Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/12470
Karar No: 2021/2697
Karar Tarihi: 26.05.2021

Danıştay 10. Daire 2016/12470 Esas 2021/2697 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/12470
Karar No : 2021/2697

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesinin 18/03/2015 tarih ve E:2015/9288, K:2015/700 sayılı kararı ile bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda ... İdare Mahkemesince; davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın davacı tarafından esastan, davalı idare tarafından vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Erzurum ili, Yakutiye ilçesi, … mahallesi ve Aziziye ilçesi … mahallesinde yapılan arazi toplulaştırma uygulaması sonucunda idarece yapılan düzleştirme ve kanal çalışmaları sonucunda yüzeyin su baskınına uğraması nedeniyle 2009, 2010 ve 2011 yıllarında uğradığını belirttiği 49.868,74 TL maddi zararın, zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; karara esas alınabilecek yeterlilikte görülen bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerden, davalı idare tarafından yürütülen Daphan Ovası Arazi Toplulaştırma Projesi uygulamaları hasat periyodu dışında yapıldığı için tarımsal faaliyetlerin engellenmediği, davacının zarara uğranıldığı iddia edilen 2009, 2010, 2011 yıllarında tarımsal faaliyetlerde bulunduğundan bahisle toplam 11.264,98 TL destekleme ödemesinden faydalandığı, dava konusu taşınmazlarda yapı itibariyle taban suyunun mevsimlik değişkenlik göstermesi ve bu nedenle yüzey ve kanal çalışmalarının su baskınına neden olduğu yönündeki iddiaların somut olarak ortaya konulamadığı, arazi toplulaştırma uygulamaları neticesinde davacının herhangi bir maddi zararının oluşmadığının anlaşılması karşısında davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, idarenin çalışmalarından kaynaklı meydana gelen zararın Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan bilirkişi raporu ortaya konulmasına rağmen zararın meydana geldiği tarihten 4 yıl sonra alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, davanın reddine karar verilmesine rağmen dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Tarafların temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin zararın tazmini istemi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, bu nedenle İdare Mahkemesi kararının esas yönünden bu gerekçeyle, davalı idare lehine hükmedilen nispi vekalet ücreti yönünden ise düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Erzurum ili, Yakutiye ilçesi, … mahallesi ile Aziziye ilçesi, … mahallesi Bakanlar Kurulu'nun 01/04/2004 tarih ve 2004/7103 sayılı kararıyla 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca "Uygulama Alanı" olarak tespit edilmiştir. Anılan Bakanlar Kurulu kararından sonra yapılan çalışmalar sonucunda hazırlanan ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış parselasyon planı ile toplulaştırma işleminin nihai aşamasına gelinerek mahalinde ilan edilmiştir.
Toplulaştırma projesinin araziye uygulanması sonucunda idarece yapılan düzleştirme ve kanal çalışmaları nedeniyle yüzeyin su baskınına uğraması sonucu 2009, 2010 ve 2011 yıllarında tarımsal faaliyet yapılamadığından bahisle toplam 49.868,74 TL maddi zararın tazmini talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare Mahkemesi kararının davacının toplulaştırma işlemi neticesinde uğradığını belirttiği 2011 yılına ilişkin maddi zararın tazmini istemi yönünden reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bu kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

İdare Mahkemesi kararının davacının toplulaştırma işlemi neticesinde uğradığını belirttiği 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin maddi zararın tazmini istemi yönünden reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu belirtilmiş, 13. maddesinde, “İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 15/1-b maddesinde ise süreaşımı halinde davanın reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından Erzurum ili, Yakutiye ilçesi, … mahallesi ve Aziziye ilçesi … mahallesinde yapılan arazi toplulaştırma uygulaması idarece yapılan düzleştirme ve kanal çalışmaları sonucunda yüzeyin su baskınına uğraması nedeniyle 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin maddi zararın tazmini istenilmişse de; 2577 sayılı Kanun'un yukarıda belirtilen süreye ilişkin hükümleri uyarınca zararın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde davalı idareye başvurarak zararının karşılanmasını istemesi gerekirken bu süreler geçirilmek suretiyle açılan davada süre aşımı bulunduğundan 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin oluşan zararın incelenmesine olanak bulunmayıp, anılan yıllara ilişkin talep edilen tazminat istemi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekmekte olup, bu kısma ilişkin davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Temyiz istemine konu Mahkeme Kararının, reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesi:
21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.
Dava, 49.868,74 TL maddi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi'nce, reddedilen maddi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan … TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, davanın tümden reddi veya kısmen kabul kısmen de reddi durumlarında kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekâlet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücreti hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararı tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, maktu olarak belirlenen … TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan " Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine," ibaresinin "davacının maddi tazminat isteminin tamamı reddedildiğinden Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca maktu olarak belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine," şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının davanın esasına ilişkin temyiz istemi ile davalı idarenin temyiz isteminin reddine oybirliğiyle,
2. Davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA oybirliğiyle,
3.Davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz isteminin kabulüne, davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibaresinin "davacının maddi tazminat isteminin tamamı reddedildiğinden Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca maktu olarak belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine," şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2021 tarihinde karar verildi.


(X)-KARŞI OY :
Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, davacının maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi