9. Hukuk Dairesi 2013/5526 E. , 2013/8216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, Bakanlığın iş kolu tespiti kararının iptali ile müvekkiline ait ambalaj tesisinin iş kolları tüzüğünün 12 sıra numaralı "çimento, toprak ve cam" işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkeme, husumet yokluğundan reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin ... ili Merkezde kurulu fabrikalarında seramik ve porselen üretim işiyle iştigal etmekte olan bir anonim şirket olduğunu ve bu tesiste seramik ve porselen ürünlerinin ambalajlarının üretildiğini, davalı sendikanın müracaatı üzerine, bakanlık tarafından yapılan inceleme sonucunda sendikalar kanununa bağlı iş kolları tüzüğünün 09 sıra nosuna kayıtlı "kağıt" iş koluna girdiğinin tespit edildiğini ve bakanlığın bu tespitinin 26/05/2010 tarih 27592 sayılı resmi gazetede yayınlandığını, ancak bakanlığın bu tespitinin hatalı olduğunu, iş kolları tüzüğünün 3.maddesine göre "bir işyerinde yürütülen asıl işin yardımcı işlerde asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılır" hükmü karşısında asıl işin satışa arz edilmesi için yapılması mecburi olan ambalaj işi olduğunu, bu nedenle davalı Bakanlığın iş kolu tespiti kararının iptali ile müvekkiline ait ambalaj tesisinin iş kolları tüzüğünün 12 sıra numaralı "çimento, toprak ve cam" işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı sendika vekili cevap dilekçesi ile;gerek Yargıtay"ın gerekse öğretide kabul edildiği üzere,bu davaların işveren tarafından açılması halinde husumetin bakanlık yanında tespit edilen iş kolundaki örgütlü olan sendikalara yöneltilmesi gerektiği oysa müvekkilinin 09 sıra numaralı iş kolunda değil,10 sıra numaralı iş kolunda örgütlü olup açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde : Ambalaj fabrikası ... Seramik Porselen Turizm A.Ş. nin bünyesinde üretim tesisi olup, kağıt bobinden çeşitli ebatlarda satın alınan oluklu levhası üzerine ofset baskı yapılarak ya da yapılmadan kesim, katlama işlemleri yapılması ile ambalaj kutusu üretimi yapıldığı, üretimin ... Porselen A.Ş nin porselen fabrikası ve karo seramik fabrikasına yönelik olduğu talep halinde siparişe göre çeşitli ebatlarda dışarıya işlenmiş mukavva kutu üretiminin de yapıldığı, bu nedenle işyerinde yapılan işlerin "işkolları tüzüğünün" 09 sıra numaralı "kağıt" işkolunda yer aldığı tespit edilmiş ve buna ilişkin 18/05/2010 gün ve 2010/24 sayılı işkolu tespit kararı 26/05/2010 tarih ve 27592 sayılı Resmi Gazetede yayınlandığını; söz konusu
İşkolu tespit kararına ... İş Mahkemesinde 2010/371 – 2010/ 372 2010/374 E. İle dava açılması ve aynı işyeri ile ilgili olması nedeniyle birleştirilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı şirketin fabrikasında yapılan işlerin niteliği itibariyle iş kolları tüzüğünün 10 sıra nolu "basım ve yayın" iş koluna girdiği gerekçesiyle davacının davalı bakanlık hakkındaki davasının reddine, sendika hakkındaki davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2821 sayılı Sendikalar Kanunun 4 ve 60. maddeleri uyarınca tespite konu işyerinin girdiği işkolunun belirlenmesi ve yapılan tespitin iptalinin gerekip, gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Türk toplu iş hukukundaki normatif düzenlemelerde iş kolu kavramı önemli bir yer tutmaktadır. 2821 sayılı Sendikalar Kanununa göre, öncelikle işçi ve işveren sendikaları işkolu esasına göre kurulmaktadır (m.3). İşkolunun belirlenmesi konusunda özel bir norm düzenlenmiştir (m.4). Anılan maddeye göre işkolu tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılan tespit ile ilgili kararın Resmi Gazete "de yayımlanmasına müteakip bu tespite karşı ilgililerin iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede on beş gün içinde dava açabileceği belirtilmiştir. Belirtilen süre hak düşürücüdür.
İşçi ve işveren sendikalarının kurulabilecekleri işkolları2821 sayılı Sendikalar Kanununun 60.maddede gösterilmiştir. Anılan maddede, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılacağı ifade edilmiştir. Yine aynı maddede; bir işkoluna giren işlerin neler olacağı, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşü de alınarak ve uluslararası normlarda göz önünde bulundurularak bir tüzükle düzenleneceği belirtilmiştir.
Söz konusu tüzükte işkollarına giren işler, tüzüğe ekli listede belirtilmiştir. Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerde, asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılacağı vurgulanmıştır. (Tüz m.3)
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu (Toplu GLK)"nun üçüncü maddesinde “ bir toplu iş sözleşmesi aynı işkolunda bir veya birden çok işyerini kapsayabilir” tümcesi ile esas olarak işyeri toplu iş sözleşmesini esas almıştır.
Anılan maddenin ikinci fıkrasına göre, bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurumu ve kuruluşlarına ait aynı iş kolunda birden çok işyerine sahip bir işletmede ancak bir toplu iş sözleşmesi yapılabilir. Bu kanun anlamında yapılan sözleşme tipine işletme toplu iş sözleşmesi denir. Ancak, fıkrada ayrık bir düzenlemeye de yer verilerek, kamu kurum ve kuruluşlar için tek bir işletme toplu iş sözleşme yapılabilmesine olanak tanınmıştır.
