Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1814
Karar No: 2021/1039
Karar Tarihi: 26.05.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1814 Esas 2021/1039 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1814
Karar No : 2021/1039

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 11/03/2020 tarih ve E:2016/2602, K:2020/1781 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyeliğine, 2547 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca gösterilecek üç adayın belirlenmesi amacıyla Danıştay tarafından yapılan seçimde en yüksek oyu alarak birinci sırada aday gösterilmiş olmasına rağmen Yükseköğretim Kurulunca yeniden seçilmemesine ilişkin işlem ile Danıştay Tetkik Hakimi ...'ın Yükseköğretim Kurulunca Denetleme Kurulu Üyesi olarak seçilmesi ve Yükseköğretim Kurulu Başkanı tarafından atanmasına ilişkin işlemin ve söz konusu işlemin dayanağını oluşturan Yükseköğretim Kurulu Teşkilatı ve Çalışma Usulleri Yönetmeliği'nin, "Başkanın Görev ve Yetkileri" başlıklı 9. maddesinin birinci fıkrasındaki "Başkan, seçimi kurullara verilen akademik personelin ve diğer kişilerin atamalarını yapar" hükmü ile, "Denetleme Kurulu Başkan ve Üyelerini Atama Yöntemi" başlıklı 44. maddesindeki; "Başkan, Denetleme Kurulu Başkanlığı ve üyelikleri için aday olanların durumlarını incelemek üzere Yürütme Kurulu üyeleri arasından 5 kişilik bir "Denetleme Kurulu Adaylarını İnceleme Komisyonu" oluşturur. Komisyon, adayların durumlarını inceleyerek değerlendirir ve sonuçlarını bir raporda Yürütme Kuruluna bildirir. Kurul uygun gördüğü adayı atanmak üzere Başkan'a önerir. Başkan atamayı yapar." hükmünün iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 11/03/2020 tarih ve E:2016/2602, K:2020/1781 sayılı kararıyla;
Yükseköğretim Kurulu Teşkilatı ve Çalışma Kuralları Yönetmeliği'nin 9. ve 44. maddeleri yönünden;
2547 sayılı Kanun'un 6. maddesinin (c) fıkrası, 8. maddesi ve 9. maddesi gereği ve Yükseköğretim Kurulu Başkanı'nın Yükseköğretim Kurulunu temsil ettiği, atamaların Başkan tarafından yapılacağı, Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyelerinin Yükseköğretim Kurulu tarafından seçileceği, Yükseköğretim Denetleme Kurulunun yükseköğretim kurumlarının denetlenmesi dışında kalan yetki ve görevlerinden uygun gördüğü bölümlerini Yürütme Kuruluna devredebileceği, Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyeleri seçiminin yükseköğretim kurumlarının denetlenmesi kapsamı dışında olduğu, Yükseköğretim Kurulu Teşkilatı ve Çalışma Usulleri Yönetmeliği'nin de bu hükümlere paralel düzenlemeler içerdiğinin anlaşıldığı,
Bu durumda, dayanağı Kanun'a uygun olarak çıkarılan dava konusu Yükseköğretim Kurulu Teşkilatı ve Çalışma Usulleri Yönetmeliği'nin 9. maddesindeki "Başkan, seçimi kurullara verilen akademik personelin ve diğer kişilerin atamalarını yapar" hükmünde ve 44. maddesindeki "Başkan, Denetleme Kurulu Başkanlığı ve üyelikleri için aday olanların durumlarını incelemek üzere Yürütme Kurulu üyeleri arasından 5 kişilik bir "Denetleme Kurulu Adaylarını İnceleme Komisyonu" oluşturur. Komisyon, adayların durumlarını inceleyerek değerlendirir ve sonuçlarını bir raporda Yürütme Kuruluna bildirir. Kurul uygun gördüğü adayı atanmak üzere Başkan'a önerir. Başkan atamayı yapar." hükmünde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Bireysel işlemler yönünden;
Dava dosyasınında yer alan bilgi belgelerden davacının Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyeliğine, 2547 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca gösterilecek üç adayın belirlenmesi amacıyla Danıştay tarafından yapılan seçimde en yüksek oyu alarak birinci sırada aday gösterilmiş olmasına rağmen Yükseköğretim Kurulunca yeniden seçilmediği, Kanun'un verdiği yetki uyarınca Yükseköğretim Kurulunun teşkilatına, çalışma usullerine, üyelerin hukuki durumları ile ilgili hususlara ilişkin usul esasları belirleyen dava konusu Yönetmelik hükmünün uygulanması neticesinde davacının Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyeliğine yeniden atamaması ve ...'ın atanması yolunda tesis edilen işlemin de hukuka ve mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, temyize konu kararda iddialarının yeterince ele alınıp değerlendirilmediği; dava dilekçesinde arz olunan ve resen göz önünde bulundurulacak sebeplerle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından, Danıştay Tetkik Hakimi ...'ın Yükseköğretim Kurulunca Denetleme Kurulu Üyesi olarak seçilmesi ve Yükseköğretim Kurulu Başkanı tarafından atanmasına ilişkin işlemin iptalinin istenildiği anlaşıldığından, bu davanın sonucundan ... isimli kişinin menfaatinin etkileneceği açıktır. Bu nedenle, Danıştay Sekizinci Dairesince, davanın adı geçen kişiye ihbar edildikten sonra bir karar verilmesi gerekmekte ise de, davada verilen ve ...'ın lehine olan ret kararı Kurulumuzca hukuka uygun bulunduğundan, bu aşamada davanın ihbar edilmemiş olması bozma nedeni olarak görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 11/03/2020 tarih ve E:2016/2602, K:2020/1781 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 26/05/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda ...bilirkişi, keşif, delilerin tespiti... hallerinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçiminin Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından resen yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Davanın ihbarı konusunda taraflardan birinin talebi olmasa bile, ihbarın Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından resen yapılması gerektiği açıktır. Ayrıca, yargılanan işlem olmakla birlikte, dava sonucunda verilecek karardan doğrudan etkilenecek kişiye ihbarda bulunulmayıp onun bilgisi dışında ve uyuşmazlığa ilişkin beyanları alınmadan davanın sonuçlandırılması, Kanun'un amir hükmünün ihlâli olacağı gibi, Anayasa'nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da ihlâli sonucunu doğurur.
Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Menemen Minibüsçüler Odası/Türkiye kararında, yargıya erişim hakkının, AİHS'nin 6. maddesinin "yargılanma hakkı" ile ilgili birinci fıkrasının yalnızca bir yönünü oluşturduğuna, erişim hakkının etkin olabilmesi için, haklarına müdahale edilen bir kimsenin açık ve kesin bir şekilde bu işleme itiraz edebilmesi ve bu itirazların mahkemece tartışılabilmesi ve incelenmesi gerektiğine, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin mahkemeye erişim hakkını doğrudan etkilediğine işaret etmiştir.
Olayda, Danıştay Tetkik Hakimi ...'ın Yükseköğretim Kurulunca Denetleme Kurulu Üyesi olarak seçilmesi ve Yükseköğretim Kurulu Başkanı tarafından atanmasına ilişkin işlemin iptalinin istenildiği anlaşıldığından, bu davanın sonucundan ... isimli kişinin menfaatinin etkileneceği açıktır.
Bu itibarla, davanın ...'a ihbarı yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken, davanın ihbarına ilişkin usul işletilmeksizin verilen kararda bu yönüyle hukuki isabet görülmediğinden, Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi