9. Hukuk Dairesi 2012/32171 E. , 2013/9860 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabülüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı şirkete ait ilköğretim okulunda çalışan davacının iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, usta öğretici olan davacının 5580 Sayılı Kanuna göre belirli süreli iş akdi ile çalıştığını, işe iade davası açabilmek için sözleşmenin belirsiz süreli olması gerektiğini, işe iade davası açabilme şartları bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, her ne kadar davacı ile 5580 sayılı kanun kapsamında her yıl birer yıllık sözleşme yapılmış ise de davacının 2007 yılından itibaren teftiş görmediği, davacının ölçme değerlendirme koordinatörü olarak görev yaptığı, iş sözleşmesinin ardı ardına yenilenmekle belirsiz süreli hale geldiği, davacının iş sözleşmesinin feshinde fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Dava dilekçesinde ve kararda davacının görev yaptığı ve taraf ehliyeti olmayan ilköğretim okulunun gösterilmesi hatalı ise de okulu işleten şirket davayı vekili aracılığı ile takip ettiğinden ve taraf teşkili sağlandığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer taraftan, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışması gerekir.
Aynı Kanununun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli
olması istisnadır. Yasada belirli süreli işlerle, belirli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilecektir. İşçinin iş güvencesi dışında kalması için başvurulan kötüniyetli uygulamalar korunmamalıdır.
Türk hukuk mevzuatında, belirli iş sözleşmelerinin yapılmasını zorunlu kılan veya buna imkan sağlayan düzenlemeler de bulunmaktadır. Örneğin, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesinin 1’nci fıkrasına göre, Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olmak üzere belirli süreli yapılır. Böylece, iş sözleşmesinin özel okul öğretmenler, müdür ve diğer yöneticileri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli olması ve bir yıldan az süreli olmaması zorunludur.
2009 yılında kaldırılan Özel Okullar Çerçeve Yönetmeliği ile daha sonra yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 25. maddesinde okullarda öğretim ve eğitim hizmetleri kadrosu içinde ölçme ve değerlendirme servisi yöneticisi ve elamanları da sayılmıştır. Ölçme ve değerlendirme uzmanı, değişik eğitim kurum ve kademeleri ile okullarda öğrencinin ilgi, yetenek, tutum, kişilik ve başarısını ölçüp değerlendirebilecek, öğrenciyi değerlendirme sonuçlarına ve toplumsal gereksinimlere uygun eğitim programına yöneltecek düzeyde, kuramsal alanda ve uygulamada yetişmiş kişidir.
Dosya içeriğine göre davacı ile Bilgisayar Öğretmeni olarak görev yapmak için her eğitim yılı için belirli süreli iş sözleşmesi imzalanmış ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verilerek onaylattırılmıştır. Davacı ilk başta bu eğitimi vermek için usta öğretici konumunda iken daha sonra okulda aynı sözleşme kapsamında bu kez Ölçme ve Değerlendirme Koordinatörü olarak görev yapmıştır. 5580 sayılı yasa ve buna bağlı olarak çıkarılan yönetmeliğe göre davacı başlangıçta usta öğretici olarak, daha sonra ise ölçme ve değerlendirme koordinatörü olarak yasa kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmıştır. Ölçme ve değerlendirme koordinatörü, öğretim ve eğitim kadrosundadır. Sözleşmesinin her yıl yenilenmesi sözleşmeyi belirsiz hale getirmez. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacı iş güvencesi hükümlerinden yararlanmaz. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
F) Sonuç: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,- TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 25.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.