9. Hukuk Dairesi 2015/28044 E. , 2019/412 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinin ..."da bulunan 3 nolu şubesinde 13/11/2007-26/12/2008 tarihleri arasında muhasebe elemanı olarak çalıştığını, 26/12/2008 tarihinde iş akdi feshedilerek kıdem tazminatı ödenmek suretiyle çalışmasına son verildiğini, ödenen kıdem tazminatının iade edilmesi koşulu ile 3 nolu mağzalarında tekrar işe başlamasının istendiğini, bunun üzerine davacının aldığı kıdem tazminatını iade ettiğini ve 13/01/2009 tarihinde tekrar davalı işyerinde çalışmaya başladığını, toplam 3 yıl 7 ay çalıştığını 03/06/2011 tarihine kadar çalıştığını , en son net 900 TL aylık ücret aldığını, yemek ve yol giderlerinin davalı işverence karşılandığını, çalışma saatlerinin her gün 08:30 -18:30 ya da 12:00-20:00 saatleri arasında oldğunu fakat davacının 08:30 da işe başlamış ise en erken 21:30 civarı eğer saat 10:00 da işe başlamış ise akşam 23:00 civarı işten çıkabilmesi sebebiyle her gün ortalama 13 saat çalıştığını bazı günler 15-16 saate yakın çalışmaların olduğunu, gece bekçisinin 15 günde bir izin kullandığı zamanlarda iş tanımına aykırı şekilde davalı işverence mağazada gece bekçisi olarak çalışmak zorunlu bırakıldığını, böylelikle tam gün 24 saat çalışmak zorunda kaldığını, yıllık izinlerin kullandırılmadığını, dini ve milli bayramlarda çalıştırıldığını, haftalık 1 gün izin kullanma hakkı olmasına rağmen bu iznin cumartesi kullandırıldığında 12:00 -23 saatleri arasında pazar kullandırıldığında 18:00-23:00 saatleri arasında davalı işverence mağazada çalıştırıldığını, bu durumun işyeri yetkililerinden ... tarafından mağazada çalıştırıldığını, bu durumun işyeri yetkililerinden ... tarafından mağazalarada gönderilen 25/01/2011 tarihli e-postadaki "... Muhasebe ve mal kabul personelinin izinleri hafta içi en geç saat 10:00"da cumartesi öğlen 12:00"de pazar günü en geç 18:00"de mağazada olunacaktır..." ifadesi ile sabit olduğunu, uygulamalar en son 2011 Mart ayında davalı şirket yetkililerine şikayet eden davacıya fazla mesai ücreti ile izin ve tatil ücretlerinin ödemelerinin eksiksiz yapılacağının belirtildiğini, ancak Mayıs 2011 dönemine ait aylık ücret ödenirken yine 900 TL yatırıldığını, bunun üzerine davacının işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeni ile iş akdini 03/06/2011 tarihi itibariyle haklı olarak feshettiğini yetkililere bildirildiğini, alacakları için davalıya ... 2. Noterliği"nin 08/09/2011 tarih ve 13357 yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, alacaklarının ödenmesini ihtar ettiğini, fakat bir ödeme yapılmadığını iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ödenen işçilik haklarının iadesi şartı ile yeniden işe alındığı iddiasının doğru olmadığını, ilk çalışma dönemine ilişkin haklarını aldığını, 03/06/2011 tarihinde el yazısıyla kaleme aldığı istifa dilekçesini ibraz edilerek işten kendi isteğiyle ayrıldığını, davacının bahsettiği e-postanın gerçek olmadığını, üzerinde tahrifat yapıldığını, delil olarak kabul edilemeyeceğini, ..."nın o tarihte Adana bölge müdürü olması sebebiyle davacının çalıştığı mağazaya bakmadığını, ..."nın davacının bölgesine 20/09/2011 tarihinde atandığını, ücret ve çalışma saatlerine ilişkin iddiaların gerçek olmadığını, davacının muhasebeci olduğunu, görevinin gece çalışma yapmasını gerektirmediğini, gece bekçisi olarak çalıştığı iddiasının gerçek olmadığını, vardiyalı çalışma sistemi gereği personellerin iki yada üç vardiya halinde çalıştıklarını her personelin hafta tatili ile günde 1,5 saat ara dinlenmesini kullandığını, ücretinin resmi kayıtlarda gözüktüğü kadar olduğunu, zaruri ve istisnai hallerde yapılan fazla mesailerin ücretlerinin aylık ücretlerle birlikte ödendiğini ya da talep halinde serbest zaman olarak kullandırıldığını, maaş hesabında ihtirazı kayıt koymayan davacının maaş ve diğer ücretlerini kabul etmiş sayılacağını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde kural olarak çalışma yapılmadığını, yapılması halinde ise sadece bir kısım personelin çalıştığını, görevlendirilen personelin de takip eden normal mesai günlerinde telafi izinleri kullandıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz başvurusu :
Karara karşı taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
E) Gerekçe:
Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
10.04.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı HMK"nın 298. maddesi uyarınca hüküm fıkrası ile gerekçe arasında veya tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olması bozma sebebidir.
Somut olayda mahkemece kararın gerekçe kısmında davacının 933,53 TL ulusal bayram ve genel tatil alacağının bulunduğunun ve bu alacaktan 1/3 oranında karineye dayalı makul indirim yapıldığının belirtilmesine rağmen ulusal bayram ve genel tatil ücretinin 131,21 TL olarak kabul edilerek gerekçe hüküm çelişkisi yaratılmıştır.
Ayrıca mahkemece, davacı tarafından feshin haklı nedenle yapıldığı iddia edilmesine ve davalı tarafından da davacının iş akdini istifa ederek sona erdirdiği savunulmasına rağmen dosya kapsamı ile uygun olmayacak şekilde feshin haklı nedene dayandığının davalı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğunun kabul edilmesi de gerekçe ile dosya içeriği arasında uygunsuzluk meydana gelmesine sebep olmuştur.
Mahkemenin gerekçeli kararı yukarıda içeriği belirtilen HMK. nun 298. maddesine uygun değildir.
Ayrıca davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede brüt ücret 1117,47 TL olarak açıklanmasına rağmen mahkemece davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla mesai ücretlerinin HMK"nın 26. Maddesine aykırı olarak talebi aşacak şekilde hüküm altına alınması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 09/01/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.