Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2017/1959
Karar No: 2021/2361
Karar Tarihi: 20.05.2021

Danıştay 7. Daire 2017/1959 Esas 2021/2361 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/1959
Karar No : 2021/2361

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Boya ve Kimya Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi'nin 2004 yılının Şubat ila Haziran aylarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim vergisi, vergi ziyaı, gecikme faizi ve yargı harcı borçlarının şirketten tahsil edilemediğinden bahisle şirket ortağı sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu ödeme emri içeriğindeki vergi borçlarının davacının şirket ortağı olduğu 2004 yılına ait olduğu, borca ilişkin olarak davacı adına şirket ortağı sıfatıyla ödeme emri düzenlenmeden önce ortağı olduğu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde borcun vadesinde ödenmeyerek kesinleştiği ve şirketten tahsil olanağının da kalmadığı anlaşıldığından, borcun tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği, öte yandan, davacı tarafından amme alacağının zamanaşımına uğradığı ileri sürülmekte ise de; dava konusu ödeme emri içeriğindeki vade tarihi 2009 yılı olan vergi borçlarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirleri 31/05/2011 tarihinde tebliğ edildiğinden tahsil zamanaşımının 2011 yılında kesileceği ve yeniden başlayan tahsil zamanaşımı süresinin 31/12/2016 tarihinde dolacağı gerekçesiyle bu yöndeki iddiaya itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını düzenleyen yasalar kapsamında gerçekleştirilen başvurular sonucunda borcun tutarı, vadesi, dönemi ve ödenmemesi halinde sorumlu tutulacak kişinin değiştiği ve borcun artık nitelik değiştirdiği kabul edildiğinden eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu, eski borçlunun sorumluluğunun da ortadan kalktığı sonucuna ulaşıldığı, yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da yapılandırma ve yapılandırmayla oluşan yeni vade tarihlerinde asıl borçlu şirketin temsilcisi ve ortağına yönelinmesi gerektiği, bakılan davada, davacı adına düzenlenen ödeme emri içeriği vergi borcu davacının şirketteki ortaklığının devam ettiği 2004 yılına ilişkin olduğu görülse de, borcun nitelik değiştirerek, asıl borçlu şirketin 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca yapılandırma sonucu taksitlendirilip ödenmeyen borca dönüştüğü anlaşıldığından, gerek yapılandırma sırasında gerek söz konusu taksitlerin vade tarihlerinde borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutularak adına düzenlenen ödeme emriyle takibe alınmasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle istinaf isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının kaldırılmasından sonra dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İstinaf kararının gerekçesinde ifade edilen yapılandırmayla borcun nitelik değiştireceğine dair kararın hiçbir yasal dayanağının bulunmadığI ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3. maddesinin 11. fıkrasında, bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak, Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacakların başka bir işleme gerek olmaksızın takip edileceği, şu kadar ki, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan en son yargı kararının, tarhiyatın/tahakkukun tasdikine ilişkin olması halinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacakların takip edileceği kabul edilmiştir. Buna göre, 6111 sayılı Kanunun yapılandırılan borcun ödenmemesi suretiyle ihlali halinde, mevcut borcun eski borç haline dönüşeceği ve buna göre takibe devam edileceği açıktır. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden; davacı hakkında ortak olarak sorumlu bulunduğu döneme ait borç için ödeme emri düzenlenmeden önce şirket hakkında malvarlığı araştırmasına gidildiği ve borca yetecek miktarda malvarlığı bulunmadığının saptandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 6111 sayılı Kanundan yararlanıldığı halde borcun ödenmemesi şirketin aciz halinde olduğunu da göstermektedir. Dolayısıyla davacının ortak olduğu döneme ait aynı borç için yeniden malvarlığı araştırması vb. gibi önceki aşamalara ait işlemlerin yapılmasının usul ekonomisine uygun olmayacağı da göz önüne alındığında, Kanunda yer alan emredici kuralın önüne geçer mahiyetteki yorumla verilen istinaf kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
... Boya ve Kimya Sanayi İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi'nin 2004 yılının Şubat ila Haziran aylarının muhtelif dönemlerine ait özel tüketim vergisi, vergi ziyaı, gecikme faizi ve yargı harcı borçlarının şirketten tahsil edilemediğinden bahisle şirket ortağı sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte olan 4369 sayılı Kanun'un 21. maddesiyle değişik 35. maddesinde, limited şirket ortaklıklarının şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu oldukları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla "ortak" sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, Bölge İdare Mahkemesince, borcun nitelik değiştirerek, asıl borçlu şirketin 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca yapılandırma sonucu taksitlendirilip ödenmeyen borca dönüştüğü anlaşıldığından, gerek yapılandırma sırasında gerek söz konusu taksitlerin vade tarihlerinde borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının söz konusu borçlar nedeniyle sorumlu tutularak adına düzenlenen ödeme emriyle takibe alınmasında hukuka uygunluk görülmediğinden iptaline karar verilmişse de; yukarıda anılan yasa hükümlerine göre; limited şirketin tahsil olanağı kalmayan amme borçlarından dolayı ortaklar için öngörülen sorumluluk, ortak sıfatına ve ortaklık payına bağlı olduğundan, olayda, asıl borçlu şirketin 2004 yılının muhtelif dönemlerine ait vergi borçlarının, şirketteki hisselerini 23/06/2005 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan 06/05/2005 tarihli ortaklar kurulu kararıyla devreden davacıdan istenilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, kararda sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

X-KARŞI OY :

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddedilerek kararın onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi