15. Ceza Dairesi 2018/6578 E. , 2020/4618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : a) Sanık ... hakkında;
TCK’nın 157/1, 39/2-c, 52/2-4, 51/1 ve 53.maddeleri
uyarınca mahkumiyet
b) Sanık ... hakkında;
TCK’nın 157/1, 52/2-4, 51/1 ve 53.maddeleri
uyarınca mahkumiyet
sanık ... müdafii
Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık ... müdafii ile sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK."nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanıkların, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle piyasa fiyatının altında ucuz demir temin edeceklerinden bahisle katılanı aldatıp söz konusu demirler karşılığında katılanın kendisine ait aracını yönlendirdikleri bir oto galerisine devretmesini sağlayarak haksız yarar sağladıkları, bu suretle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik sanık ... müdafii tarafından yapılan temyiz isteminin incelenmesinde:
Sanık ...’in yüzüne karşı verilen 10/05/2018 tarihli hükme karşı, vekillikten çekilmesi nedeniyle mahkumiyet hükmünü temyiz hak ve yetkisi bulunmayan sanık müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 18/07/2018 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik katılan vekili tarafından yapılan temyiz isteminin incelenmesinde:
Sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, fotoğraf teşhis tutanakları, noterde düzenlenen araç satış sözleşmesi, uzlaştırma raporu, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, gerekçeli kararda sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının üst sınırdan tayin edilmesine ilişkin gerekçe gösterilmiş olması karşısında, hapis cezası asgari hadden belirlendiği halde, adli para cezasının üst sınırdan belirlenmesi ile ilgili olarak ayrı bir gerekçe gösterilmediğine yönelik bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca anılan yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik katılan vekili ve sanık ... tarafından yapılan temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, fotoğraf teşhis tutanakları, noterde düzenlenen araç satış sözleşmesi, uzlaştırma raporu, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamına göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, gerekçeli kararda sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının üst sınırdan tayin edilmesine ilişkin gerekçe gösterilmiş olması karşısında, hapis cezası asgari hadden belirlendiği halde, adli para cezasının üst sınırdan belirlenmesi ile ilgili olarak ayrı bir gerekçe gösterilmediğine yönelik bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin ve sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ...’in, olayın başından itibaren önceye dayalı tanışıklığı bulunan sanık ...’in yanında yer alarak katılan ile görüşmeler yapması, suça konu aracın devri amacıyla katılan ile birlikte galeriye ve notere gitmiş olması ve devir sırasında da tarafların yanında bulunması karşısında, sanık ...’in diğer sanık ... ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde asli fail olarak hareket ederek hileli söz ve davranışlarla katılanı aldatıp haksız yarar sağlaması şeklinde sübut bulan eyleminin, TCK’nın 37/1 maddesi delaletiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu halde, sanığın atılı suçu TCK’nın 39/2-c maddesi kapsamında yardım eden sıfatıyla işlediği kabul edilerek sanık hakkında eksik ceza tayini,
Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK’nın 51/3. maddesinde, cezası ertelenen sanık ... hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirleneceği ve bu sürenin alt sınırının, mahkûm olunan ceza süresinden az olamayacağı hüküm altına alınmasına rağmen, cezası ertelenen sanık hakkında en az bir yıl denetim süresi tayin edilmesi gerekirken, bir yıldan az olacak şekilde altı aylık denetim süresi belirlenmesi,
b- Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmaması,
c- Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca anılan yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.