detaylarına yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, aynı taşınmazdan birden fazla kere DOP kesintisi yapılamayacağı, ancak taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanununun 39. maddesine göre ve 3194 sayılı İmar Kanununun 15. ve 16. maddesi kapsamında yol, meydan, yeşil alan, park ve genel otopark gibi genel hizmetler için önceden kamuya bırakılmış parsellerin DOP kesintisinde göz önünde bulundurulacağı ve yapılan düzenlemede, ilk parselin ifrazından alınan terk oranını parselasyonda hesaplanan DOP oranına tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği açıktır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden; dava dışı … isimli şahsın bağımsız maliki olduğu eski … ada, … parsel sayılı taşınmazın kök … ada, … parsel sayılı taşınmazın ifrazından oluştuğu, kök parselin ifrazı sırasında 273,22 m²'lik kısmının bedelsiz şekilde yol alanına terk edildiği, yine ifraz işlemi sırasında 5.441,34 m²'lik kısmının davalı belediyeye bağışlama suretiyle terk edildiği, bu şekilde toplam 5.714,56 m² kaybının bulunduğu, bunun da %40 oranına karşılık geldiği, yine dava dışı …Motorlu Araçlar ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.'nin bağımsız maliki olduğu eski … ada, … parsel sayılı taşınmazın muhtelif zamanlarda yapılan ifraz, tevhit ve ihdas işlemleri sonucunda oluştuğu, buna göre ilk olarak toplam 32.300 m2 büyüklüğündeki kök … ada, … parsel sayılı taşınmazın 5 kısma ifraz edildiği, ifraz sonucu oluşan parsellerden 3 adedinin (… ada, … sayılı parsel; … ada, … sayılı parsel; … ada, … sayılı parselin) maliki adına tapuya tescil edildiği, davalı belediyeye bağış yapılan 1.494,84 m2'ye karşılık 2 adet parselin (…ada, … ve … sayılı parsellerin) ise belediye adına tapuya tescil edildiği, yanı sıra toplam 8.040,09 m2'lik kısmın yol alanına ve 3.559,08 m2'lik kısmın park alanına bedelsiz şekilde terk edildiği, sonrasında taşınmaz maliki adına tescil edilen 3 adet parselden … ada, … sayılı parsel ile … ada, …sayılı parselin ve ihdas suretiyle oluşan … ada, … sayılı parselin tevhit edilmesi sonucunda yeni … ada, … sayılı parselin oluştuğu, devamında bu yeni oluşan …sayılı parsel ile ilk ifraz sonucunda oluşan … ada, … sayılı parsel, … ada, … sayılı parsel ve ihdas suretiyle oluşan … ada, … ve … sayılı parsellerin tevhit edilmesi sonucunda yeni …ada,… sayılı parselin oluştuğu, son olarak da anılan … sayılı parsel ile ihdas suretiyle oluşan … ada, … sayılı parselin tevhit edilmesi sonucunda toplam 30.630,69 m2 büyüklüğündeki uyuşmazlık konusu … ada, … sayılı parselin oluştuğu, bu şekilde … sayılı parselin oluşumunda bedelsiz şekilde yol ve park alanına yapılan terkler ile belediyeye yapılan bağışlar sonucunda oluşan kaybın %40 oranına karşılık geldiği, bu nedenle dava konusu parselasyonda anılan taşınmazlardan DOP kesintisi yapılmadığı görülmektedir.
Bu doğrultuda, parselasyona dahil edilen dava dışı 3. şahıslara ait eski … ada, … ve … sayılı parsellerden öncesinde yol ve park alanlarına yapılan bedelsiz terklerin yanı sıra … parsel sayılı taşınmazın oluşumunda davalı belediyeye bağışlanan 5.441,34 m2'lik kısmın ve … parsel sayılı taşınmazın oluşumunda davalı belediyeye bağışlanan 1.494,84 m2'lik kısmın terk gibi değerlendirilerek DOP hesabında dikkate alınıp alınmayacağı hususunun temyiz isteminin konusunu oluşturduğu anlaşılmaktadır.
İmar hukukunda yasal bir dayanağı bulunmamakla birlikte bedelsiz terk kavramı, imar planı bulunan alanlarda 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında parselasyon işleminin yapılmaması ya da çeşitli sebeplerle yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda 3194 sayılı İmar Kanununun 15. ve 16. maddeleri çerçevesinde, taşınmazın imar planında yapılaşabilecek kısmı için parsel oluşturularak yapı ruhsatı alınabilmesi amacıyla taşınmazın bir kısmının kamuya bırakılması işlemidir.
Bu kamuya bırakma; taşınmazın planda yol, park, ibadet alanı gibi kamusal alanlara isabet eden kısımlarının bedelsiz şekilde terk edilmesi şeklinde gerçekleşebileceği gibi, taşınmazına isabet etmese de mevcut imar planında bölgede öngörülen sağlık alanı, belediye hizmet alanı, resmi tesis alanı gibi umumi hizmet alanları ile yol, park gibi tescil harici alanların oluşumunda kullanılmak üzere "terk", "zayiat", "bağış" gibi adlar altında bedelsiz bırakılması ya da belediyenin hukuk devleti ilkesine aykırı şekilde kendi adına özel mülk oluşturmak üzere zorunlu kılması nedeniyle, kamu otoritesi karşısında zayıf durumda olan hak sahibinin sırf taşınmazında yapılaşma imkanına sahip olabilmek adına belediyeye bağış yapmak zorunda kalması gibi farklı şekillerde gerçekleşmesi mümkündür.
Bu durumda, bir parselasyon işlemine dayanmayan, 3194 sayılı Kanunun 15. ve 16. maddeleri doğrultusunda yapılan imar uygulamaları sırasında, hak sahibinin taşınmazında yapılaşma imkanı elde edebilmek amacıyla "yol alanına terk", "park alanına terk", "belediyeye bağış" gibi çeşitli adlar altında bedelsiz şekilde kamuya terk ettiği alanların, düzenleme ortaklık payı olarak değerlendirilmesi mümkün olmamakla birlikte, istek üzerine yapılmış olan bu terkin hangi usullerde yapıldığına bakılmaksızın DOP hesabında dikkate alınması ve bu terk oranını sonradan yapılacak parselasyonda belirlenen DOP oranına tamamlayan fark kadar kesinti yapılması hakkaniyet ve eşitlik ilkesinin bir gereğidir.
Öte yandan, taşınmazın ifrazı sırasında "bağış" veya "terk" gibi adlar altında bedelsiz şekilde kamuya terk edilen alanların, kamu yararı amacıyla kullanılmak yerine belediye adına özel mülk olarak tescil ettirilmesi Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının ve hukuk devleti ilkesinin ihlali niteliğinde olduğundan, söz konusu alanların belediye adına özel mülk oluşturulmak amacıyla kullanıldığından bahisle DOP hesabında dikkate alınmamasının, idarenin hukuka aykırı işlemlerinden taşınmaz sahibinin sorumlu tutulması şeklinde hukuken kabulü mümkün olmayan bir sonucun ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Bu itibarla, dava konusu parselasyona dahil edilen … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların oluşumunda sadece yola ve parka yapılan terklerin esas alınması, belediyeye yapılan bağışların terk gibi değerlendirilmemesi suretiyle tespit edilecek terk oranını tamamlayan fark kadar DOP kesintisi yapılması gerekirken, bağışların da dikkate alınması suretiyle anılan taşınmazlardan DOP kesintisi yapılmamasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle parselasyonun iptaline karar verilmişse de, yukarıda detaylı şekilde açıklandığı üzere bağışlama niteliği itibariyle bir terk işlemi olduğundan ve kök parselin ifrazı sırasında terk ya da bağış adı altında bedelsiz şekilde kamuya terki bulunan taşınmazlardan, bu terk oranını tamamlayan fark kadar DOP kesintisi yapılabileceğinden, bu haliyle dava konusu parselasyonda DOP hesabının bedelsiz terke konu bu alanların tamamının düşülmesi suretiyle yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, düzenleme sahasında kapanan yollardan ihdas edilmek suretiyle belediye adına mülkiyet oluşturulmadığının, düzenleme sınırının mevzuata ve dayanağı imar planına uygun belirlendiğinin, davacıya eski taşınmazı ile aynı yerde ve müstakil şekilde yapılan tahsisin dağıtım ilkelerine ve imar mevzuatına uygun olduğunun dosyada düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edilmesi karşısında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken parselasyonun iptali yolunda verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı belediyenin temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA,
3. Dosyanın adı geçen … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi gönderilmesine, 20/05/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
