
Esas No: 2019/6739
Karar No: 2021/2429
Karar Tarihi: 20.05.2021
Danıştay 10. Daire 2019/6739 Esas 2021/2429 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6739
Karar No : 2021/2429
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. .
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların müşterek çocuğu 2000 doğumlu olan …'ın 30/10/2003 tarihinde kaynar su tenceresine düşmesi neticesinde yaralanması akabinde Adapazarı Doğumevi ve Çocuk Sağlığı Hastanesine başvurulduğu, ileri tetkik ve tedavi için 01/01/2003 tarihinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi acil polikliniğine sevk edildiği ve yapılan müdahalelere rağmen 06/11/2003 tarihinde vefat etmesi olayında idarenin hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla her bir davacı için 12.500,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 175.000,00 TL tazminatın ölüm tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, uygulanan sağlık hizmetinde idarenin ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığı, hizmet kusuru varsa kusur oranının tespiti amacıyla alınan Yüksek Sağlık Şurasının … tarih ve … sayılı kararında; hastanın takibinde yer alan Dr. …, Dr. …, Dr. …'un 2/8, servis sorumlusu Dr. …'nun 4/8 kusurlu olduğunun belirtildiği, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla kusurlu doktorların hapis ve ağır para cezasıyla cezalandırıldığı, Prof. Dr. …'nun kusuruna ilişkin olarak ise Adli Tıp Kurumu'nun … tarih ve … sayılı raporunda; "... …'nun 4/8 oranında kusurlu olduğunun" belirtildiğinin görüldüğü ve söz konusu bilirikişi raporlarının hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu sonucuna varıldığından olayın hizmet kusuruna ilişkin kısmı yönünden yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan sağlık hizmeti sunumunda görevli doktor ve sağlık personelinin kişisel kusurlarının bulunduğu ve personelin bu kusurunun davalı idareyi bağlayacağı ve üçüncü kişilere karşı hizmet kusuru olarak yansıyacağından bu kusurdan kaynaklanan zararın ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava dilekçesi ile faiz talep edilmesine rağmen verilen kararda faize hükmedilmediği ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, idareye yapılmış bir başvuru olmadığından idari merci tecavüzü bulunduğu, esas hakkında karar verilemeyeceği, yapılan uygulamalarda eksiklik olmadığından davanın reddi gerektiği ve harçtan muaf olunduğundan aleyhlerine harca hükmedilemeyeceği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
06/10/2000 doğumlu …'ın 30/10/2003 tarihinde kaynar su tenceresinin içine düşerek yandığı, aynı gün Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesine %20-25 civarında yanık nedeniyle getirilen …'ın çocuk cerrahisi servisine yatırıldığı, 01/01/2003 tarihinde ileri tetkik ve tedavi için İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi genel cerrahi acil polikliniğine sevk edildiği, 02-04/11/2003 tarihlerinde …'ın genel durumunun iyi olduğu, 05/11/2003 tarihinde ateşinin yükseldiği, 06/11/2003 tarihinde vefat ettiği, 06/11/2003 tarihinde ilgililer hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulması akabinde ilgili doktorlar hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığı, Mahkemenin dosyayı gönderdiği Yüksek Sağlık Şurasının … tarih ve … sayılı kararında,"...01/11/2003 tarihinde beyaz küre 11.600, sedimantasyon 55, Crp 168 olduğu, enfeksiyon bulguları olan hastaya 05/11/2003 tarihine kadar antibiyotik tedavisi başlanılmadığı, uygun sıvı tedavisi verilmediğinden hastanın takibinde yer alan Dr. …, Dr. …, Dr. …'un 2/8, servis sorumlusu Dr. …'nun 4/8 kusurlu olduğu" görüşüne yer verildiği, soruşturma raporunda ise Dr. … tarafından sabah istenilen çocuk konsültasyonuna cevap verilmediğinden yenilendiğinin belirtildiği, çocuk hekimi Dr. … tarafından hastaya ilişkin konsültasyona rastlamadığının iddia edildiği, sabah saatlerinde çocuk için hekimden konsültasyon istenmesine rağmen yaklaşık 8-9 saat sonra 20.00 civarı konsülte edildiği görüldüğünden konsültasyon istem yazılarının çocuk anabilim dalından istenmesine rağmen bulunamadığının belirtildiği görüldüğünden söz konusu istem yazılarının daha sağlıklı sisteme kaydedilmesi gerektiğinin belirtildiği, konsültasyonda ve tedavide gecikme olduğundan bahisle davacılar tarafından yürütülen sağlık hizmetindeki gecikmenin çocuklarının vefatına neden olduğundan oluşan zararlarının karşılanması istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesi'nde … tarihinde E:… esasına kayden doktorlar aleyhine tazminat davası açıldığı, bu davada 29/11/2012 tarihinde husumet yönünden davanın reddine kararı verildiği, aynı mahkemede İstanbul Üniversitesi aleyhine açılan tazminat davasında, Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddi üzerine, verilen görevsizlik kararının onamasına ilişkin kararın 10/02/2014 tarihinde tebliği edilmesi akabinde 07/03/2014 tarihinde idari yargıda bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrası ile mevzuatta 1086 sayılı Kanun'a yapılan atıfların, 6100 sayılı Kanun'un bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Kanun'un "Bilirkişi raporunun verilmesi" başlıklı 280. maddesinde; bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği; raporun verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği, "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrasında ise; tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan düzenlemeler uyarınca, Mahkemelerce esas hakkında karar verilmeden önce, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edilmesi ve bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmelerine olanak tanınması, uygulanması zorunlu bir usul kuralıdır.
Dava dosyanın incelenmesinden; davaya konu olay nedeniyle görevli hekimler hakkında 12/03/2018 tarihinde "Taksirle Ölüme Neden Olma" suçundan … Asliye Ceza Mahkemesi'nin E:… esasına kayden açılan davada … Asliye Ceza Mahkemesi'nce davacılara uygulanan sağlık hizmetinde idarenin ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığı, hizmet kusuru varsa kusur oranının tespiti amacıyla alınan Yüksek Sağlık Şurasının … tarih … sayılı kararında, Dr. …, Dr. …, Dr. …'un 2/8, servis sorumlusu Dr. …'nun 4/8 kusurlu olduğunun belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun … tarih … sayılı raporunda, ilk başvurulduğunda antibiyotik ve sıvı tedavisine başlamada gecikme gösterildiğinden Dr. …'nun 4/8 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bu raporların İdare Mahkemesince hükme esas alındığı ancak raporların birer örneği taraflara tebliğ edilmeden esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmeden ve taraflara raporlara itiraz hakkı tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesinde usul hükümlerine ve adil yargılanma hakkına uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, davacılar çocuğuna yapılan uygulamalarda idarenin hizmet kusuru bulunması sebebiyle vefat ettiğinden bahisle uğranıldığı iddia edilen tazminatın ödenmesine karar verilmesi isteminden kaynaklanan işbu davanın ihbarı için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi ile anılan maddenin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 61. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca gerekli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin tespit edilerek davanın res'en ilgililere davaya müdahil olabilme haklarını kullanabilmelerini teminen davanın ihbarı gerektiği açıktır.
Bu itibarla, davanın kabulü yönündeki … İdare Mahkemesi kararında belirtilen yönlerden hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
