5. Ceza Dairesi 2019/8081 E. , 2019/11016 K.
"İçtihat Metni"Görevi kötüye kullanma suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın mahkûmiyetlerine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Van 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2019 tarihli ve 2018/795 esas, 2019/182 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin merci Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/04/2019 tarihli ve 2019/166 Değişik iş sayılı Kararının;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, vergi dairesinde kamu görevlisi olarak çalışan sanıklar hakkında ... Valiliğinin 10/11/2017 tarihli ve İl. İd. Kur. Md. 498.01.02/119 sayılı soruşturma izni verilmemesine yönelik kararının Erzurum Bölge İdare Mahkemesinin 26/01/2018 tarihli ve 2017/389 esas, 2018/53 sayılı kararı ile bozulmasına ve soruşturma izni verilmesine karar verildiği, yapılan soruşturma sonunda sanıkların müşteki şirketin ÖTV borcu olmamasına rağmen alınan teminatların iade edilmemesine yönelik işlemin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararı uygulamadıklarından bahisle haklarında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davası neticesinde cezalandırılmaları cihetine gidilmiş ise de, soruşturma izni verilmemesine yönelik kararda da belirtildiği üzere, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı"nın konu ile ilgili 27/04/2017 tarih ve 51660 sayılı ÖTV iade ve teminat çözümüne ilişkin görüş yazısında müşteki şirketin ekli (I) sayılı listedeki iş ve işlemlerin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi gerektiğinin belirtildiği, yine aynı Bakanlığın yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararın uygulanmasına yönelik 22/08/2017 tarih ve 104822 sayılı görüş yazısında, vergi incelemesi sonucuna göre teminat çözümü işlemlerinin yapılabileceği yönündeki idari işlemin iptal edilmediği, yalnızca bu işlemin yürütmesinin durdurulduğu ve varlığını devam ettirdiğinden teminat iadesine ilişkin işlemlerin vergi incelemesi sonucuna göre değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği anlaşılmakla; anılan görüş yazıları karşısında sanıkların yürütmenin durdurulmasına yönelik kararı uygulamamakta bir kasıt ve ihmallerinin bulunmadığı, dolayısıyla suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Vergi Dairesi Müdürünün sanıklardan ... olduğunun anlaşılması karşısında, gelir uzmanı olan sanıklar ... ve... ile gelir uzmanı ve müdür yardımcısı olan sanık ..."nin dava konusu eylemden ne şekilde sorumlu oldukları hususu tartışılıp değerlendirilmeden mahkumiyet kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 02/10/2019 gün ve 94660652-105-65-9547-2019-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile birlikte gönderilmekle gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/06/2010 tarihli ve 2010/70 Esas, 2010/159 sayılı Kararında da belirtildiği üzere; ...Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz yasa yoluna tabi bulunması nedeniyle, gerek itiraz edilerek gerekse itiraz edilmeksizin kesinleşmesi halinde, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Ancak kanun yararına bozma yasa yolunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5-14. fıkralarındaki koşullar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkumiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun İnkılap Yasasında belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı, Askeri Ceza Yasası ile 15 yaşından büyükler açısından 3713 sayılı Yasa kapsamındaki suçlardan olup olmadığı ve denetim süresinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle bozulabilecektir. Burada unutulmaması gereken husus, bu yasa yolunda denetlenenin hüküm olmayıp hükmün üzerine inşa edilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olduğudur.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının dayanağını oluşturan mahkumiyet hükmü ise; hükmün açıklanması, düşme kararının verilmesi veya yeni bir mahkumiyet hükmünün tesisinden sonra temyiz incelemesine konu olabilecek ve ancak bu aşamadan sonra temyiz yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde, koşulları bulunduğu takdirde kanun yararına bozma yasa yolu ile denetlenebilecektir.
Görüldüğü gibi hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıklar ancak hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine konu olabileceğinden, henüz hukuken varlık kazanmayan bir hükmün ne olağan ne de olağanüstü yasa yolu denetimine konu edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği ahvalde hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi olanağı bulunmamaktadır. Yasa koyucu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği mahkumiyet hükmünün olağan yasa yolu olan temyizen incelenmesini dahi yasaklamışken,henüz doğmamış bu hükümdeki hukuka aykırılıkların olağan denetim süreci sonlanmadan, olağanüstü bir yol olan kanun yararına bozmayla denetlenebileceğini kabul etmek, yasa yollarında hakim olan temel ilkelere açıkça aykırılık oluşturacağı gibi temyiz ve kanun yararına bozma yasa yollarının gerek başvuru koşulları gerekse sonuçlarındaki farklılıklar ile kanun yararına bozma kurumunun konuluş amacı nazara alındığında ileride telafisi mümkün olmayan sorunlara da yol açabileceği aşikar olup, bu itibarla, açıklanması geri bırakılan hükmün içeriğine ilişkin olan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yasa yoluyla denetlenme olanağının bulunmadığının anlaşılması karşısında, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/04/2019 tarihli ve 2019/166 Değişik iş sayılı Kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 25/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.