
Esas No: 2021/2776
Karar No: 2021/2647
Karar Tarihi: 26.05.2021
Danıştay 10. Daire 2021/2776 Esas 2021/2647 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2776
Karar No : 2021/2647
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 04/06/2015 tarihinde alınan Borç Sorgulama Belgesinde yer alan 9005-9010 vergi kodlu 2001, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait toplam 1.100.939,56 TL tutarındaki idari para cezalarının, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun, borç döküm belgesinde yer alan borçlara ilişkin muhtelif zamanlarda posta yoluyla tebligat yapıldığı ve buna mukabil muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığı ve yine 6111 sayılı Vergi Barışı Kanunu'ndan yararlanılarak borcun 21/03/2011 tarihinde 18 takside bağlandığından bahisle reddine ilişkin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; uyuşmazlıkta, davalı idarece her ne kadar muhtelif zamanlarda tahsilat yapıldığından bahisle amme alacağı bakımından zamanaşımının kesildiği ileri sürülmekte ise de, mahkemenin 31/03/2017 tarihli ara kararına verilen cevapta, muhtelif tarihlerde 0,03-0,01-0,02-0.003-0,02 vs. kuruş şeklinde ödemeler yapıldığı ancak ödemelerin kimin tarafından yapıldığına ilişkin herhangi bir kaydın mevcut olmadığının bildirildiği, bu ödemelerin davacı şirket tarafından yapıldığının kabulü iktisadi icaplara uygun düşmediğinden ve hayatın olağan akışına göre normal bir durum sayılamayacağından, söz konusu ödeme nedeniyle zamanaşımı süresinin kesildiğinden bahsedilmesine olanak bulunmadığı, öte yandan davalı idarenin, davacının 21/03/2011 tarihinde 6111 sayılı Kanun ile düzenlenen vergi barışından faydalanmak için başvuruda bulunduğu ve bu nedenle zamanaşımının kesildiği iddia edilmiş ise de, vergi barışından faydalanma başvuru tarihi (21/03/2011) ile zamanaşımı süresi henüz dolmamış olan borçlar için zamamaşımı süresinin yeniden başlayacağı, oysa başvuru tarihi itibarı ile zamanaşımına uğramış olan borçların ise kampanyadan faydalanma nedeniyle ihya olamayacağı (yeniden canlanamayacağı), zamanaşımına uğrayan borçların borçlunun rızasıyla yaptığı ödemeler hariç hiçbir şekilde cebri icra yoluyla tahsil edilemeyeceği, bu bağlamda hukuka bağlı idare tarafından, borçların yapılandırılması sırasında zamanaşımına uğramış borçların re'sen dikkate alınması ve yapılandırmalara bu borçların dahil edilmemesi gerektiği, bu durumda, zamanaşımının gerçekleşmesinden sonraki tarihlerde yapılandırmadan faydalanmanın zamanaşımına uğramış alacağı canlandırmayacağından, Borç Sorgulama Belgesinde yer alan 9005-9010 vergi kodlu 2001, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait toplam 1.100.939,56 TL tutarındaki idari para cezalarının kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince; uyuşmazlıkta, davalı idare tarafından iddia olunduğu üzere davacı şirketçe muhtelif tarihlerde cüzi miktarda ödeme yapıldığı ve buna göre zamanaşımının kesildiği kabul edilerek takibe devam edildiği görülmüşse de; bu ödemelerin çok cüzi olmaları ve asıl borçlu Şirket aleyhine olacak şekilde tahsil zamanaşımı süresinin kesilmesine netice vermeleri nedeniyle borçlu şirket tarafından kendi özgür iradesiyle gerçekleştirilen ve borçtan kurtulma gayesine yönelik rızai ödemeler olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle zamanaşımı süresinin kesilmesi amacıyla temsili rakamlarla yapılan ve borçlu tarafından ortaya konulmayan ödemelerin zamanaşımı süresini kesmediği sonucuna varıldığı, ayrıca davacının vadesi geçmiş vergi borçları ile ilgili olarak 4 sayılı Tahsilat Genel Tebliği kapsamında 28/11/2008 tarihinde yapmış olduğu tecil başvurusu ile 6111 sayılı Kanun kapsamında yapmış olduğu ve konusu vergi borçları olan yapılandırma başvurusunun da görülmekte olan davaya konu amme alacağını oluşturan idari ve adli para cezaları ile ilgisinin bulunmadığı gibi davacı hakkında haciz tatbiki veya cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan tahsilat da bulunmaması nedeniyle zamanaşımının kesildiğinden söz edilemeyeceği, öte yandan, davacının, hakkında uygulanan ihtiyati haciz işlemi nedeniyle çek keşide etmek suretiyle ve ihtirazi kayıtla yapmış olduğu ödemenin de görülmekte olan bu davayı konusuz bırakmamakta olduğu, bu durumun dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle hukuka uygunluğunun denetimine engel olmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, her ne kadar uyuşmazlıkta, 6183 sayılı Kanun kapsamında zamanaşımı bulunmasa da idari para cezalarına ilişkin zamanaşımı süresinin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 21. maddesinde yazılı süre olan yedi yıl olarak işletilmesi gerektiği, ara karara karşılık bilgi ve belge gönderilmişse de Mahkemece zamanaşımını kesen haller kapsamında değerlendirilmediği, dava konusu işlemin davacının hukuki menfaatini etkileyecek nitelikte bir idari işlem olmadığından idari yargı merciinde dava konusu yapılmasının hukuka aykırı olduğu, yapılan cüzi ödemelerin kimin tarafından yapıldığına ilişkin bir kaydın mevcut olmadığı, bu ödemelerin herhangi biri tarafından kendi çıkarı doğrultusunda borçlu şirket adına yatırılmasının kabulünün iktisadi icaplara uygun düşmediği ve hayatın olağan akışına göre normal olarak karşılanamadığı, davacı tarafından 18/06/2015 tarihinde yapılan ödeme ile borcun sona erdiği, dolayısıyla davanın konusuz kaldığı, bu nedenle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı şirket tarafından, 04/06/2015 tarihinde alınan Borç Sorgulama Belgesinde yer alan 9005-9010 vergi kodlu 2001, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait toplam 1.100.939,56 TL tutarındaki idari para cezalarının, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun, borç döküm belgesinde yer alan borçlara ilişkin muhtelif zamanlarda posta yoluyla tebligat yapıldığı ve buna mukabil muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığı ve yine 6111 sayılı Vergi Barışı Kanunu'ndan yararlanılarak borcun 21/03/2011 tarihinde 18 takside bağlandığından bahisle reddine ilişkin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Tahsil Zamanaşımı" başlıklı 102. maddesinde, "Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi Kanunlardaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur." hükmüne yer verilmiş, "Zamanaşımının Kesilmesi" başlıklı 103. maddesinde, ödeme, haciz tatbiki, cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat, ödeme emri tebliği, mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, sayılan muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, ihtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi, amme alacağının teminata bağlanması, kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi, iki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi, amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması durumlarında zamanaşımının kesileceği, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağı, zamanaşımının bir bozma kararı ile kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcının yeni vade gününün rastladığı, amme alacağının teminata bağlanması veya icranın kaza mercilerince durdurulması hallerinde zamanaşımı başlangıcının teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günü olacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, Beyoğlu Vergi Dairesi'nin ... vergi numaralı mükellefi olan davacı tarafından, 9010-9005 vergi kodlu, 2001, 2002, 2003 ve 2004 dönemlerine ait toplam 1.100.939,56 TL tutarlı para cezalarının 04/06/2015 tarihinde yapılan borç sorgulamasında öğrenildiği ve aynı gün, 38080 sayılı yazı ile davalı idareye başvuru yapıldığı, davalı idare tarafından, borçlarla ilgili muhtelif zamanlarda (29/07/2002-19/11/2002-18/02/2003-08/08/2003 ve 08/12/2003) posta yoluyla tebligat yapıldığı ve yine muhtelif zamanlarda (24/12/2002-08/12/2009-24/02/2011-30/06/2011) zamanaşımını kesen ödemeler yapıldığı, ayrıca ... tarihinde, ... sayılı başvuru ile 6111 