İşkolu kavramı sendikaların faaliyet alanlarını belirleyen temel bir öğedir. Birbirine benzer işler bir hukuki kalıp altında toplu iş hukukuna sunulmaktadır.
İş kolu tespitinde birim olarak işyerinin alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı Yasa"nın 2.maddesinin gerekçesinde iş yeri tanımı teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olduğu belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyerimi yoksa bir birinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amacta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir. Öte yandan teknolojik ve ekonomik gelişmeler bir işyeri çerçevesinde mal ve
hizmet üretimi, pazarlama ve müşterilere sunulması yönünden çok yönlü bir yapısal değişikliği gerektirmesi nedeniyle bir işyerinin amacının gerçekleşmesinde işlerin görülmesi işyerinin kurulu bulunduğu “yerin” dışına taşmış, özellikle “işveren kurulan iş organizasyonu” içerisinde işyeri niteliğinde olmayan irtibat bürolarına veya yurt genelinde veya ilin içinde işlerin yürütüldüğü örgütlenmeye kadar genişletmek gereksinimi duyulmuştur. Bu bağlamda 2.maddede “iş yeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür” hükmü getirilmiştir
İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri teknik bir amacı gerçekleştiren temelde örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürelikli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır.
Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örğütlenmişse yahut bu yerlerde aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır.
Farklı üretim birimlerinin tek bir işyeri sayılması için aynı arazi sınırları içinde bulunmaları gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının zorluğu tartışmasızdır.
Toplu İş Hukuku anlamında işyerinin işçilerin dayanışmadan kaynaklanan ortak menfatleri oluşmasına olanak sağlayan ve faliyetlerini sürdürebileceği bir sürekliliğe sahip ve işverenede asıl işin girdiği iş kolunda sendikal muhatap yaratacak bir birim olması gerekmektedir. Alman ve Fransız Hukukunda işyerinin neresi olduğu ve sınırlarının belirlenmesi sosyal tarafların özerkliğine terk edilmiştir. Oysa hukukumuzda işyeri mutlak ve tartışmasız olarak kabul edilmektedir. İşyeri kavramı fonksiyonel bir kavramdır.
İşletme ise genel olarak iktisadi bir amacın gerçekleşmesi için aynı işverene ait birden fazla işyerinin örgütlenmesi ile oluşmuş bir ünite olarak tanımlanmaktadır. İşyerini işletmeden ayıran temel ölçütlerden biri izlenen amaçtır. İşletme mutlaka ekonomik bir amaç gütmesi gerekmez. İşyeri işletmenin genel olarak bağımsız bir bölümü olarak düşünülmesi gerekir. Ticaret Hukukundaki işletmeden farklı bir amaç gütmektedir. Çünkü ticari işletmelerde işçi çalıştırma zorunluluğu bulunmamaktadır.
İşyeri ve işletme ayırtımında organizasyon kavramıyla bir ayrıştırmaya gitmek de mümkün değildir. Çünkü işletmenin de işyerinin de bir organizasyon içerisinde örgütlenmesi mümkündür. Ancak işletmenin işyerine göre büyüklüğü aynı şekilde organizasyondaki büyüklüğünü gerektireceği kaçınılmazdır. Öte yandan işverenin ötesinde işletmenin profosyonel bir yönetim kadrosu oluşturacağı da gerçektir.
Temel sorun 4857 Sayılı Yasadaki işyeri kavramının genişliğinin Toplu İş Hukukuna yansımamasıdır. İşletme ve işyeri ayrımının bu bağlamda sorun çıkarması kaçınılmazdır.
Özetleyecek olursak işyerindeki faaliyet hangi teknik amacı taşıyorsa asıl iş odur. İşyeri organizasyonu içerisinde asıl işin gerçekleşmesini sağlayan diğer işler ise yardımcı işlerdir. Mal ve hizmetler için yatırım araçları ve işçi sayısı bu konuda ölçüt olabilir. Ancak bir işyerinde başka bir işverene ait ayrı bir işkolunda faaliyet var ise ayrı iş kolundan söz edilebilir. İşletme iş kolu tespiti için asıl iş ve yardımcı iş kavramına yer verilemez.
Bundan başka, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 4. maddesindeki "Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılır. Çalışma Bakanlığı tespit ile ilgili kararını Resmi Gazetede yayınlar. Kararın yayınına müteakip
İlgililer iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede 15 gün içinde dava açabilirler." ifadesinde "ilgililer" sözcüğünden işveren ve o işkolunda kurulu bulunan sendikaların anlaşılması gerekir. Açılan dava ile işyerinin işkolu tespitinin değişmesi söz konusu olduğundan işveren ve işkolunda kurulu sendikalar itiraz hakkını kaybedecektir.
Somut olayda yapılan yargılama sonunda verilen karar aynı işkolunda faaliyet gösteren diğer sendikaları da ilgilendirdiğinden davaya bu sendikalarında dahil edilmesi gerekir. Mahkemece tespit kararından etkilenecek işyerinde örgütlenmiş veya işkolu tespit kararında işyerinin girdiği işkolu olarak gösterilen işkolunda faaliyet gösteren sendikalar davaya dahil edilerek gösterecekleri delillerin ve karşı delillerin toplanıp birlikte bir değerlendirme yapılması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair itirazların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.