Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmış ve örnek 10 nolu ödeme emri 09.01.2010 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili 5 günlük süreden sonra mahkemeye yaptığı başvurusunda, ödeme emrinin isim benzerliği nedeniyle farklı bir okula tebliğ edildiğini, durumdan tesadüfen 27.05.2010 tarihinde haberdar olduklarını, tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, çekteki keşideci imzasına itiraz etmiştir.
Mahkemece, ödeme emrinin borçluya 09.01.2010 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın ise 29.05.2009 tarihinde yapıldığı, tebligatın usulsüzlüğü iddiasının da bulunmadığı gerekçesiyle itirazın süreden reddine karar verilmiştir.
Oysa ki mahkemece borçlu dilekçesi nazara alınarak, öncelikle tebligatın usulüne uygun olup olmadığı ile ilgili şikayet incelenip, oluşacak duruma göre itirazın süresinde olup olmadığının saptanması gerekirken, borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olup olmadığı denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.    
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.