sayılı Vergi Barışı Kanunundan yararlanılarak borcun taksitlendirildiğinden bahisle davacının talebinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun' un 103. maddesinin 1. fıkrasının (11) sıra numaralı bendi hükmü uyarınca reddi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararıyla, davacı şirket adına yapılan ödemelerin çok cüzi olmaları ve şirket aleyhine olacak şekilde tahsil zamanaşımı süresinin kesilmesine netice vermeleri nedeniyle borçlu şirket tarafından kendi özgür iradesiyle gerçekleştirilen ve borçtan kurtulma gayesine yönelik rızai ödemeler olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle zamanaşımı süresinin kesilmesi amacıyla temsili rakamlarla yapılan ve borçlu tarafından ortaya konulmayan ödemelerin zamanaşımı süresini kesmediği sonucuna varıldığı, ayrıca davacının vadesi geçmiş vergi borçları ile ilgili olarak 4 sayılı Tahsilat Genel Tebliği kapsamında 28/11/2008 tarihinde yapmış olduğu tecil başvurusu ile 6111 sayılı Kanun kapsamında yapmış olduğu ve konusu vergi borçları olan yapılandırma başvurusunun da görülmekte olan davaya konu amme alacağını oluşturan idari ve adli para cezaları ile ilgisinin bulunmadığı gibi davacı hakkında haciz tatbiki veya cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan tahsilat da bulunmaması nedeniyle zamanaşımının kesildiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
6183 sayılı Kanun'un 103. maddesinde, kamu alacaklarına ilişkin tahsil zamanaşımının kesildiği hallerin tahdidi olarak sayıldığı, haciz tatbikinin de zamanaşımını kesen hallerden biri olarak düzenlendiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, aynı idari para cezasına konu kamu alacağı nedeniyle davacı şirketin mal varlığına haciz konulduğu ileri sürülerek ihtirazi kayıtla ödenen toplam 1.115.202,54 TL tutarlı para cezası ve faizine ilişkin borcun iptali ile ödenen bedelin tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, davanın reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine anılan dosyanın Dairemizin 2019/6955 sayılı esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile Dairemizin aynı tarihli toplantısında birlikte görüşülen E:2019/6955 sayılı dava dosyasının bir arada incelenmesinden; davacı şirket adına belirli tarihlerde zamanaşımı süresinin kesilmesi amacıyla temsili rakamlarla yapılan ve borçlu tarafından ortaya konulmayan ödemelerin ve davacı şirketin, 6111 sayılı Kanun kapsamında yapmış olduğu ve konusu vergi borçları olan yapılandırma başvurusunun görülmekte olan davaya konu amme alacağını oluşturan idari ve adli para cezaları ile ilgisi bulunmadığından söz konusu yapılandırma işleminin zamanaşımını kesmediği, bu haller dikkate alındığında söz konusu borçların zamanaşımına uğradığı sabit ise de, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden haciz tatbikinin tahsil zamanaşımını kesen hallerden biri olarak sayılması karşısında, davacı şirket tarafından, İzmir ili, Gaziemir ilçesi, ... mahallesi, ... pafta, ... sayılı ada ve ... nolu parselde bulunan taşınmazına, 2003, 2004, 2008 ve 2014 tarihlerinde haciz tatbikinin yapıldığının ileri sürüldüğü, haciz uygulamalarına ilişkin dava dosyasında bir takım bilgi ve belgelerin bulunduğu, keza davacının söz konusu adreste bulunan taşınmazına yönelik haciz uygulamasının kaldırılması amacıyla kamu borcunu ihtirazi kayıtla ödemesi üzerine anılan haciz uygulamasının kaldırıldığı dikkate alındığında, belirtilen tarihlerde haciz tatbikinin yapılıp yapılmadığı, söz konusu haciz tatbikinin dava konusu kamu borcu nedeniyle yapıldığının saptanması halinde söz konusu borçların vade tarihleri dikkate alınarak haciz tatbiki nedeniyle borcun zamanaşımına uğrayıp uğramadığının Bölge İdare Mahkemesince araştırılması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin eksik incelemeye dayalı temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 26/05/2021 tarihinde oy birliğiyle, kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
